Bir kişiyi havada uçarken dahi görseniz!
Kâfir, fâsık ve müteşeyyıh, yâni velî olmadığı hâlde velîlik taslayan bâzı şahıslardan evliyânın kerâmetine benzer birtakım fevkalâdelikler sâdır olabilir. Bunların iddiâlarına uygun olarak meydana gelen hârikulâdeliklere de istidraç denilmiştir.
Kerâmetin zıddı olarak, kâfir, fâsık ve müteşeyyıh, yâni velî olmadığı hâlde velîlik taslayan bâzı şahıslardan evliyânın kerâmetine benzer birtakım fevkalâdelikler sâdır olabilir. Bunların iddiâlarına uygun olarak meydana gelen hârikulâdeliklere de istidraç denilmiştir.
Böyle hâller birtakım rûhî temrinler sâyesinde gerçekleşir. Yâni, ruhtaki bâzı kâbiliyetleri din dışı birtakım tesirlerle de kuvveden fiile çıkarmak mümkündür. Meselâ Hind fakîrleri de ekseriyâ riyâzat yoluyla rûhî bir kuvvete ulaşırlar. Bâzan da bu, sihir veya cinnîlerden “huddam”3kullanmak sûretiyle vâkî olur. Bu gibi fevkalâdeliklerin kerâmetten farkını anlayabilmek ilim işidir. Fakat şu kadarını söyleyelim ki böylelerinin hayâtı takvâ ölçüleri içinde cereyân etmez. Bunlar sünnet-i Rasûlullâh’a ittibâda nâkıstırlar. İlk dikkat edilecek nokta da budur.
Nitekim Cüneyd-i Bağdâdî -kuddise sirruh-:
“Bir kişiyi havada uçarken görseniz, hâli kitap ve sünnete uymuyorsa bu bir istidraçtır.” buyurur.
İlâhî bir ikrâma mazhar olarak herhangi bir fevkalâdeliğin kendisinde vucud bulduğu kimse zaten bunu bir nevî gösteri edâsıyla yapamaz. Çünkü gerçek Hak dostları, gösterişten berî bulundukları için çok mecbûr kalmadıkça bunu izhar etmezler. İnsanlara, örnek alınabilecek beşerî ahlâk mükemmellikleriyle görünürler. Tıpkı Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in ümmetine mükemmel bir nümûne olabilmek için umûmiyetle beşerî temâyüller iktizâsınca hareket edip, ihtiyaç hâlinde -Allâh’ın izniyle- nâdiren mûcize göstermesi gibi. Allâh dostları da Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yolundan kıl kadar ayrılmazlar. Kerâmet ile istidrâcın farkını kavrayabilmek için sâdece bu husûsa dikkat etmek bile kâfîdir.
FİRAVUN DA İSTİDRAÇ SAHİBİYDİ
Firavun da, istidraç sâhibi olanlardandı. Dörtyüz senelik ömrü boyunca bir baş ağrısı bile duymadı. Dişleri de yekpare idi. Yokuş aşağı inerken atının ön ayakları uzardı.
İstidraç, kâfir ve fâsıka gurur ve kibir verir. Âkıbetini daha beter hâle getirir. Mûsâ -aleyhisselâm-, Kızıldeniz’e asâsını vurup Allâh’ın izniyle yol hâline getirince, arkasından kovalayan Firavun, askerlerine dönüp:
“– Bakın! Celâdetimden, deniz yol hâline geldi.” dedi. Hâlbuki yola girince, yol yine denize inkılâb etti. Firavun, askerleriyle berâber helâk oldu.
Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, hadîs-i şerîflerinde Deccal’in de birçok istidraç göstererek insanları kandırmaya çalışacağını bildirmiştir.
Yeni Akit

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.