Ayasofya cami olarak açılmalı!

Yarın bayram. Herkes için ama daha çok oruç tutanlar için bayram. Ama çok hazin bir bayram. Bayramın manasına tam ters bir bayram. Bayram demeye bin şahit bir bayram. Çünkü arefe günü, yani bugün dahil dört gün sokağa çıkma yasağı var. İyi ki telefonlarımız var. Onlar da olmasaydı halimiz yamandı.

Önümde bir kitap duruyor. İsteksizce karıştırıyorum sayfalarını. Mustafa Armağan’ın Ayasofya Entrikaları. Armağan gençliğimin muhabbetli yazarlarından. Geri Gel Ey Osmanlı, Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı, Osmanlı: İnsanlığın Son Adası, Kızıl Pençe, Cumhuriyet Efsaneleri, Düşüncenin Gökkuşağı Cemil Meriç, Bursa Şehrengizi, Şehir Ey Şehir, İnsan Yüzlü Şehirler kitaplarını okumuştum. Derin Tarih Dergisi’nde çıkan bazı yazılarını zevkle takip ediyordum.

Popüler tarihçilik yakışmıyor değil. Bence en güzel iki eseri Tanpınar’ın Beş Şehri’nden mülhem olarak kaleme aldığı Bursa Şehrengizi ve İnsan Yüzlü Şehirler. Naçizane kaleme aldığım ve ilk göz ağrım olan Ruhumun Masalı Şehr-i Urfa’da çok istifade etmiştim bu iki kitaptan. Ama bu şehir kitaplarından değil de tarih kitaplarından sonra para kazanmaya başladığını söylemişti bana. Şehir kitapları karın doyurmuyor demişti. Haksız da sayılmazdı.

Türkiye’de tarihçilik bütün branşlarda olduğu gibi ciddiyetten uzak ve çoğu zaman ideolojilere kurban ediliyor. Halil İnalcık, İlber Ortaylı... Ortaylı’nın hiçbir hakikat derdi yok, her tarafa göz kırpan biri. Televizyonda Celal Şengör ile muhteşem bir ikili oluşturabiliyor. Ama kabul etmek gerekir ki Kadir Mısıroğlu’na göre daha ciddi, daha akademik. Mısıroğlu’nun ondan farkı bir derdinin olması. Ülkedeki tek Selçuklu uzmanı olan Mikail Bayram’ı kaç kişi tanıyor, daha doğrusu tanıyanlar ne kadar tanıyor?

Mikail Bayram’ın Mevlana için söyledikleri karantinaya alınması için yeterli oldu. Ya Celal Nuri’yi, Gölpınarlı’yı, Kerim Sadi’yi? Celal Nuri’nin Tarih-i Tedenniyat-ı Osmaniye’si enfes bir kitap. Osmanlı’ya onun kadar objektif bakabilen bir tarihçi-entelektüel yetişmedi hala. Aynı şekilde Türk inkılabına da. Armağan’ın tarihçiliği ilmi tarihçilikten çok ideolojik tarihçilik. Böyle olsa bile bazı maskeleri çok güzel düşürüyor yüzlerden. Ayasofya Entrikaları’nda çok güzel tespitler var ama bakış açısı kültürel ve sanatsal olmaktan çok ideolojik.

Ayasofya’yı üniversitede hocamız bir hafta anlatmıştı bize. Diğer kiliselere bir ders ayırdığı halde Ayasofya’ya bir hafta ayırmıştı. Yaklaşık bin beş yüz yıllık bir mabed. Başta İsidoros ve Anthemios olmak üzere dünyaca meşhur birçok mimarın emeğinin geçtiği bir yapı. Koca Sinan’a kadar inşaatı devam eden bir yapı. Yangınlar, depremler nedeniyle yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış ve bazı zaman tahrip olmuş talihsiz bir yapı. Hıristiyan dünyanın sembolü olan bir yapı.

Dünyada merkezi kubbe geleneğinin en muhteşem şekilde uygulandığı ilk yapı belki de. Gerçi mimar Sinan Selimiye’yi bitirdikten sonra “Ey İsidoros seni geçtim!” diyerek sevinmişti. İsidoros’a mabedi yaptıran dönemin imparatoru ise Süleyman Mabedine telmihen “Ey Süleyman seni geçtim!” demişti. Ayasofya’daki yükseklik duygusu ve ihtişam Selimiye ile kıyas edilmez. Kiliselerin maneviyatı genellikle korku, ürperti, kasvet ve ümitsizlik kokarken; camiler tam aksine emniyet, inşirah, ferahlık ve ümit kokar. Bunun her iki dinin temsil ettiği akide ile yakın bir ilişkisi var. Yani fark mimarilerde değil, ikonografilerde.

Ayasofya’nın aslı mabed olduğundan mabed olarak kullanılması en doğrusu. Aslı kilise, fetihten sonra camiye, cumhuriyet döneminde müzeye çevrildi. Müzeye çevrilmesi ideolojik açıdan bir dönüm noktasıydı. Ve bir zihniyetin arka planını ele veriyordu. Tekrar camiye çevrilir mi, bilmiyorum. Gerçekçi olarak bakınca camiye çevrilmesi doğru olanı. Ama daha demokratik bakınca bir kısmının cami bir kısmının kilise olarak ibadete açılması da mümkün. Her iki dinin sembol mabedi olması açısından böyle olması en doğru olanı belki de. Fakat bazen doğru, en doğrudan daha doğru olabiliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum