Bediüzzaman: Bazan saadette felâket olduğu gibi, felâketten dahi saadet çıkar

Bediüzzaman: Bazan saadette felâket olduğu gibi, felâketten dahi saadet çıkar

Biz incinirken âlem-i İslâm ağlıyor. Avrupa ziyade incitse, bağıracaktır

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin SÜNUHAT RİSALESİ adlı eserinden bölümler.)

Biri dedi: "Bu mağlûbiyetin neticesi ne olacak; galibiyette ne olurdu?"

Dedim: "Musibet şerr-i mahz olmadığı için, bazan saadette felâket olduğu gibi, felâketten dahi saadet çıkar. Eskiden beri i'lâ-yı kelimetullah ve bekâ-yı istiklâliyet-i İslâm için, farz-ı kifaye-i cihadı deruhte ile kendini yekvücut olan âlem-i İslâma fedaya vazifedar ve hilâfete bayraktar görmüş olan bu devlet-i İslâmiyenin felâketi, âlem-i İslâmın saadet-i müstakbelesiyle telâfi edilecektir.

Zira, şu musibet, maye-i hayatımız ve âb-ı hayatımız olan uhuvvet-i İslâmiyenin inkişaf ve ihtizazını hârikulâde tacil etti. Biz incinirken âlem-i İslâm ağlıyor. Avrupa ziyade incitse, bağıracaktır. Şayet ölsek, yirmi öleceğiz, üç yüz dirileceğiz.

Harikalar asrındayız. İki-üç sene mevtten sonra meydanda dirilenler var. Biz bu mağlûbiyetle bir saadet-i âcile-i ( عَاجِلَه ) muvakkate kaybettik. Fakat bir saadeti âcile-i ( اٰجِلَه ) müstemirre bizi bekliyor. Pek cüz'î ve mütehavvil ve mahdut olan hâli, geniş istikballe mübadele eden kazanır."