Çevremiz sağlam karakterli çocuk yetişmeye uygun mu?

“Anne ve babalar! Şimdi siz, vicdanınıza başvurarak bir düşünün. Aile çevrelerindeki hava, çocukların sağlam karakterli yetişmesi için uygun mudur, değil midir?”

Bu soruyu “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” adlı kitabın yazarı 1910’larda sorar. Bu kitap 1928’de de ilk kez ülkemizde basımı yapılmış ve ilgiyle karşılanmıştır.

Bu kısa bilgiden sonra sorumuza dönelim tekrar. Ailelerin günümüzde de istedikleri sağlam karakterli çocuklar yetiştirmek değil midir? Yüzyıl önce yüzyıl sonra fark etmiyor. Problem aynı. Bu soruyu her zaman diliminde soruyorsak o zaman yanlışlık nerede?

Yazar bunun cevabını kitabın ilerleyen sayfalarında veriyor. Yüzyıl öncesinden günümüze sesleniyor:

“Çocuklara: ”Yalan söyleme, hile yapma! Bu doğru değildir, günahtır, insanları senden nefret ettirir” derler. Ama bu sözleri söyleyen kişiler, birbirlerini aldatır, başkalarını aldatır. Ya da etrafındaki çocuklara: “Kimseyi incitmeyin, kibar ve terbiyeli olun” derler. Derler ama dediklerine kendileri uymazlar.”

Çocuklarımıza söylemlerimizin neden etkili olmadığı şimdi daha iyi anlaşılıyor değil mi? Sözlerin kimin, nerede, niçin söylediğinin bir önemi yok. Önemli olan söylenenlerin doğruluğu.

Yazara biraz daha kulak verelim:
Çocuklar, hile ve aldatmayı çabuk fark eder. İlk önce şaşırırlar. Ailelerinin kendilerine kötü ve günah olarak gösterdikleri şeyleri nasıl yaptığını anlayamazlar. Sonra bu ters durumu göre göre, anne ve babalarının sözleri ile uygulamalarının birbirine uymadığı kanaatine ulaşırlar. Bu durumun sonunda çocukların anne ve babalarına güveni kalmaz. “Bunu yapmayın, şunu yapın!” gibi öğütlere artık aldırış etmezler.”

Kitabın devamında da güzel tavsiyeler var. Yukarıda yaptığımı alıntılara katıldığım gibi yazarın diğer tavsiyelerine de katılıyorum.

Ülkemizi düşünerek tekrar sorumuza dönelim. Aile çevremiz ya da bulunduğumuz çevre çocuklarımızın sağlam karakterli yetişmesi için uygun mudur?

Sorunun cevabı “evet” ise problem yok. Ama çoğunluğun “Hayır” diyeceğini tahmin ediyorum. O zaman iş, başta ailelere düşüyor. Çocukları için güvenli bir ortam oluşturmak zorundalar/zorundayız. Şartlar ne kadar zor da olsa bunun için çalışmalıyız. Yani daire dar ama yapılacak iş büyük, bir o kadar da önemli.

Çevremizin, eğitim sitemimizin, basınının, sanal âlemin vb.nin durumları ortada. Çocuklarımızı bunların yetiştirmelerini beklersek veya bunlardan medet umarsak vay halimize.

Son olarak çocuğumun bir paylaşımını sizlere aktarmak istiyorum. Onlar için yazıyorsak onlara da kulak vermemiz gerekir diye düşünüyorum.

“Baba yeteneksiz çocuk yok, yetersiz çocuk vardır. Bizleri yeterli hale getirmek de sizlerin görevi.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.