Biz yerin içinde kaybolduğumuz zaman mı yeni bir yaratılışta olacağız?

Biz yerin içinde kaybolduğumuz zaman mı yeni bir yaratılışta olacağız?

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Secde Sûresi 10-14. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor

10 . Hâlbuki (onlar): “(Biz) yerin içinde kaybolduğumuz zaman mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışta olacağız?” dediler. Hayır! Onlar, Rablerine kavuşmayı inkâr eden kimselerdir.

11 . De ki: “(Canınızı almak husûsunda) size müvekkel olan (vekil kılınan) ölüm meleği canınızı alacak;(*) sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.”

12 . (Ey Resûlüm!) Rablerinin huzûrunda başlarını öne eğen kimseler olduklarında günahkârları bir görsen! (O zaman:) “Rabbimiz! Gördük, işittik; şimdi bizi (dünyaya bir daha) döndür de sâlih bir amel işleyelim; doğrusu biz (artık) kesin olarak inanan kimseleriz” (derler).

13 . Hâlbuki dileseydik, herkese hidâyetini elbette verirdik; fakat (herkesi kendi irâdesinde serbest bırakarak) benden: “Cehennemi, bütün cinlerden ve insanlardan (emirlerime isyân edenlerle) muhakkak dolduracağım!” sözü hak olmuştur.

14 . Öyle ise, bu gününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz için (azâbı) tadın (bakalım)! Çünki (bugün de) biz sizi unuttuk; o hâlde yapmakta olduklarınızdan dolayı tadın ebedî azâbı!

(*) “Hazret-i Azrâîl Aleyhisselâm, Cenâb-ı Hakk’a demiş ki: ‘Kabz-ı ervah (ruhların alınması) vazîfesinde ibâdın, yani kulların benden şekvâ (şikâyet) edecekler ve bana küsecekler.’ Cenâb-ı Hakk, lisân-ı hikmetle (hikmet diliyle) ona demiş ki: ‘Seninle kullarımın ortasında, musîbetler ve hastalıklar perdesini bırakacağım. Tâ şekvâları onlara gitsin sana küsmesinler.’ (...) Öyle de, Hazret-i Azrâil Aleyhisselâm da bir perdedir. Kabz-ı ervahda, zâhiren merhametsiz görünen ve rahmetin kemâline (yüceliğine) münâsib düşmeyen bâzı hâlâta (hâllere)merci‘ (muhâtab) olmak için, o me’mûriyete bir nâzır (bakan) ve kudret-i İlâhiyeye bir perdedir.” (Tılsımlar, 22. Söz, 47)