Amacımız, İsrail'in işlediği suçtan dolayı hesap vermesi

Amacımız, İsrail'in işlediği suçtan dolayı hesap vermesi

Gazze'ye giden Mavi Marmara gemisine düzenlenen saldırı nedeniyle ABD'de İsrail aleyhine ilk yasal süreci başlatan hukukçular, İsrail'in hesap vermesini amaçladıklarını söyledi.

Gazze'ye giden Mavi Marmara gemisine saldıran İsrail aleyhine ABD'de ilk yasal süreci başlatan hukukçular, amaçlarının İsrail'in uluslararası sularda, yardım taşıdığı çok iyi bilinen seyir halindeki bir gemide işlediği suçtan dolayı hesap vermesi olduğunu belirtti.

"Özgürlük Filosu"na düzenlenen baskında zarar gören üç ABD ve bir Belçika vatandaşının İsrail aleyhine ABD'de açtığı ilk davayla ilgili davacılar ve avukatları Washington DC'de basın toplantısı düzenledi.

Merkezi İngiltere’de bulunan ve "Mavi Marmara" olayını uluslararası arenada hukuken takip eden Stoke&White LLP hukuk firmasını temsilen toplantıya katılan Hakan Camuz, basın toplantısının ardından AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Camuz, İsrail askerlerinin 31 Mayıs 2010'da baskın düzenlediği "Özgürlük Filosu" gemilerden birinin de ABD bayraklı "Challenger 1" gemisi olduğunu hatırlatarak Washington DC'deki davanın bu gemide zarar gören ABD vatandaşları adına açıldığını kaydetti.

Bugüne kadar İsrailli yetkililerin uluslararası arenada herhangi bir şekilde hesap vermediğini vurgulayan Camuz, sonunda ABD mahkemelerine kadar geldiklerini söyledi. Dünyanın herhangi bir yerinde Amerikan vatandaşlarına öldürme, yaralama, insanlık dışı muamelede bulunma gibi fiziksel zararlar veren devlet ve devlet kolluk kuvvetlerinin ABD mahkemelerinde dava edilebileceğine dikkat çeken Camuz, 1976 yılında Kongre'de kabul edilen "Yabancı Egemen Dokunulmazlık Yasası"na atıfta bulundu.

"Bu yasanın ışığında Challenger 1'de zarar gören müvekkillerimizin haklarını korumak için ABD mahkemelerinde tarihi bir dava açtık" ifadesini kullanan Camuz, "Buradaki amaç, İsrail'in uluslararası sularda, yardım taşıdığı çok iyi bilinen seyir halindeki bir gemide işlediği suçtan dolayı hesap vermesidir" dedi.

"ABD'nin bugüne kadar uluslararası arenada İsrail'le ilgili pozisyonu ortada. Siz de burada İsrail aleyhine dava açıyorsunuz. ABD mahkemelerinin bu davayı kabul edeceklerini düşünüyor musunuz? Eğer kabul edilirse süreç nasıl işleyecek?" sorularına Camuz, şu cevabı verdi:

"Davanın kabul edilmemesi halinde, uluslararası sularda ABD vatandaşlarının can güvenliğini, söz konusu ülke İsrail olduğu için yok sayan bir Kongre'den ve Amerikan mahkemelerinden mi bahsedeceğiz? Ya da İsrail'in ne kadar güçlü olduğundan mı bahsedeceğiz? Bizim işimiz, sürecin siyasi değil hukuki tarafıyla ilgilidir. İsrail'in ABD'deki güçlü lobisini hepimiz biliyoruz. Ancak biz tamamıyla hukuki haklar üzerinden yürüyoruz. Kongre, zamanında bununla ilgili yasal düzenlemeyi yapmış, yetkiyi siyasilerden alıp mahkemelere vermiş. Dolayısıyla artık verilecek karar siyasi değil, hukuki bir karar olacaktır."

Washington'da açılan davanın mahkeme tarafından kabul edilmesini beklediklerini söyleyen Camuz, aksi halde yargıçların, "uluslararası sularda zarar gören ABD vatandaşlarının haklarını savunmadıkları" anlamının ortaya çıkacağını belirtti.

Camuz, son olarak, "Biz bu dava vesilesiyle hukukun ve hukukun üstünlüğünün başarısını bir kez daha ispatlamak istiyoruz" dedi.

Toplantının ardından AA muhabirinin sorularını cevaplayan davanın hukuki temsilcilerinden Sir Geoffrey Nice, "Bu dava ve California'da açtığımız diğer dava, İsrail'in ABD tarafından dokunulmaz olup olmadığını göstermesi bakımından çok önemli olacaktır" diye konuştu.

Davacılardan (ABD ve İsrail vatandaşlığı olan) Huwaida Arraf da AA muhabirine yaptığı açıklamada, uluslararası arenada hakkını aramaya başladığı günden bu yana hem Amerikalı hem de İsrailli yetkililer tarafından kendisine birçok kez gözdağı verildiğini belirtti. Arraf ayrıca İsrail askerlerinin gemide kendisini nasıl darp ettiğini de anlattı.

George Washington Üniversitesinde uluslararası hukuk uzmanı olan Ralph Steinhardt da AA muhabirine, İsrail'in uluslararası sularda seyir halindeki bir yardım gemisine yaptığı baskının her halükarda uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğini ifade ederek "İsrail, yaptıklarının uluslararası hukuk nezdinde karşılıksız kalacağını düşünmemeli" dedi.

Washington DC'de açılan dava, ABD'de Mavi Marmara olayı kapsamında İsrail devleti aleyhine açılan ilk dava olma özelliğini taşıyor.

ABD bayrağı taşıyan ve 31 Mayıs 2010'daki baskınla İsrail'in Aşdod Limanı'na çekilen Challenger 1 gemisi hala İsrail'de tutuluyor.

AA

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.