Çinli (Uygur) gençler Rahmet Nebîsi’nin huzurunda

Günlerdir Çin’de katliâm yaşanıyor. Maocu materyalist kasırganın yakıp kavurduğu  mazlum ve mağdur bir milletin ahlarından  özgürlük kuleleri yükselecek, ebedî tebessümlere dönüşecek inşallah…
***
Kâinatın medar-ı iftiharı, şefkat ve Rahmet tablosu Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm arasındaki mânevî köprü daha da güçlenecek, yaşanan hâdiseler arkasında rengârenk çiçekler açacaktır inşallah…
***
Yakın bir tarihte Çin'den (Uygur kökenli gençlerden) bir grup genç, internet vasıtasiyle İslâm’la tanışırlar. Türkiyedeki hizmet erbabıyla kurdukları irtibat sonucu Türkiye’ye gelirler ve grup halinde umre ziyaretine giderler.
***
Hatırladığım kadarıyla, içlerinden Muhammed ismini alan bir genç, İman ve Kur’ân'la alakalı öğrendiği her meseleyi hemen hayata geçirmeye çalışır. O kadar ki, içkinin haram olduğunu öğrenen Muhammed, ülkesindeki kardeşini arar ve çalıştırdıkları meyhanenin kapatılmasını ister.
***
Çok zevkli, verimli bir umre programı düzenlenmiştir. İslâm’ı, Kur’ân'ın  nazil olduğu mekânlarda aşk ve heyecanla yerinde öğrenmeye çalışırlarken, kendilerine hidâyet nasip eden ve nurlu yolu gösteren Rablerine hamd ve övgü ile  secdeye varırlar.
***
Artık bir an önce Resûlullah’ın Ravzasında olmak ve O Zât-ı Nûrâniye  biatlarını, salâvat ve selâmlarını takdim etmek için imâna açılmış gönülleri heyecanla çarpıyordu…
***
Son Nebî’nin (a.s.m) huzurundaydılar…İnsanlığın en güzide, en eşref, en emîn, en şefkatli, en sevgili, ahlâk-ı hamîdenin en son ve en üst modeli, nümûnesi olan emsalsiz Zât-ı Kibriyânın Nur iklimine girmiş olmanın metafizik gerilimini yaşıyorlardı.
***
Benliklerini ve bedenlerini O’nun ruhunda ve nurunda eritmenin hazzına diyecek yoktu…Kendilerinden geçmişlerdi. Bundan daha büyük bir mutluluk olamazdı.
Hele içlerinden biri vardı ki, genç kalbinde ve ruhunda mânevî elektrik dalgaları  ve  şimşekler çakıyordu. Kalbi bu akıma dayanamamış  ve oracıkta, yüce Resûlün dizi dibinde emaneti sahibine teslim etmişti.
***
Hastaneye kaldırılmasından sonra, mevki sahibi bir zat gelerek direkt Muhammed ismindeki genci soruyor ve Resûlullah Efendimizin rüyasında kendisini görevlendirdiğini, cenaze işlemlerini bizzat takip etmesini istediğini ifade eder ve gereğini yapar.
***
Tâ Çin’deki ümmetinden tutunuz da, dünyanın ve ukbânın  her köşesindeki, her coğrafyasındaki, her zaman ve mekândaki ümmetiyle çok yakından alakadar ve ilgili olan O şefkat Nebîsi’nin Çanakkale ile, Osmanlı ordusuyla olan irtibat ve yardımları da ayrıca dikkate değer önemli hâdiselerdir.
***
O, bir Cihan Paygamberidir ve getirdiği  rahmet bütün âlemi kuşatmıştır. Öylesine kuşatmıştır ki, yüzyıllar sonra O’na âşık ve hürmetkâr bir millet olan şühedâ neslinin takipçisi Müslüman-Türk Milleti’nin, O’nun muvahhit ordusunun tâ Çanakkale’de yardımına koşacak kadar, aziz şehidlere âğûşunu açacak kadar ve Uygur gençlerine sinesini açacak kadar engin bir Rahmetin sahibi ve yansıtıcısıdır.
***
O’nu, O’nun müstakîm yolunu tâkip edenler kurtulur.
O’nun dâvasına hizmet edenler, dünya diktatörlerinden ve baskıcı rejimlerden önünde-sonunda halas olacaklardır.
Kaybedenler hep zalimler, kazananlar  ise mazlumlar olacaktır.
Uygurlar da inşallah hürriyetlerine kavuşmuş olacaklardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum