Akan kanda milli eğitimin de payı yok mu?

Yine ciğerimiz yandı. Çözümün kanda olmadığını ve kanla hiçbir kirli elin, hele geçmişin yıkanmayacağını anlattıkça biz, birileri inadımıza iki milletin bahtını karartmaya çalışıyor, kana buluyor. Bu kanser gibi büyüyen şiddet, nihayetinde sağlam kalmış organlarımızı da yutacak, içine alacak, hasta edecek...

Geçtiğimiz süreçte açılım adına, geçmişle yüzleşme adına güzel şeyler söyleyen insanlar bile ortaya saçılan kandan tiksindiler, geriye çekildiler. Bu noktada PKK’nın yapmak istediğinin bir çözüm bulma olmadığı açık. PKK başka yerlerden sipariş edilen terör eylemlerini yapıyor; “temsil ettiğini söylediği” milletin değil, başka milletlerin verdiği görevleri yerine getiriyor.

Bunca kan döküldükten sonra konuşmak da zor. Anlatmak da, hak vermek de, hak almak da zor... Sen yavrusunu yaralarken, katlederken, kanını akıtırken hangi anneden, babadan haklarını talep edebilirsin? PKK şiddetinin ne sonuçlara varacağını bilmiyor. Fakat bu noktada kendimize de bir özeleştiri yapmamız lazım. Hâlâ birkaç beton duvarın saldırıları durduracağını sanan, kuş yuvası gibi ortada karakollar inşa eden bir ordumuz var. Daha yirmisine yeni değmiş gençlerin üç aylık bir eğitimle pusudan çıkabileceğini sanan komutanlarımız var. Var, var, var oğlu var, bir sürü ihmal var. Kanın birazı oraya, birazı buraya düşüyor.

Fakat bu kandan bir damla da artık milli eğitimin üzerine... Yıllardır konuşulduğu halde müfredatından milliyetçilik kokan usulü bir türlü kaldıramadı. Kardeşlik aşılayamadı. Ve Bediüzzaman misal kardeşlik dersleri veren insanların eğitim metotlarını uygulayamadı, alamadı.

Sırf “Gençliğe Hitabe” veyahut “Andımız” yerine her sabah bir sayfa “Uhuvet Risalesi” okunsaydı okullarda, halimiz böyle mi olurdu? Çocuklar böyle mi büyürdü?
Kan böyle mi yeşerirdi?
Gözyaşları böyle artar mıydı?
Ağıtlar böyle mi yükselirdi?

Hasılı en az bakılan yerde, yani milli eğitimde, bu işin sorumluluğu çok. Biz bu vesileyle, bu acı vesileyle, bir kez daha milli eğitime artık Bediüzzaman’ı görmezden gelmemesini tavsiye ediyoruz. Sırf Uhuvvet Risalesi bile okutulsa ilköğretim düzeyinde, şu yaranın yüzde doksanını tedavi ederdi. Kaçmayalım bundan artık. Kaçmayalım... Zaten kaçamıyoruz. Ah ki, kaçamıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum