Bediüzzaman’la görüşen Son Şahitlerden Abdulkafi Talu vefat etti

Bediüzzaman’la görüşen Son Şahitlerden Abdulkafi Talu vefat etti

İnna lillah ve inna ileyhi raciun

Risale Haber-Haber Merkezi

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ile görüşen, Süleymaniye Kirazlı Mescid hizmetleriyle de bilinen Abdulkafi Talu Ağabey Hakkın rahmetine kavuştu.

Cenazesi bu gün öğle namazına müteakip Yenişehir Mahallesi, “Baraj Yolu Cd. No:1, 34779 Ataşehir/İstanbul” adresinde “Kanuni Sultan Süleyman” camiinden kalkacak.

Bediüzzaman’ın “Zalimler İçin Yaşasın Cehennem” Deyişini Dinledim

Risale-i Nur’un az tanınan kahraman hadimlerinden Abdulkafi Talu Ağabey hizmet hatıralarını Ömer Özcan’a anlatmış ve bu hatıraların tamamı Ağabeyler Anlatıyor-5 kitabında yayınlanmıştı... İlginç bir hatırası şöyle:

AHMED AYTİMUR ÜSTAD’I KARŞILAMAM İÇİN BANA VAZİFE VERDİ

Üstad hazretlerini, İstanbul’a en son gelişlerinde tekrar görmüştüm ben.

1959 senesinin son günleri... Ahmed Aytimur Ağabey Süleymaniye 46’ya çağırttı beni, hemen gittim. O zaman bir Hudson araba kullanıyordum İstanbul’da. Araba başkasının, ben taksi şoförlüğünü yapıyordum yani. Akşamları 46’da yatıyorum...

Ahmed Aytimur Ağabey dedi ki:

“Abdulkâfi araban sağlam mı?”
“Sağlam ağabey” dedim.
“Bak Üstad Hazretleri İstanbul’a gelecek, sen hazır ol, sana haber vereceğim” dedi.
“Tamam, ağabey” dedim. O gün geldi, Ahmet Ağabey beni tekrar çağırdı,
“Şimdi sen Avukat Bekir Berk’e gideceksin, o ne derse onu yapacaksın” dedi.
“Tamam, ağabey” dedim. Bekir Berk’in yazıhanesi Cağaloğlu’nda, gittim.

KAZA YAPTIM, SALİH ÖZCAN AĞABEYİN DİŞİ KIRILDI

Bekir Berk bana dedi ki: “Sen Kadıköy’e git, orda bizi bekle.”

Gittim Kadıköy’e, o zaman daha köprü yok tabi. Her gelen vapura bakıp bekliyorum artık. Ne kadar bekledim bilmiyorum, ama yok… Sonra Ahmet Aytimur, Tillolu Said (Özdemir), Salih Özcan, Bekir Berk geldiler, bir de ben... 

Kadıköy İskelesi’nden kalktım gidiyorum, bir kaza yaptım ben. Yıllanmış şoförüm aslında, ama bir hikmeti var, sonra anlaşıldı. Dörtyol ağzına geldik, koca bir ‘baba’ vardı orada, o babaya bir vurdum, sol taraftan savrulduk.

Ben zannettim bir parke taşına vurduk. Kapıya yüklendim açılmıyor. O zaman herhalde Salih Özcan’ın dişi kırılmış olacak, dudağı patlamıştı. (Salih Özcan ağabeye teyid ettirdim. Ö. Özcan)

AĞABEYLER BANA, “SEN İŞİNE BAK” DEDİLER

Artık biz saf dışı olmuştuk. Ağabeyler bana, “sen işine bak” dediler. Onlar başka taksiye binip gittiler. Benim arabada gidecek hal yok… Polis geldi: “Bana bak! Sen iyi bir adama benziyorsun, resmi muameleye koymayacağım, ama şu çarptığın babayı düzelttir, gel ehliyetini, ruhsatını götür” dedi. “İyi tamam” dedim. Bir at arabası tuttum o babayı koydum, götürdüm, yaptırdım, boyattım yerine koydum. Ama akşam oldu… Araba için mal sahibine haber verdim, o ilgilendi.

POLİSE, “HAPSE DE GİRSEM BEN BU ZATI GÖRECEĞİM” DEDİM

Akşama doğru Üstad’ın kaldığı Çemberlitaş Piyer Loti Oteli’ne geldim. Üstad’ın kaldığı kata çıkmak istiyorum fakat polis bırakmıyor.

Polise dedim ki: “Yahu al sana hüviyet, al sana ehliyet, ne istiyorsan vereyim, ben bu zatla Allah rızası için görüşmek istiyorum, adamı mı korkutuyorsunuz, bir kere sen buranın kâtibi değilsin polissin, hapse de girsem ben bu zatı göreceğim” dedim.

Polis: “Seni kabul edecekler mi bakalım?” dedi.
“Et telefon, kabul etmezlerse gitmeyiz” dedim.
Telefon etti. “Kim?” demişler.
Kâfi” deyince, bırakın gelsin demişler.

Çıktım, baktım kapının önünde birikme var. Onlara hadi çekilin deyip elimle yol açtım. Delikten baktım Üstad hareketli, ara sıra görülüyor. Ceylan Çalışkan ile şimdi prof. olan Zekeriya Kitapçı geldi, ben de onlarla beraber girdim içeriye. Ceylan’la aram çok iyiydi. Bir yere sıkıştım oturdum.

ÜSTAD, “ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM” DEYİŞİNİ ANLATTI

31 Mart hadisesini anlatıyordu Üstad. Hurşit Paşa’dan, gösterilen idamlardan, Hareket Ordusu’ndan bahsediyordu. Beraattan sonraki Ayasofya’ya yürüyüşünü, “Zalimler için yaşasın cehennem” deyişini anlattı Üstad. Ben bunları bizzat kendisinden duydum. İçerde belki 15-20 kişi vardık. Üstad’ın o anda sesi iyi çıkıyor, hem de elleriyle, kollarıyla anlatıyordu.

Sonradan öğrendim ki, o gün Üstad otele girerken olaylar olmuş. Gazeteciler Üstad’ı taciz etmeye çalışıyorlarmış. Ağabeylerin arasında Üzeyir Şenler de var... Orada onlara karşı çıkıyor… Allah’tan ben o gün kaza yapınca gecikmişim, yoksa vururdum o gazetecileri. O da Allah’ın hikmeti. Ben saf dışı kalmasaydım hadise çıkardı. Meşrebim böyle…

talu2.jpg

İstanbul’un ilk nur talebelerinden arkada Abdulkafi Talu, Üzeyir Şenler; önde Galip Gigin, Prof. Servet Armağan

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
8 Yorum