Çocuklardaki obeziteye karşı 'okullarda ders' önerisi

Çocuklardaki obeziteye karşı 'okullarda ders' önerisi

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Göral, Türkiye'de yaygınlaşan obeziteye karşı bilinçlendirmelerin çocukluk çağından itibaren yapılması gerektiğini belirterek, bu konuda okullarda ders verilmesi önerisinde bulundu

Türkiye'de ciddi bir halk sağlığı sorununa dönüşen obeziteye ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Medipol Mega Üniversitesi Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral, obezitenin, vücuda alınan fazla enerji veya kalorinin, tüketilmemesi sonucu yağ deposu olarak birikmesi ve birtakım hastalıklara yol açması anlamına geldiğini söyledi.

Vücut kitle endeksi 25-30 arasındaysa kişinin "aşırı kilolu", 30'u geçiyorsa obez olduğunu aktaran Göral, obeziteyle ev ve aileden başlayarak üst düzeylere kadar süren toplumsal bir mücadele gerektiğini ifade etti.

Obezitenin yol açtığı sağlık sorunlarına da değinen Göral, bunları "şeker hastalığı, karaciğer yağlanması, hipertansiyon, kalp damar hastalıkları ve birtakım kanserler" şeklinde sıraladı.

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) Avrupa genelini kapsayan obezite raporlarında, Türkiye'nin ilk sıralarda yer almasını değerlendiren Göral, şöyle konuştu:

"Günümüzde aşırı enerji veren içeceklerin olması, kalorisi yüksek gıdaların alınması, hareketsizlik, yaşam şartlarının değişmesi, oturarak yaşamak, çok fazla yemek, akşam evde çok fazla yemek yemek buna sebep olabiliyor.

"TÜRKİYE'DE OBEZİTEYE KARŞI PLANLAMA YAPILMALI"

Gelecekte obezite ile ilgili Türkiye'yi bekleyen senaryoya ilişkin Göral, "Dünyada obezitenin merkezi Amerika. Aşırı kilolu insanlar var ve restoranda büyük öğünlü gıdalar alıyor. Aşırı asitli, şekerli gıdalar içiyorlar. Türkiye böyle olmayacak çünkü Amerika'daki obezite bize kötü bir örnek. Türkiye'de bence obezite planlaması yapılması lazım. Toplumsal bir çalışma olmalı, aile içinden başlayıp üst düzeylere kadar." değerlendirmesini yaptı.

Prof. Dr. Vedat Göral, Türkiye'de obezitenin çocukluk çağında da görülmesinin nedenlerinden birinin, annelerin duygusal davranarak çocuklarına yemek konusunda ısrar etmeleri olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

"Amerika'ya giderken 4-5 aylık bir çocuk uyuyordu. İstanbul-New York arası 12 saat. O süre içerisinde çocuk 4-5 saat sonra uyandı. Annesi mamasını verdi, çocuk istemedi ve annesi mamayı yerine koydu. Ama bence Türkiye'de annelerimiz çok daha duygusal olduğu için mutlaka çocuğun ağzına tıkar ve mamayı bitirirlerdi. Bu yanlış bir şey. Zaten çocuk açsa mamayı alır. Ama karnı toksa, istemiyorsa zorlamaya gerek yok. İlkokul ya da ortaokullarda ödül olsun diye hep tatlı, enerjisi yüksek gıdalar, çikolatalı gıdalar öneriliyor. Bu çok yanlış. Onun yerine çok daha basit, gezi, yüzme, tiyatro, sinema ödül olabilir."

ÇOCUKLARDA OBEZİTE GÖRÜLME ORANI YÜKSEK

Prof. Dr. Vedat Göral, sigara ve alkolün de kötü bir faktör olduğunun altını çizerek, obeziteli bireylerin varsa bu alışkanlıklarını mutlaka azaltmaları gerektiğini dile getirdi. Prof. Dr. Göral, tavsiyelerini şöyle sürdürdü:

"Haftanın 5 günü, en az 45 dakika olmak şartıyla yürüyüş yapmamız lazım. Deniz kenarı, park, gölet kenarı olur. Bazı insanlar 'Biz akşama kadar oturmuyoruz, çalışıyoruz.' diyor. Öyle değil de 45 dakika eşofmanla yürüyüş yapmak lazım. Yağlı gıdaları azaltmamız lazım. İş yerine atıştırmalık götürmemek lazım. Eğer acıkırsak hemen kurabiyeye veya tatlıya saldırıyoruz. O anda su içmek lazım. Su gerçekten açlığı bastırıyor. Derslerde, televizyonlarda, reklamlarda obezitenin kötü bir hastalık olduğu anlatılmalı. Çocuklara okullarda ders olarak anlatılmalı. Her sene tekrar edilmeli. Belki de o dersi gönüllü bir hekimin anlatması lazım, çocuk doktoru veya dahiliye, endokrin uzmanı olabilir. Televizyonlarda çok fazla tatlı, şekerli şeylerin tüketilmesinin önerilmemesi gerekiyor. Onun yerine yürüyüş, spor, egzersiz gibi şeyler anlatılmalı. Televizyon kanallarında spotlar halinde 'Obezite kötü bir hastalıktır' gibi çocuklara yönelik bir duyuru yapılması gerekiyor."

Göral, Türkiye'de çocuklardaki obezite oranına ilişkin, "Türkiye'de yapılan bir çalışmaya göre, 5 yaşa kadar yüzde 8,2, 6-18 yaş arasında da yüzde 8,5 civarlarında. Yüksek düzeyde. Bunu erişkinliğe geçtikten sonra da devam ettirmemek lazım." dedi.

Obezitenin sadece çok yemekten kaynaklanmayabileceğini, birtakım psikolojik rahatsızlıkların, hormonal değişikliklerin ve hareketsizliğin de buna neden olabileceğini belirten Göral, Türkiye'de bu hastalığın tehlikesinin fark edilip önlem alınması gerektiğini sözlerine ekledi.

aa

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.