Artık çocuk değilim

Artık çocuk değilim

Azra İlay'ın yazısı...

Azra İlay'ın yazısı:

Artık çocuk değilim

İbrahim Ünal çocuklar, gençler ve aile üzerine yoğunlaşan bir yazar. Bu minvalde  gazetelerde ve dergilerde makaleler ve incelemeler yayımlıyor, radyolarda ve televizyonlarda programlar yapıyor. Bunlara ek olarak “Çocuk ve Biz”, “ Ana Babanın Çocuğa Yaklaşımı” ve “Gençle İletişim” gibi kitaplara imza attı. Kısa süre önce bu yöndeki kitaplarına birini daha ekledi: Artık Çocuk Değilim. Kitap yine Nesil Yayınlarından çıktı.
Modern hayat insanları şehirlerde yaşamaya zorluyor. Bireyleri yalnızlaştırıyor, dar alanlara hapsediyor. Teknolojinin ilerlemesi, yeni iletişim araçlarının devreye girmesi, ataerkil aile yapısından çekirdek aileye geçilmesi, annelerin çalışma hayatına katılması en büyük olumsuz etkisini çocuklar ve gençler üzerinde gösteriyor.  Buna toplumu birbirine bağlayan, örf, adet, gelenek, görenek, inanç gibi değerlerin gün geçtikçe etkisini yitirmesi eklendiğinde gençler savunmasız kalıyor. Bu durum geçmişinden kopuk, günübirlik yaşayan nesillerin yetişmesine neden oluyor.

Said Nursi 70 yıl önce bu günleri görmüş, modern medeniyetin çarkları altında ezilen gençleri çağın hastalıklarından korumak için Gençlik Rehberi isimli kitabını neşretmişti. İşte İbrahim Ünal kitabının çatısını Nursi’nin “Gençlik Rehberi” isimli bu kitabı üzerine kuruyor.
Kitap “Ergenlik Dönemi”, “ Zorluklarla Baş Edebilirim”, “Zararlı Alışkanlıklar ve Bağımlılıklar”, “İlişkiler”, “Okuyorum, Öğreniyorum” ve  “Büyüdüm, Evlenmek İstiyorum” şeklinde 6 bölümden oluşuyor.

Ünal en büyük hayalinin yalnızca gençliğe dönük bir kitap yazmak olduğunu, bu gün bu hayalini gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek söze başlıyor.
Yazar  on iki-on sekiz yaş arasındaki gençleri kendine hedef seçmiş. 

Eski devirlere göre çocukların terbiyesi ve gençlerin doğru çizgide muhafaza edilmesinin zorluğuna dikkat çeken yazar, iyilik ve kötülüklerin birbirine karıştığı bir zamanda başta anne babalar olmak üzere hepimize düşünen görevlerin altını çiziyor. Ergenlik ve gençlik dönemindeki fiziki/bedensel ve psikolojik değişikliklere ve bunların doğurduğu sorunlara değiniyor. Kendini beğendirme arzusundan kız-erkek ilişkilerine, aşktan cinselliğe uzanan çizgide bir dizi soruna çözüm getirmeye çalışıyor.

Bireyin kişilik yapısının belirlenmesinde başlıca etkenlerin aile, din, okul, arkadaşlık, ekonomik durum, internet gibi unsurların olduğuna dikkat çeken yazar doğru bir dini eğitimin bir çok sorunun çözümünde en belirleyici unsur olduğuna işaret ediyor.

Model aile olmanın önemine de değinen yazar anne babaların kendilerini yenilemeleri gerektiğini, gençlerin neye, ne kadar ihtiyaç duyduğunu, neyi istediğini, neyi istemediğini, nelerden hoşlandığını, nelerden hoşlanmadığını bilmeden onların sorunlarını çözmenin zor olduğunu anlatarak sevgiye, saygıya, anlayışa dayalı sağlıklı bir iletişim dilinin önemine vurgu yapıyor.

Sade bir üslubu tercih eden yazar, Hz. Ebubekir’den Hz. Ömer’e, Mevlana’dan Şeyh Galip’e, Nursi’den Zübeyir Gündüzalp’e,  Tolstoy’dan Cemil Meriç’e uzan bir çok yazardan yaptığı alıntılar ile konuya derinlik katıyor.
Ünal  sonuç bölümünde gençleri çağın maddi ve manevi kötülüklerinden korumak ve kurtarmak için hala vakit olduğunu belirterek hepimizi göreve çağırıyor.