Bediüzzaman: Zaafiyeti gösteren tekebbür, aczi gösteren gurur, riyayı gösteren tasannu

Bediüzzaman: Zaafiyeti gösteren tekebbür, aczi gösteren gurur, riyayı gösteren tasannu

Oh! Allah senden razı olsun. Zahmetten ve hapisten ve maskaralıktan kurtuldum

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin NURUN İLK KAPISI adlı eserinden bölümler.)

On üçüncü ders

وَمَنْ يَتَوَكَّلْ عَلَى اللهِ فَهُوَ حَسْبُهُ 1

Ey Said! Saadet istersen, tevekkül et. Fakat tevekkül, esbabı bütün bütün reddetmek değildir. Belki, müsebbebatı ve netaicini Hâlıktan istemektir.

Esbaba teşebbüs, bir nevi dua-yı fiilîdir. Vesait ise, perde-i dest-i kudrettir.

Evet, tevekkül etsen, dünyada istirahatin, âhirette istifaden kat'îdir. Mütevekkil ile, sözü anlamayan gayr-ı mütevekkilin misâlleri şu hikâyeye benzer ki:

İki adam, bellerine ve başlarına ağır yükler yükletip bir sefineye bilet alıp girdiler. Birisi, girer girmez yükünü gemiye bıraktı, üstünde oturdu, nezaret etti. Diğeri, hem ahmak, hem mağrur, yükünü yere bırakmadı.

Ona denildi: "Şu ağır yükünü gemiye bırak, rahat et."

O dedi: "Yok, ben kuvvetliyim. Yükümü, hem belimde, hem başımda muhafaza ederim."

Ona denildi: "Bizi ve seni kaldıran şu gemi daha kuvvetlidir; daha güzel muhafaza eder. Hem gittikçe kuvvetten düşen belin ve akılsız başın, şu gittikçe ağırlaşan yüklere takat getiremeyecek. Hem dahi, gemi kaptanı seni böyle görse, ya 'Divanedir' der, seni tard eder; ya 'Haindir' der, 'Gemimizi itham ediyor ve bizimle istihza ediyor, hapsediniz' der, seni hapsettirir. Hem herkese de maskara olursun. Çünkü, zaafiyetini gösteren tekebbürünle, aczini gösteren gururunla, riyayı gösteren tasannuunla kendine mudhike yaparsın. Herkes sana gülecek."

O bîçarenin aklı başına geldi. Yükünü yere koydu, üstünde oturdu. "Oh! Allah senden razı olsun. Zahmetten ve hapisten ve maskaralıktan kurtuldum" dedi.

Dipnot-1: "Allah'a tevekkül edene Allah kâfidir." Talâk Sûresi, 65:3.