Bediüzzaman: Şu Risale, bir meclis-i nuranîdir, yüksek bir medrese salonudur

Bediüzzaman: Şu Risale, bir meclis-i nuranîdir, yüksek bir medrese salonudur

Herbiri aldığı kıymettar mücevheratı birbirine ve müşterilerine orada gösteriyor

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin BARLA LAHİKASI adlı eserinden bölümler.)

Yirmi Yedinci Mektup ve Zeyilleri

Otuz Üçüncü Sözün Yirmi Yedinci Mektubudur ki, Mektubatü'n-Nur'un birinci muhatabı olan Hulûsi Beyin hususî mektuplarından, Risaletü'n-Nur hakkındaki takdiratını gösteren fıkralardır.

Yirmi Yedinci Mektubun ikinci kısmı olan "Zeyl"i dahi, elhak bir Hulûsi-i Sâni olan Sabri Efendinin Risaletü'n-Nur hakkındaki takdiratını gösteren hususî mektuplarındaki fıkralardır. HAŞİYE

Şu Risale, (1) bir meclis-i nuranîdir ki Kur'ân'ın şu münevver, mübarek şakirdleri, içinde birbiriyle mânen müzâkere ve müdâvele-i efkâr ediyorlar.

Ve yüksek bir medrese salonudur ki, Kur'ân'ın şakirdleri onda herbiri aldığı dersi arkadaşlarına söylüyor.

Ve Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyanın hazine-i Kudsiyesinin sandukçaları olan Risalelerin satıcı ve dellâllarına muhteşem ve müzeyyen bir dükkân ve bir menzildir. Herbiri aldığı kıymettar mücevheratı birbirine ve müşterilerine orada gösteriyor.

Haşiye: Üstadımız Yirmi Yedinci Mektubu ilk defa bu şekilde tensip buyurmuşlar, sonradan ikinci, üçüncü, dördüncü zeyiller eklemek suretiyle genişletmişlerdir. En son şeklinde ise, Kastamonu ve Emirdağ Lâhikaları da Üstadımız tarafından Yirmi Yedinci Mektup'a idhal edilerek, Yirmi Yedinci Mektup ikmal edilmiştir. Bu itibarla, Hulûsi Bey ve Sabri Efendi'nin mektupları, Yirmi Yedinci Mektup'un başlangıcını teşkil etmiştir.

1) Yani: Yirmi Yedinci Mektup'un umumu, hususan Barla Lâhikası.

Said Nursi