Aforizmalar

Öyleydi... Rüzgâr savruğu idik. Üşümüştük. Yıldızların; göz göz gecenin karanlık bağrına y/ağdığını gördüm. Öyleydi.
***
Geceyle göz göze geldiğimde gecenin karanlık olmadığını gördüm.
***
Gündüzle gecenin tezat olmadığını söylediler. Biri birinin mütemmimi imiş. Öyle değil mi!
***
Gecelerden gündüzlere; iniş yokuşlardan düzlere yolculuğumdu. Meğer beni bana anlatıyorlarmış! Meğer bir yanım gece; bir yanım gündüz imiş. Bir yanım iniş/çıkış; bir yanım düz imiş! Bir yanım yaz/bahar; bir yanım kış/güz imiş! Bir yanım ölüm; bir yanım diriliş imiş!
***
Haberlerin gürültüsünde kayboluyorduk. Unutuyorduk yaşadığımızı. Olanların peşinden koşarken hayatımızı yangınların ortasında bırakıyorduk. Bize bir: "Nereye?" diyen olmalı bu telaşelerde.
***
Adını unutma; adın: İnsan! Adımlarını ona göre at. Adını sor ve söyle kendine sık sık. Adın: İnsan!
***
"Açlık" satılsaydı, "açlık" nedir bilmeyenler gizli kapaklı "açlık" satın alacaktı. Açlık, öylesine lezzetli! Ben, biliyorum! Dene; sen de bilirsin.
***
Seviyoruz emretmeyi. Bir "Firavun lezzeti" var, değil mi? Var, var! Haydi, emretmeyi bırak da "Sonsuz Emir"i dinle!
***
Firavun'un sonunu biliyorsun. Kızıldeniz de kızdı onun "ene"sine. Son nefesini verirken Firavun: "Ben de Musa'nın Rabbine inanıyorum." dedi ama... "Son pişmanlık..."
***
Bir prova yeri bu dünya. Ya bravo denilecek ya da... ötesini sen biliyorsun. Dünya ekmek teknesi. Bu tekneye iyi bak, iyi! Ebedî aç kalmamak için. Ekmek teknemiz bu dünya ekmeğimizi burada pişireceğiz.
***
Artık anladık ki olmak, ölmekten geçiyor. Çekirdek, ölmeden çiçek açmıyor, meyveye durmuyor. Ölmek... terk etmek oluyor yakamızı kaptırdıklarımızı!
***
Acaba diyorum; eskiden yakasız olması gömleklerin, yakayı kaptırmamak için mi!
***
Yoruldum koşa koşa! Dur, diyen de yok! Neden beni böyle yoruyorsunuz; sevdiğinizden mi cehaletinizden mi? Size ne kaldı ki bu yorulmalardan bana ne kalsın!
***
Oku! Dinle! Seyret! Elinden geliyorsa "not" tut! "Kendi" tarihinden haberin yok; uzak tarih/yakın tarih... gidip geliyorsun. "Şimdiki tarih"ini biliyor musun?!...
***
Bahar da geldi. Bu manzaradan çıkarabileceğin tek kare var mı! Resim böyle yapılır, işte! Film böyle çekilir! Sanat eseri budur, işte! Nakış buna derler. Nakıştan, Nakkaş'ın selamını almak ne hoş! Şöyle gölge etme de cennetin gölgesinin gölgesi şu baharı Esma Esma seyredeyim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum