Ders okuma düsturları

Üstadın ve abilerin tarzına muvafık ders okuma düsturları.

Okuyanın Risale-i Nur'a vakıf olması veya en azından okuyacağı mevzuya vakıf olması 

"Hazmolmayan ilim, telkin edilmemeli"

(Risale-i Nur-Sözler/762)

"Âlim-i mürşid, koyun olmalı; kuş olmamalı. Koyun, kuzusuna süt; kuş, yavrusuna kay verir."

(Mektubat)

İhlas ve tevazu ile okumak 

Tevazuu ve Mahviyetkârlığı:   
Nur Risalelerinin bu kadar hârikulâde bir şekilde cihana yayılmasında, bu iki hasletin çok faydası olmuş ve pek derin tesirleri görülmüştür. Çünki Üstad sohbet ve te'liflerinde kendine bir kutb-ül ârifîn ve bir gavs-ül vâsılîn süsü vermediği için, gönüller ona pek çabuk ısınmış, onu tertemiz bir samimiyetle sevmiş ve derhal ulvî gayesini benimsemiştir.

(Tarihçe-i Hayat/14)

"Eğer rızâ-yı İlâhî ve ihlâs o havadaki kelimelere hayat vermezse, dinlenilmez; sevap da yalnız ağızdaki kelimeye münhasır kalır."

(Lem'alar/172)

"İhlâs, kelimelerin ruh-u ma’nevisidir. İhlâs olmadığı zaman kelimeler, eğitim mermisi gibi, hedefi bulsa da te’sir etmez. Onun için attığın fikir mermileri hedefi bulamıyor, te’sirsiz kalıyor."

(Ceylan Çalışkan)

Risale-i Nur'u Risale-i Nur'la açıklamalı

"Risale-i Nur, îmanî mes'eleleri lüzumu derecesinde izah etmiş. Risale-i Nur'un hocası, Risale-i Nur'dur. Risale-i Nur, başkalarından ders almağa ihtiyaç bırakmıyor. Herkes istidadı nisbetinde kendi kendine istifâde eder. Aklınız herbir mes'eleyi tam anlamasa da, ruh, kalb ve vicdanınız hissesini alır. Ne kadar istifâde etseniz, büyük bir kazançtır."

(Sözler/831)

İzah gerektiren mevzularda Risale-i Nur'un izahı nasıl yapılması gerektiğini Üstadımızın kendi ifadeleri beyan ediyor.

"Evet, Risale-i Nur, size mükemmel bir me'haz olabilir. Ve ondan erkân-ı îmaniyenin her birisine, meselâ: Kur'ân kelâmullah olduğuna ve i'câzî nüktelerine dair müteferrik Risalelerdeki parçalar toplansa veya haşre dair ayrı ayrı bürhanlar cem'edilse ve hâkezâ.. mükemmel bir îzah ve bir hâşiye ve bir şerh olabilir." 

(Kastamonu Lâhikası/55)

Başta nefsine okumalı

Üstadımız der ki: "Ben başkaları için kitap yazmamışım. Kendim için yazmışım. Kur'ân'dan bulduğum bu devâlarımı arzu edenler okuyabilir." Evet, Bediüzzaman îtikad ediyor ve diyor ki: "Ben, derse, terbiyeye ve nefsimi ıslaha muhtacım..." Bediüzzaman gibi bir Zât böyle derse, bizim bu eserlere ne kadar muhtaç olduğumuz artık kıyas edilsin. 

(Sözler/819)

"Ey kardeş! Benden birkaç nasihat istedin. Sen bir asker olduğun için askerlik temsilâtıyla, sekiz hikâyecikler ile birkaç hakikatı nefsimle beraber dinle. Çünki ben nefsimi herkesten ziyade nasihata muhtaç görüyorum. Vaktiyle sekiz âyetten istifade ettiğim sekiz sözü biraz uzunca nefsime demiştim. Şimdi kısaca ve avam lisanıyla nefsime diyeceğim. Kim isterse beraber dinlesin."

(Sözler/5)

"Bu benim dersimdir. Ben kendim için okuyorum."

(Sözler/818)

"Tenkit için okuyan, istifade edemez. Başkası için okuyan, istifade edemez. Kendi nefsi için okuyan, istifade eder."

(Zübeyir Gündüzalp, Bir Dava Adamının Notları)

Ders yaparken Üstada vekaleten ders yapmak

Cemaata Sözleri okumak zamanında sendeki hissiyât-ı âliye ve fazla inkişaf ve fedakârane hamiyet-i diniye galeyânının sırrı şudur ki: Velâyet-i kübra olan veraset-i nübüvvetteki makam-ı tebliğin envarı altına girdiğin içindir. O vakit sen, dellâl-ı Kur'ân Said'in vekili, belki mânen aynı hükmüne geçtiğin içindir. 

(Barla Lâhikası)

Hitabın tesirlisi; göze bakıp, kalbe hitap etmektir.  

Hitap ederken üç şeyi bilmek ve kullanmak gerekir:  
1-Vuzuh ile apaçık beyan etmek ve anlatmak.  
2-Hakikati söylemek, müspet ilimlere müstenit, faydalı malumatı ve bilgileri söylemek.  
3-Güzel okumak, kelimenin mânâsına göre sese âhenk vermek.  

(Zübeyir Gündüzalp, Bir Dava Adamının Notları)

Cemaati uyanık ve canlı tutmaya çalışmalıyız 

Üstadımız aklımızın, kalbimizin, ruhumuzun ve bütün lâtifelerimizin derse verilmesini temin ederdi. 

(Bayram Yüksel)

Kendi şahsımızı ön plana çıkarmadan, şahsi hayatlarımızdan örnek vermeden okumak

"Şahsî dükkanımdaki perişan, ehemmiyetsiz şeyleri satışa çıkarmayacağım ve çıkarmak istemiyorum. Çünkü Kur'ân-ı Hakîm'in kudsî elmaslarının kıymetlerine şüphe îras etmemek için, perişan ve şahsî dükkânımda bulunan kırık cam parçalarını satsam hakikî sarraf olmayan müşteriler, dellâllık vaktinde elimde gördükleri elmaslara da şişe nazarıyla bakabilirler, zihinlerine bir iltibas, bir şüphe gelir. Onun için şahsî dükkânımı kat'iyyen kapamışım."

(Barla Lâhikası/269)

Kendi ilmi ile Risale-i Nur'u îzah Risale-i Nur'a perde olabilir 

"Bir âlimin yüksek bir ilmi olabilir.. fakat, Risale-i Nur'u cemaata okurken tafsilâta girişip eski mâlûmatlarıyla açıklarsa, bu izahâtı, Risale-i Nur'un beyan ettiği, asrımızın fehmine uygun ve ihtiyâcına tam cevap veren hakikatların anlaşılmasında ve te'sirâtında ve Risale-i Nur'un mahiyetinin derkine bir perde olabilir."

(Sözler/831)

Bilinmeyen kelimelerin Lugat manasını verip aynen okumak

"Bâzı lûgatların mânalarını söyleyerek aynen okumak daha müessir ve daha efdaldir."

(Sözler/831)

"Risale-i Nur, gayet fasîh ve vecîzdir. Sözün kıymeti; îcazındadır, kısalığındadır. Bir mes'ele-i îmâniye ve Kur'âniye, umuma ders verilirken, mücmel olarak tedrisinde, daha fazla istifâza ve istifâde vardır."

(Sözler/831)

Şefkat hissinin tesiri 

"İşte bu hikmete mebnidir ki; o günden beri her sözü bir dilim lav, her fikri bir ateş parçası olmuş. Düştüğü gönülleri yakıyor; hisleri, fikirleri alevlendiriyor..."

(Tarihçe-i Hayat/12)

Mantiki Kıraat ve Bedii Kıraat

Acele etmeyerek fakat imla kaidelerine dikkat ederek, yani virgüllerde biraz, noktalı virgüllerde biraz daha durmak, teacüb ve istifhamları anlatmak, muhaverelerde konuşanların sözlerini ayırmak suretiyle okumaktır. Mantiki kıraat şartlarına riayet ettikten başka rikkat mevkiinde sesini indirmek, şiddet makamında yükseltmek (acemi aktör tavrı takınmaksızın) mevzuyu ses ve işaretlerle canlandırmaktır. 

(Yeni Lugat / Kıraat)

Risale-i Nur'a teslimiyetle kanaat etmek ve nazarları ona çevirmek, şahsı değil kitabı esas almak

"Mânevî bir elektrik olan Resâili'n-Nur dahi gayet yüksek ve derin bir ilim olduğu halde, külfet-i tahsile ve derse çalışmağa ve başka üstadlardan taallüm edilmeğe ve müderrisînin ağzından iktibas olmağa muhtaç olmadan herkes derecesine göre o ulûm-u âliyeyi, meşakkat ateşine lüzum kalmadan anlayabilir, kendi kendine istifade eder. Muhakkik bir âlim olabilir."

(Şualar/689)

"Risale-i Nur'un şahs-ı mânevîsi ve o şahs-ı mânevîyi temsil eden has şâkirdlerinin şahs-ı mânevîsi "Ferid" makamına mazhar oldukları için, değil hususî bir memleketin kutbu, belki –ekseriyet-i mutlaka ile– Hicaz'da bulunan Kutb-u âzamın tasarrufundan hariç olduğunu.. ve onun hükmü altına girmeye mecbur değil."

(Kastamonu Lâhikası/196)

"Kur'ân'ın zincirini muhkem tut. Onun sözüne kulak ver."

(Nur'un İlk Kapısı/138)

"Bu dürûs-u Kur'âniye'nin dairesi içinde olanlar, allâme ve müçtehidler de olsalar; vazifeleri –ulûm-u îmâniye cihetinde– yalnız yazılan şu Sözler'in şerhleri ve izahlarıdır veya tanzimleridir. Çünkü çok emarelerle anlamışız ki: Bu ulûm-u îmâniyedeki fetva vazifesiyle tavzif edilmişiz. Eğer biri, dairemiz içinde nefsin enâniyet-i ilmiyeden aldığı bir his ile, şerh ve izah haricinde birşey yazsa; soğuk bir muâraza veya nâkıs bir taklidcilik hükmüne geçer. Çünkü çok delillerle ve emarelerle tahakkuk etmiş ki Risale-i Nur eczaları, Kur'ân'ın tereşşuhatıdır; bizler, taksimü'l-a'mâl kaidesiyle, herbirimiz bir vazife deruhte edip, o âb-ı hayat tereşşuhatını muhtaç olanlara yetiştiriyoruz."

(Mektubat/463)

"Risale-i Nur'un talimatı dâiresinde ve bizlere bahşettiği hizmet noktasında feyizli makamlara kanaat etmeliyiz. Haddinden fazla fevkalâde hüsn-ü zan ve müfritane âlî makam vermek yerine, fevkalâde sadâkat ve sebat ve müfritane irtibat ve ihlâs lâzımdır. Onda terakki etmeliyiz."

(Kastamonu Lâhikası/89)

"Risale-i Nur’daki hakaik, nasılki doğrudan doğruya feyz-i Kur’an’dan mülhem hakaik-ı imâniyedir zaman ve zemine göre değişmez ebedî hakikatlardır. O kudsî hakaikın ders ve tâliminde, neşir ve ilânatında da hizmete taallûk eden irşad, îkaz, teşvik ve tergîbi tazammun eden şu gelecek mes’eleler de herhalde değişmez dersler ve esasattır ki, Nur Talebeleri hayatın ve hizmetin muhtelif saha ve safhalarında onlardan istifade ederler, müşkilâtlarını giderirler."

(Hizmet Rehberi,9)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
10 Yorum