Ayşe Hür: M.Kemal, İngilizlerden valilik bekledi

Ayşe Hür: M.Kemal, İngilizlerden valilik bekledi

Tarihçi Ayşe Hür, Atatürkle ilgili ezberleri bozdu

‘Öteki Gündem’ adlı programda karşı karşıya gelen gazeteci Hulki Cevizoğlu ile tarihçi Ayşe Hür ‘milli mücadele’ tartışmasına girdi. Ayşe Hür, “Mustafa Kemal Sabiha Sultan’a talipti. Eğer Sabiha hanım Mustafa Kemal’e ‘evet’ deseydi belki de tarih değişirdi” dedi.

Habertürk’te önceki akşam yayınlanan Pelin Çift’in moderatörlüğünü yaptığı “Öteki Gündem” programına katılan gazeteci Hulki Cevizoğlu ile tarihçi Ayşe Hür, “Milli mücadeleyi kim başlattı?” konusunu tartıştı.

Pelin Çift: 19 Mayıs 1919 Samsun’a ayak basma hadisesidir ve bu en çok bilinen konuda bile anlaşılıyor ki bambaşka görüşler var. Kimisi diyor ki “Mustafa Kemal evet milli mücadeleye başladı, Samsun’a ayak bastı.” Kimi de diyor ki “Vahdettin emriyle ve gizli ödenekle yola çıktı, gitti ve hatta Kazım Karabekir dolayısıyla ortaya konuyor ki mücadele planlaması Kazım Karabekir’indi ama Mustafa Kemal sonradan dahil oldu.”

Ayşe Hür: İtiraz edenler var bu itirazlardan en önemlisi muhtemelen de en ciddiye alınması gereken milli mücadelenin en önemli liderlerinden birisi olan Kazım Karabekir Paşa’nın itirazıdır. Onun iddiasına göre, Mustafa Kemal farklı bir gündem içerisindeydi. O gündem daha sonradan başka kaynaklardan da bildiğimiz kadarıyla, “İstanbul’da bir çözüm yaratılabilir mi?” idi ve bunun için bazı görüşmeler yaptığı ve yapmayı planladığı anlaşılıyor.

Mustafa Kemal’in bunlar arasında İstanbul’daki İtilaf Devletleri temsilcileri var, İngiliz istihbarat görevlileri var, onlar aracılığıyla Britanya’nın daha önemli kişilerine belki ulaşmaya İtalyan, Fransız temsilciler var ama bir yandan da saray içerisinde acaba kendisine epeydir o düşündüğü bir şeyi Harbiye Nazırı olursa acaba gidişatı tersine çevirecek bazı siyasi manevraları orada yapabilir mi şeklinde birşeyi var.
Nedense resmi tarih tarafından sanki böyle bir şey olursa o yüce varlığın, o çok önemli şahsiyetin tarihsel kimliğine bir halel gelirmiş gibi, adeta ayıp bir şeymiş gibi saklanmaya çalışılan bir şeymiş gibi gösteriliyor. Bence öyle değil. Bu Mustafa Kemal’in daha sonraki siyasi mücadelesinde de gördüğümüz o çok yönlü ilişkiler...
Hem devrimcidir ama bir yandan da meşruiyet meraklısı da denilebilir ki bu da kınanabilecek birşey değil.

Pelin Çift: Sizin bu bahsettiğiniz umutlanma vali olma iddiası üzerine mi, İngiliz Valisi olmayı istiyor...

M.KEMAL'İN ANADOLUYA GEÇMEYE NİYETİ YOKTU

Ayşe Hür: Bunları ispatlamamız çok kolay bir şey değil, hepsi yıllar sonra ortaya atılmış iddialardır. İngiliz istihbarat görevlilerinin her dediğine inanacağız, diye bir şey de yok. Ama pek çok kaynakta birbirini doğrulayan bazı şeylerin olması ve Mustafa Kemal’in Kazım Karabekir’in dediği gibi... Karabekir, “Bana görev verildiği zaman 3. Kolordu Komutanlığı ben İstanbul’dan ayrılmadan önce Şişli’de evine gittim, hasta yatıyordu orada. Ona Anadolu’ya geçmemiz gerektiğini söyledim, o da ‘İyi fikir, bu da bir yoldur’ dedi ama şimdilik bunu düşünmediğini, gerektiği zaman geçeceğini söyledi” der.

Onun iması “Mustafa Kemal’in hiç öyle bir niyeti yoktu. Ben bu işe niyetlenmiştim. O sonradan umudunu kesince İngilizler ona valilik ve herhangi bir görev vermeyeceğini anlayınca geldi” der. Şunu da biliyoruz ki; Mustafa Kemal’in Anadolu’ya gidişi de gözünü karartıp gittiği bir şey değildir. Sonuçta oraya gidişi Mondros Mütarekesi’nin belli şartlarını ihlal etme ihtimali olan Karadeniz bölgesinde Pontus diye tabir edilen bölgedeki Rum ve Türk çeteleri arasındaki çatışmalara çekidüzen vermek, orada asayişi sağlamak ve böylece Mondros Mütarekesi’nin ihlal edildiği iddiasıyla İngilizlerin ve İtilaf Devletleri’nin ileri bir müdahalede bulunmasını önlemektir.

M.KEMAL’İN SAMSUN’A GİTMESİ BAŞLATTI DEMEK ZORLAMA OLUR

Biliyorsunuz, 30 Ekim 1918’de imzalanan mütareke ile itilaf devletlerinin gerekli gördükleri yerlere asker çıkarması hakları tanınmıştır. Onlar da böyle fırsat kollamaktadırlar. Çeşitli yerlere müdahalede bulunmak için... Orada işler çığrından çıkarsa müdahale etmek için Vahdettin’in görevlendirdiği resmi görevle gidiyor.
Asayişi sağlamak için Topal Osman denilen namlı kabadayılarından suç geçmişi olan, meşruiyetini milli mücadeleye katılarak sağlamaya çalışan, geçmişlerini temize çekmeye çalışan birçok insan da katılmıştır. Böyle bir ortamda “19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in Samsun’a gitmesi başlattı” demek epeyce zorlama demek olur.

Hulki Cevizoğlu: .... Mustafa Kemal, Harp Okulu’nda öğrenci olduğu andan itibaren ihtilalci yapısını ortay koymuş bir insan. O sırada gözaltına alınmış, duvar gazetesi çıkarmış. Kibirden değil o, Osmanlı’nın gidişatını kötü görüyor. Öğrencilik yıllarından itibaren defalarca başı derde girmiş ve bundan da korkmamış birisi. O da saraya damat olabilir çok rahat yaşayabilirdi.”

Ayşe Hür: Sabiha Sultan “evet” deseydi belki de olacaktı.

Hulki Cevizoğlu: Yani bir kadın tarafından mı reddedilmiş?

Ayşe Hür: Edilmiş tabii. Sabiha hanım, Ömer Faruk Efendi’ye âşık olduğu için, Mustafa Kemal’i reddetmiş. Talip olduğunu biliyorsunuz değil mi? O hanımfendi “evet” deseydi belki de tarih değişirdi. Harbiye Nazırı olmak isteğiyle Ahmet İzzet Paşa’ya mektup yazdığında İzzet Paşa kendi üstlenmeseydi Harbiye Nazırlığı’nı ve Mustafa Kemal’e verseydi belki de tarih değişirdi.

Milliyet