Serdar BİLGİN

Serdar BİLGİN

Bediüzzaman’ın Batı’ya Bakan Yüzü

Köklerine bağlı bir Hıristiyan olan MARKHAM’ın bakış açısı ile Üstadı ve eserlerini değerlendirmeye çalışacağım.

Batı’da uluhiyet hakikatini inkar eden şüpheci, seküler bir zemin vardır. O nedenle Batılı pek çok kimse için, ahlakın temeli dini değil sekülerdir. Batı ‘daki bilimin, demokratik sistemin ve modernleşmenin özünde de seküler bir zemin vardır. Hepimiz karşı karşıya olduğumuz dünya tarafından farkında ya da farkında olmadan şekillendiriliyoruz. Bu şekillendirme hem Hıristiyanları hem de Müslümanları derinden etkiliyor. Örneğin bu etkilenme İslam Dünyasında “seküler Müslümanlar” portresi çizmiştir. Bu portreye göre seküler Müslümanlar çoğunlukla Allah’a inanır ve Kur’an otoritesini kabul ederler, ancak günlük beş vakit namazı kılmazlar, "Ben tok olsam, başkası açlıktan ölse bana ne!" "İstirahatim için zahmet çek; sen çalış, ben yiyeyim. " der, yeme içmeye ve sosyal ilişkilere ilişkin kurallara riayet etmezler. Aslında bu imanın hayatla olan bağlarını koparmaktır. O nedenle seküler Müslümanlar imanı kalpte bırakmış, hayatlarına yansıtmamışlardır. Nursi, bu süreci çok iyi okudu ve bu sürece olan mukabelesi de Kur’an’ın güçlü bir müdafaasını temsil eden Risale-i Nurlar oldu. Bediüzzaman tıpkı Batı’daki Hıristiyanlar gibi saldırgan bir sekülerizm ile yüzyüzeydi. Birey, dinini ihmal etmemeli ve onu özel alanda gizlememeli, aksine dinin hayatı için anlamlı bir temel oluşturmasına imkan vermeli ve onun sayesinde başkaları ile ahenk içinde yaşamalıdır. Bu yolla Bediüzzaman, seküleristlerin dinle bağları koparmaya çağıran iddialarını reddetti.

Bediüzzaman’ın, Allah (cc)’a karşı esaslı bir minnettarlık ve rıza duruşu ile samimi ve dürüst, başkasının sıkıntılarını dert edinen, topluma destekçi örnek şahsı ile hoşgörü ve müzakereye açık canlı bir maneviyatı vardı. Bu canlı maneviyatı Risale-i Nurlara yansıttı. Risale-i Nurlar ile vahiyle gelen buyruğun, doğru ve iyiye ilişkin akli tefekküre uygun olduğunu ispatlayarak “doğal hukuk” formunun farkına varılmasını sağladı, Allah’ın intikam almayı seven bir varlık değil; merhamet ve sevgi sahibi olduğu tezi üzerinden bir anlayış getirdi. Bu anlayış; şiddetten uzak yöntemleri kullanılması ile Anarşi ve Terörün önüne geçiyor, köklerine bağlı kalmak şartıyla yöntem değişikliği yapılması ile Modernizmi sorguluyor, çevrelerindeki çeşitlikten zevk alan, farklı inançlar arasında barış içinde yaşamayı ahlaki bir görev haline getirme ile Demokratik bir sistemi tasvip ediyor, Batı’nın bilimsel kültür ile İslam dünyası arasında köprüler inşa ederek (medresetüzzehra) bilimsel kültür ile Allah tarafından tasarlanan düzenin (Esma-ül Hüsna) görülmesinin mümkün olduğunu ifade ediyordu. Bu anlayış yalnızca ateistlerin dünya görüşünü sarsmıyor. Aynı zamanda birçok Hıristiyan ilahiyatçının dünya görüşünü zorluyor. O zaman şu sonuç çıkıyordu: Batı’da da Aydınlanmanın tereddüt ve şüpheciliğine değil dini geleneklerin hakikatlerine dayalı ahlaki bir temelin tesisine ihtiyaç vardı. Batılılar, Hıristiyanlar; Risale-i Nur’un sayfalarında serpilmiş olan fevkalade hakikatlerin farkına varabilmelidir. Risale-i Nurlarda muhabbete de güçlü bir adanmışlık görüyoruz. Bu tavır Hıristiyanların ibadet hakkını koruma sorumluluğunu da ikrar ediyor ve Hıristiyanlarla olan münasebetleri de şekillendiriyordu. Çünkü İslami tecdit, Müslümanları öteki ile birlikte yaşarken dinlerine sağlam bir biçimde bağlı kalmaya davet eder.

Bediüzzaman, Hıristiyanlara İslam’ın hakikatini izah etmenin önemine inanıyor, ahir zamanda İslam’a dönecek olan pek çok samimi ve salih Hıristiyanın bulunacağını da ifade ediyordu. Hıristiyanlar halihazırdaki Hıristiyanlığın hurafat ve tahrifatının ayıklanmaya ihtiyacı oluğunu ve sonra Hristiyanlığın manen bir nevi İslamiyet’e inkılap edeceğini ifade ediyordu. O halde şunu söyleyebiliriz; ahir zaman teolojisinin sosyal ve siyasi sonuçları barış içinde birlikte yaşamak için elverişlidir ve hoşgörünün temel sebebidir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum