Beşinci Şuâ'nın harika te'villeri gözlere göründü

Beşinci Şuâ'nın harika te'villeri gözlere göründü

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Bütün vekâletlere, Diyanet dairesine, Temyiz Riyasetine gönderilen bir istidadır

...

Sekizincisi: "Beşinci Şuâ", iki sene Denizli ve Ankara mahkemelerinin ellerinde kalıp sonra bize iade ettiklerinden, Denizli Mahkemesinde beraatimizi netice veren müdafaatımla beraber "Sirâcü'n-Nur" âhirinde yazılmış. Gerçi evvelce mahrem tutuyorduk; fakat madem mahkemeler onu teşhir edip beraatle bize iade ettiler. Demek bir zararı yoktur diye teksirine izin verdim.

Ve o "Beşinci Şuânın" aslı, otuz kırk sene evvel yazılmış müteşabih hadîslerdir; fakat ümmette eskiden beri intişar eden bir kısmına gerçi bazı ehl-i hadîs bir zaafiyet isnad etmişler, fakat zâhirî mânâları medâr-ı itiraz olmasından, sırf ehl-i imanı şüphelerden kurtarmak için yazıldığı halde, bir zaman sonra onun harika te'villerinin bir kısmı gözlere göründüğü için biz onu mahrem tuttuk, tâ yanlış mânâ verilmesin.

Sonra, müteaddit mahkemeler onu tetkik edip teşhirine sebep olmakla beraber, bize iade ettikleri halde, şimdi beni tekrar onunla suçlu yapmak ne kadar adaletten, haktan, insaftan uzak olduğunu, bizi kanaat-ı vicdaniye ile mahkûm edenlerin vicdanlarına ve onları dahi mahkeme-i kübrâya havale ederek, حَسْبُنَا اللهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ 1 deriz.

Dokuzuncusu: Çok mühimdir. Fakat bizi mahkûm edenlerin, Risale-i Nur'u mütalâalarının hatırı için, onları kızdırmamak fikriyle yazmadım.

Onuncusu: Kuvvetli ve ehemmiyetlidir. Fakat yine onları küstürmemek niyetiyle şimdilik yazmadım. HAŞİYE

Dipnot-1: "Allah bize yeter; O ne güzel vekildir." Âl-i İmrân Sûresi, 3:173.
HAŞİYE: Resûl-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, Mu'cize-i Kübrâ-yı Mi'racıyla, cin ve inse ve melâikeye Nübüvvetini gösterdiği ve müşrikîne ve münafıklara karşı, erkân-ı îmâniyenin kutbu olan Zât-ı Zülcelâli, Cenneti ve Cehennemi bizzat gözüyle müşahede edip, Mehammedü'l-Emîn ismiyle müsemma olan Zât-ı mübarekiyle, Cenâb-ı Hakkın varlığını ve haşri ve Mahkeme-i Kübrayı bütün cin ve inse haber verdiği gibi, Risale-i Nur da, "Haşirdeki Mahkeme-i Kübraya Bir Arzuhâl" olan bu risale ile bu asrın îmânî, itikadî olan istinad noktaları sarsıldığından, şek ve şüpheye düşen ehl-i îmana ve ehl-i vukuf ve ehl-i hakimlere, Cenâb-ı Hakkın varlığını ve adaletini, Mahkeme-i Kübrayı ve haşri, âlem-i gaybı, âlem-i şehadete getirip, kat'iyyen, asla şek ve şüphe olmayacak derecede dalâlete, küfr-ü mutlaka düşenlere Cehennemi ve ehl-i imana da Cenneti, bu dünyada gözlere göstermiştir. Bütün nev'-i beşere îman-ı tahkikîyi hakkalyakîn ispat etmiştir. Cenâb-ı Hak, Risale-i Nur Müellifi Üstadımızdan ebediyen razı olsun, âmin…Küçük Ali

Bediüzzaman Said Nursi
Tarihçe-i Hayat