Risale Haber-Haber Merkezi

Geçtiğimiz hafta iki defa kalp krizi geçiren yazar Yusuf Kaplan, "Üç gece, ölümle burun buruna geldim. Deyim yerindeyse, ölümü gördüm ama korkmadım" dedi.

Rahatsızlandığı anları ve hastaneye gidişlerini anlatan Kaplan, "Ölümü gördüğüm iki gece yaşadıklarımı sizlerle kısmen de olsa paylaşma ihtiyacı hissettim. İki temel nedenle: Birincisi, ölüm fikri üzerinde biraz derinlemesine düşünelim diye. İkincisi de, duanın koruyucu gücünü idrak edelim, değerini kavrayalım, dua dua büyüyen bir iddia inşa edelim, bir davanın izini sürelim, dua’sız bir iddianın kupkuru, ruhsuz; dua’sız bir dava’nın beyhude bir uğraş olduğunu bilelim için..." şeklinde yazdı.

Ölüm fikrinin olmadığı hayat, bayattır, ruhsuzdur

Duanın önemine de vurgu yapan Kaplan, Yeni Şafak'taki yazısını şöyle sürdürdü:

"Biz inanmış, teslim olmuş insanlarız, ölümden korkmayız; ölü gibi, hakikatten uzak, ruhsuz bir hayat sürmekten korkarız.

Şunu biliriz: Hayat, ölüm’le kâimdir; ölüm’le anlam ve değer kazanır.

Ölüm fikrinin olmadığı hayat, bayattır, ruhsuzdur; her tür haksızlığın, hukuksuzluğun, adaletsizliğin, azmanlaşmanın kaynağıdır.

İnsanın, insanî duyargalarını ve duyarlıklarını yitirmesi, ruhsuz bir canavara dönüşmesi kaçınılmazdır böyle bir durumda.

Büyük düşünürler, bilge insanlar, öncü sanatçılar, kurucu, çığır açıcı düşüncelerini ölüm fikri üzerine bina ederler.

Ölüm fikrinin yok olduğu bir yerde, dünyanın cehenneme dönüşmesi mukadderdir: Dünyayı dâr (yurt) edinenler, dünyayı dar ederler insana -zira!

Seküler dünya, ölüm fikrini fiilen inkâr eder: Her şey bu dünyadan ibarettir; bu dünyada olup bitecektir.

DUA, EN BÜYÜK İDDİA VE EN BÜYÜK DAVA

Dua, çağımızda, sekülerleşme biçimlerinin saldırısından en fazla nasibini alan bir ontolojik imkândır.

Dua, büyük bir iddia sahibi olma, katışıksız, saf, arı-duru bir davanın, hakikat davasının izini sürme imkânı.

Dua, en büyük iddia ve en büyük davadır.

Yalnızca Allah’tan talepte bulunmak, yalnızca O’na boyun eğmek, bütün putları elinin tersiyle itmek, öz’ü gürleştirmek ve kişinin özgürlüğünü ilan etmektir.