Aile ve Çocuk Terbiyesi-I

Aile bir okul, çocuklar bu okulun öğrencileri, anne talim ve terbiyeden sorumlu bir öğretmen gibidir. Baba, disiplini temin ile sevk ve idareyi devam ettirmekle vazifeli dirayetli bir müdür hükmündedir. Nurlu istikbalimizi inşa edecek çocuklar, yüksek ideallere sahip, manevi mes’uliyetlerinin farkında olan “Aile Mekteplerinde” yetiştirilmelidir.

Çocuğun en birinci üstadı ve en te’sirli muallimi onun validesidir. Çocuk terbiyesinde annenin önemine dikkat çeken Bediüzzaman Hazretlerinin şu tespiti insanlara bildirilmelidir: “Ben seksen sene ömrümde, seksen bin zâtlardan ders aldığım halde, kasem ediyorum ki; en esaslı ve sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi merhum vâlidemden aldığım telkinat ve manevî derslerdir ki; o dersler fıtratımda, âdeta maddî vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş, sair derslerimin o çekirdekler üzerine bina edildiğini aynen görüyorum”. (Lem’alar, 200)

Demek bir çocuk için en faydalı gıda anne sütü olduğu gibi, çocuk eğitiminin en önemli unsuru da anne ve aile olduğu gerçeğini dikkatler çekilmelidir. Bu itibarla annelik vazifesini hor gören, kadınları yuvalarından uzaklaştırıp değersizleştiren ifadelerin onları özgürleştirmeye değil köleleştirmeye hizmet ettiği görülmeli, geleceğimizi imar edecek çocukların anne şefkatinden mahrumiyetleri engellenmelidir...

Risale-i Nur külliyatında geçen, “Mimsiz medeniyet, taife-i nisayı yuvalarından uçurmuş, hürmetleri de kırmış, mebzul metaı yapmış. Şer’-i İslam onları rahmeten davet eder eski yuvalarına.” ifadesi sık sık gündeme getirilmelidir.(Sözler, 727)

Evet bir kadının annelikten daha önemli bir vazifesinin olamayacağının, meşru ve geçerli bir mazereti olmadan çocuklarını başkalarına emanet bırakamayacağının altı çizilmelidir. Huzur evlerinde huzursuzluğa terk edilen yaşlı insanların, ekseriya sevgiden ve şefkatten mahrum, kreşlerde büyütülen çocukların ana babaları oldukları gerçeği görülmelidir.

Çocuk yetiştirmenin, çocuk büyütmeden çok farklı bir süreç olduğu idrak edilmelidir. Çocuk besleyip büyütmedeki duyarlılığın çocuk yetiştirmedeki tutarlıktan daha fazla olduğu yanlışına dikkat çekilmelidir.

Çocuk yetiştirmek ile çocuk büyütmenin farkını bilemeyen annelerin, omuzlarına yüklenmiş ağır mesuliyetleri göremeyen ebeveynlerin hayatlarını gayr-i ciddi çocuk edasıyla geçirdikleri, yaşları ne kadar büyüse de başları itibarıyla hiç büyümedikleri görülmelidir...

Bebek emerek beslenir, emek verildikçe güçlenir. Çocukların zorluklar ve yokluklar ile sabrı ve sebatı kuvvetlenir. Sevgi, bilgi ve ilgi ile ziyadeleştikçe ruhları kemale erer, yükselir. Sevgi; fıtrat hamuruna kıvam veren bir maya, çocuk yetiştirmede en leziz ve mugaddi bir mama olarak değerlendirilmelidir.

Bilgi, sevgi mamasının hazırlanmasında; ilgi, bu mamanın münasip vakitlerde ve miktarlarda çocuklara sunulmasında istimal edilmelidir. Çocukların dengeli eğitilmesi noktasında sevgi, bilgi ve ilgi karışımının bir disiplin ve fıtratlarına münasip bir oran çerçevesinde kullanılmasına azami dikkat edilmelidir.

Bilgisiz sevginin veya sevgisiz bilginin yahut sevgiden ve bilgiden uzak bir ilginin çeşitli sıkıntıları doğuracağı yani ya çocuğu şımartacağı ya da bunaltacağı bilinmelidir.

Annelik ömür boyu süren soylu bir görev, çocuk yetiştirme uzun boylu bir ödev gibidir. Anne olmak en büyük mutluluk kaynağı ile tanışmak, dünyevi manada vazifelerin en değerlisine talip olmaktır. Ancak günümüzde annelerin ya bedenen evde durmadıkları yahut aklen ve kalben yuvalarında bulunmadıkları gerçeği görülmelidir.

Yani anneler ya para kazandıkları için bedenen evde durmuyorlar yahut ağır mesuliyetlerini bilmedikleri için hükmen evde bulunmuyorlar. Öğretmensiz bir okulun öğrenciler için ifade ettiği mana ne ise, annesiz evlerin de aynı manaya geldiği ilgililere söylenmelidir...

Müslüman kadın “çalışıyor musunuz” sorusuna; “Rabbimin takdir buyurduğu kulluğu ifaya, kalp ve ruhumu ihyaya, kıymeti yüksek bir vazife olan anneliği icraya, yuvamı imar ve inşaya çalışıyorum” diyemediği müddetçe, çocuklarına muallimlik yapmanın önemini göremedikçe evini terk etme yanlışını sürdüreceği bilinmelidir...

İyi ana babalar, çocuklarına hiç sıkıntı yaşatmayan, onları lüks içinde yaşatan, istedikleri her şeyi alarak onları geleceğe hayalsiz uğurlayan kişiler olmadığı; iyi ana babaların, çocuklarını hayat yolculuğundaki sıkıntılara hazırlayan, zorluklara sabır ve mücadele azmini aşılayan kişiler oldukları yönünde mana yüklenmelidir...

İstedikleri her şeyi alan, başları her sıkıştığında çocuklarının yardımına koşan ana babalar; sürekli başkalarından medet uman, sabır ve mücadele yönleri olgunlaşmayan, psikolojik sıkıntılara hedef olan, hatta onlarla yaşayan marazlı nesillerin yetişmesine aracılık ettikleri acı gerçeği insanlara bildirilmelidir.

Elhasıl; iyi çocuklar özel ve pahalı okullarda okutulan, istedikleri her şey alınarak şımartılan çocuklar değildir. İyi ve erdemli çocuklar, aile denilen mekteplerde sevgi, bilgi ve ilgi ile yetiştirilen, asgari mesuliyetleri öğretilen, “biz şuuru” kalplerine nakşedilen çocuklardır. Huzurlu aileler, çocuk yetiştirmede emin birer sığınak, emniyetli birer barınaktır.

Bizi biz yapan kadim değerlerimizi umursamamak yahut aramıza mesafe koymak, her türlü batıl inanç ve batılı kültürlerin işgaline zemin hazırlamaktır. Anneliği aşağılamak, kadınları yuvalarından uzaklaştırmak onlara felaket kapılarını aralamak, nurlu istikbalimizi kendi ellerimizle karartmaktır...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
6 Yorum