Bediüzzaman: Sen ey mel'un! Günahımız için değil, İslâmiyetimiz için zulmediyorsun

Bediüzzaman: Sen ey mel'un! Günahımız için değil, İslâmiyetimiz için zulmediyorsun

Nasıl ki düşman-ı İslâm, aynı şeyi bize icra ediyor. Çünkü Müslümanız.

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin HUTUVÂT-I SİTTE adlı eserinden bölümler.)

BİRİNCİ HATVESİ

Der veya dedirir:

"Siz kendiniz de dersiniz ki: Musibete müstehak oldunuz. Kader zâlim değil, adalet eder. Öyleyse, size karşı muameleme razı olunuz."

Şu vesveseye karşı demeliyiz: Kader-i İlâhi isyanımız için musibet verir. Ona rızadâde olmak, o günahtan tevbe demektir. Sen ey mel'un! günahımız için değil, İslâmiyetimiz için zulmettin ve ediyorsun. Ona rıza veya ihtiyarla inkıyad etmek—neûzü billâh—İslâmiyetten nedamet ve yüz çevirmek demektir.

Evet aynı şeyi—hem musibettir—Allah verir, adalet eder. Çünkü günahımıza, şerrimize zecren ondan vazgeçirmek için verir. O şeyi aynı zamanda beşer verir, zulmeder. Çünkü, başka sebebe binaen ceza verir. Nasıl ki düşman-ı İslâm, aynı şeyi bize icra ediyor. Çünkü Müslümanız.