Bediüzzaman: Kainat bağırıp ölecek, sonra dirilecek

Bediüzzaman: Kainat bağırıp ölecek, sonra dirilecek

Pençe-i mevtten kendini kurtaramaz

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin NOKTA RİSALESİ adlı eserinden bölümler.)

Üçüncü Makam

Mahal kabildir... Şurada dört nokta var. Âlemin imkân-ı mevti ve vukuu, tamir ve ihyâsının imkânı ve vukuu.

BİRİNCİ NOKTA

Kâinatın imkân-ı mevtine delil: Birşey kanun-u tekâmüle dâhil ise, o şeyde neşvünemâ var. Neşvünemâ varsa, ona bir ömr-ü tabiî var. Ömr-ü tabiî varsa, ona bir ecel-i fıtrî var. Vâsi bir istikrâ ile sâbittir ki, pençe-i mevtten kendini kurtaramaz.

Nasıl ki, insan küçük bir âlemdir, yıkılmaktan kurtulamaz. Âlem dahi büyük bir insandır, o da ölümün pençesinden kurtulamaz, o da ölecek. Sonra dirilecek. Veya yatıp sonra subh-u haşir ile gözünü açacaktır.

Hem nasıl ki, kâinatın bir nüsha-i musağğarası olan bir şecere tahrip ve inhilâlden başını kurtaramaz. Öyle de şecere-i hilkatten olan silsile-i kâinat tamir ve tecdid için tahripten kendini kurtaramaz. Eğer ecel-i fıtrîden evvel irade-i ezeliyenin izniyle bir maraz-ı haricî veya bir hadise-i muharrib olmazsa ve Sânii daha evvel onu bozmazsa, her halde, hatta fennî bir hesapla, bir gün gelecek ki;

اِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ     وَاِذَا النُّجُومُ انْكَدَرَتْ     وَاِذَا الْجِبَالُ سُيِّرَتْ 1

اِذَا السَّمَۤاءُ انْفَطَرَتْ     وَاِذَا الْكَوَاكِبُ انْتَثَرَتْ     وَاِذَا الْبِحَارُ فُجِّرَتْ 2

sırları Kadîr-i Ezelînin izniyle tezahür edip o büyük insanın sekeratı da acib bir hırhıra ve müthiş bir savt ile fezayı dolduracak, bağırıp ölecek, sonra dirilecek.

Dipnot-1: "Güneş dürülüp toplandığında, yıldızlar döküldüğünde; dağlar yürütüldüğünde." Tekvir Sûresi, 81:1-3.
Dipnot-2: "Gök çatlayıp yarıldığı zaman; yıldızlar saçıldığı zaman; denizler kaynayıp fışkırdığı zaman."