Ayet meali: Allah herşeyin yaratıcısıdır ve O herşeye vekîldir

Ayet meali: Allah herşeyin yaratıcısıdır ve O herşeye vekîldir

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Zümer Suresi 60-64. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

60 . (Ey Resûlüm!) Allah hakkında yalan söyleyenleri kıyâmet günü görürsün ki, yüzleri siyahlaşmıştır! Büyüklük taslayanlar için Cehennemde bir yer mi yoktur! (*)

61 . Allah (günahlardan) sakınanları ise, kurtuluş vesîleleri (olan sâlih amelleri) sebebiyle (kendi lütfundan) kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz, onlar mahzun da olmazlar.

62 . Allah herşeyin yaratıcısıdır (**) ve O, herşeye vekîldir.

63 . Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur. Allah’ın âyetlerini inkâr edenlere gelince, işte onlar hüsrâna uğrayanların ta kendileridir.

64 . De ki: “Şimdi bana, Allah’dan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz, ey câhiller!”

(*) Âyetin meâlinde geçen “Allah hakkında yalan söyleyenler”: Allah’a ortak koşmak ve O’na oğul isnâd etmek gibi Zât-ı Akdes’ine hiçbir vecihle yakışmayan sıfatlar uyduranlar ve O’na âid bazı yüksek vasıfları inkâr edenlerdir. (Beyzâvî, c. 2, 330)

(**) “Kâinâtta esbâb (sebebler) ve müsebbebât (sebeblerle meydana gelen); görünen eşyâya (şeylere) bakıyoruz ve görüyoruz ki, en a‘lâ (en yüksek) bir sebeb en âdî (basit) bir müsebbebe kuvveti yetmiyor. Demek esbâb bir perdedir. Müsebbebleri yapan başkadır. Meselâ, hadsiz masnûâttan (san‘atlı varlıklardan) yalnız cüz’î (küçük) bir misâl olarak insan başı içinde bir hardal küçüklüğünde bir yerde yerleştirilen kuvve-i hâfızaya bakıyoruz. Görüyoruz ki, öyle bir câmi‘ (çok şeyleri içine alan) kitab, belki kütübhâne hükmündedir ki, bütün sergüzeşte-i hayâtı (hayat hikâyesi), içinde karıştırılmaksızın yazılıyor. Acabâ bu mu‘cize-i kudrete hangi sebeb gösterilebilir? Telâfîf-i dimâğiye (beynin kıvrımları) mı? Basit şuûrsuz huceyrât (hücrecikler) zerreleri mi? Tesâdüf rüzgârları mı? Hâlbuki o mu‘cize-i san‘at öyle bir Zât’ın san‘atı olabilir ki, beşerin haşirde neşredilecek (açılacak) büyük defter-i a‘mâlinden (amel defterinden) muhâsebe (hesab) vaktinde hatıra getirilecek ve işlediği her fiilleri yazıldığını bildirmek için bir küçük sened istinsâh (kopya) edip, yazıp aklının eline verecek birSâni‘-i Hakîm’in (sonsuz hikmet sâhibi bir san‘atkârın) san‘atı olabilir.” (Mektûbât, 33. Mektûb, 335)