Ali BAYRAMOĞLU

Ali BAYRAMOĞLU

Askeri kalkışma meselesi…

Tarihin kimi anlarında değişim kendisini gelir dayatır. Ya değişirsiniz ya düşersiniz. Çark öyle hızlı dönmeye başlar ki, siz de hızlanmazsanız, ayaklarınız birbirine dolaşır ve kapaklanırsınız.

Bugün ordu örneğinde olduğu gibi…

Türk Silahlı Kuvvetleri değişime şu ya da bu nedenle direndiği her an, kendisine zarar veriyor, eli ayağı birbirine karışıyor, düşüyor ve kendisini yaralıyor. İmajını, gücünü, etkisini kendi eliyle tahrip ediyor…

"Ordu hükümet ilişkileri sekteye uğramasın", "asker yıpranmasın", "temizlik kontrollü yapılsın" diyenlere kulak asmayın…

Tarih çarkı dönüyor, şimdiki zamanın önünde duracak hiçbir güç bulunmuyor…

Yaşanılan 2002'de başlayan bir sürecin devamıdır.

Bu, demokratikleşme ve askeri vesayet düzeninden arınma sürecidir.

Demokrasi size yakın oldukça, derinleştikçe askeri vesayet düzeni, kendisini denetletmeyen, buna karşın siyasete her yolla müdahale eden ve bu güç yoluyla meşru kılan ordu modeli çökmektedir.

İki gün önce yazdık: Asker hem siyasi rolünü muhafaza etmeye çalışıyor. Hem karşı karşıya kaldığı toplumsal meşruiyet kriziyle değişiyor. Bu değişim baskısını hem subay, hem kurum yaşıyor.

Bu değişim gönüllü bir değişim değil, zorunlu bir değişimdir.

Ve bu değişim ıslak imzalı belge gibi skandallar, onların ürettiği çatışmalar sayesinde gerçekleşiyor.

Günün durumu özetle budur.

2007 Nisan muhtırası, 2007 Temmuz seçimleri, Dağlıca baskını, sivil toplum ve basın andıçları, Özden Örnek günlükleri, eski Genelkurmay Başkanları Hilmi Özkök ve Büyükanıt'ın darbe girişimlerini doğrular açıklamaları, Ergenekon davası, emekli orgenerallerin ve muvazzaf subayların darbecilik iddiasıyla tutuklanmaları, yine muvazzaf subayların tutuklu olduğu JİTEM davaları, Aktütün baskını…

Ve irtica belgesi…

Bir yıkımın, bir değişimin kurucu taşlarıdır bunlar…

Süreç devam ediyor…

İrtica belgesinin doğrulanmasıyla açılan sayfa dünkülerden daha önemli, daha belirleyici bir sayfadır. Askeri karargâh yaşadığı en büyük tıkanıklık ve sıkışıklıkla karşı karşıya bulunuyor.

Ve olaylar nasıl seyrederse seyretsin, (fatura ister düzene ister üç kişiye çıkarılsın) bunun sonucu değişimde derinleşmeden, sivilleşmede yeni bir aşamadan başka hiçbir şey olamaz…

İşin bir yönü bu…

Ama bir de sıcak yön var…

Varlığı ve gerçekliği kanıtlanan "İrtica Planı" adlı belge açık bir şekilde mevcut ve meşru siyasi iktidarı alaşağı etmeyi hedefleyen bir müdahale eylem belgesiydi. Darbe yapmaya soyunan bir yapıyı ele veren belge…

Genelkurmay Başkanı bunun doğru olmadığını söylemişti, doğru olduğu oraya çıktı.

Peki, kim bu darbeciler?

Bir grup subay mı yoksa karargâhın tümü mü?

Bu iş bir karargâh politikası mıydı yoksa bir grup şahinin işi miydi?

Olup bitene suçüstü yapan, içinde son derece somut bilgi, kaynak ve tarihler bulunan ihbar mektubuna göre tablo sanıldığından çok daha vahim.

Mektuptan şu satırlarını altını özellikle çizelim…

"Ayrıca; 2007 yılı Eylül ayında dönemin Genelkurmay II. Başkanı Org. Ergin Saygun'un emri gereği üniversitelerden bir kısım akademisyen ve CHP yönetiminden bazı politikacıların desteği ile dönemin Genelkurmay Harekât Başkanı Korg. H. Nusret Taşdeler'in himayesinde Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığı'nda şube müdürü olarak görevli Kurmay Albaylar Dursun Çiçek, Sedat Özüer, İlker Ziya Göktaş ve Fuat Selvi tarafından kamuoyunu yönlendirme maksatlı çeşitli belgeler hazırlandığına tanık oldum…"

2007 Eylül…

Yani Temmuz seçimlerinden, Nisan Muhtarısı'na verilen tokat gibi cevaptan hemen sonra, kapatma davası açılmadan hemen önce…

Ve tüm bir karargâh…

Örgütlü bir kalkışma girişimidir sözü edilen…

Özden Örnek günlükleri, Balbay günlükleri birer veri artık, 2003-2004-2005'e dair…

İhbar mektubu bize 2007 sonrasını anlatıyor…

Bundan sonrası için, hem anlamak için hem siyasi gelişmeler açısından kimse bu noktayı gözden kaçırmasın…

Yeni Şafak

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.