'Yunanistan'ın mültecilere uyguladığı şiddet insan hakları ihlalidir'

'Yunanistan'ın mültecilere uyguladığı şiddet insan hakları ihlalidir'

Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ekşi, "Türkiye'nin mülteci ve sığınmacılara 'ülkeyi terk etme' haklarını kullanma izini vermesi uluslararası hukukun bir gereğidir." dedi.

Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nuray Ekşi, Türkiye'nin, sayıları 5 milyonu bulan düzensiz göçmene "ülkeyi terk etme" haklarını kullanma izini vermesinin uluslararası hukukun bir gereği olduğunu belirterek, "Yunanistan'ın sınırlarına gelen mültecilere uyguladığı fahiş, orantısız kuvvet kullanımı uluslararası hukuk açısından insan hakları ihlalidir. Avrupa Birliği (AB) de Yunanistan'a herhangi bir ikazda bulunmuş değil." dedi.

Prof. Dr. Nuray Ekşi, düzensiz göçmenlerin, Türkiye'den ayrılma haklarını kullanması, Yunanistan'ın sınırı geçmeye çalışanlara insanlık dışı muamelede bulunarak gaz bombaları ve gerçek mermilerle saldırması, açık denizdeki botları batırmaya çalışması, uluslararası hukukun göçmenlere tanıdığı haklar, Türkiye'nin göçmen politikası ve Suriye'deki krizin bir an önce bitirilmesine yönelik atılması gereken adımlara ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Ekşi, 2011 yılından beri 3 milyon 700 bini kayıtlı, tam sayı bilinmemekle beraber yaklaşık 500 bini kayıtsız Suriyelinin Türkiye'ye göç ettiğini, bunun yanı sıra 1 milyon civarı da diğer ülkelerden iltica sistemi ile gelenlerle birlikte yabancı sayısının yaklaşık 5 milyona ulaştığını söyledi.

Bu rakamın Türkiye açısından sürdürülebilir bir rakam olmadığını anlatan Ekşi, "Ancak Türkiye, 'Yakın komşumda olan bu insanlık dramına seyirci kalamam, sınırlarımı açıyorum.' dedi ve açık sınır politikasını devreye soktu. AB, Türkiye'ye başından beri dedi ki 'Siz bunları ülkenizde tutun, biz size destek olacağız.' Ama AB desteği sadece iki üç kuruş, onu da uluslararası yardım kuruluşları üzerinden gönderdi. Kaldı ki bu sadece para ile ilgili bir sorun da değil. Türkiye, 'Mültecilerin gitme hakları var, ben daha fazla onları zorla tutmayacağım.' demeseydi bile bu patlak verecekti." diye konuştu.

Prof. Dr. Ekşi, Türk yetkililerin, bu konunun altını bu şekilde çizmesi gerektiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Türkiye'nin sınır kapılarını açmasını, 'Ülkemdeki yabancıların ülkeyi terk etme haklarını engellemiyorum.' şeklinde okumak lazım. Peki Türkiye yabancılara ülkeyi terk etme hakkı verebilir mi? Bu uluslararası hukuka uygun mudur? Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 12. maddesinde 'Ülkeyi terk etme hakkı hem yabancıya hem de vatandaşa verilmiş bir haktır.' diyor.

Şu anda Türkiye'yi terk etmek isteyen yabancılar ülkeyi yasal yollardan terk etmiyorlar. Gümrük kapısı dışından kalan alanlardan yani Meriç Nehri'nden, Ege Denizi'nden gitmeye çalışıyorlar. Ancak uluslararası iltica talep edenler açısından ülkeye yasa dışı giriş yapanlara hiçbir yasal işlem yapılmaz. Bunlar suçlu değilse sadece iltica talebiyle başka bir ülkeye giriş yapmışlarsa yasa dışı bir işlem yapılamaz."

Prof. Dr. Ekşi, sınırdaki tel örgüleri keserek, Meriç Nehri'nden veya deniz yoluyla Yunanistan topraklarına giriş yapan düzensiz göçmenlere Yunanistan'ın uyguladığı fahiş, orantısız kuvvet kullanımının uluslararası hukuk açısından insan hakları ihlali olduğunu vurguladı.

Yunanistan'ın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olduğu için hiç kimseye eziyet edemeyeceğini ve güç kullanamayacağını kaydeden Prof. Dr. Ekşi, "Peki Türkiye kapısını açarak insan hakları ihlali yaptı mı? Türkiye burada 'Ben ülkeyi terk etme hakkını kullanmak isteyen mültecilere engel olmayacağım, zorla tutmayacağım.' dediği için insan hakları ihlali yapıyor konumunda değil. Eğer Türkiye yurt dışına çıkmak isteyen insanlara şiddet uygulasaydı, gaz bombası, sis bombası atsaydı, havaya ateş açıp, onları zorla sınırdan içeri doğru çekmeye çalışsaydı, o zaman insan hakları ihlali yapmış olurdu." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Ekşi, Yunan polisinin karşıya geçenleri döverek geri gönderdiğini, sahil güvenlik güçlerinin ise denizde göçmenleri taşıyan lastik botları deldiğini ve insanların hayatını riske attığını hatırlatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yunanistan mültecilerin yaşam haklarını ellerinden alıyor. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2. maddesindeki yaşam hakları ile 3. maddesindeki işkence yasağını ihlal ediyor. AB ise Yunanistan'a herhangi bir ikazda bulunmuş değil. Yunanistan'a 'yapma bunları' diye ses çıkaran yok. Sadece Uluslararası Af Örgütü dedi ki 'Bulgaristan ve Yunanistan sınıra gelenleri alsın.' Anlaşılıyor ki bu insani krizde hiçbir Avrupa ülkesi, Türkiye'den gitmek isteyenleri kesinlikle almayacaktır. Bu konuda hem Yunanistan halkı hem AB halkları hem de devlet yetkilileri, Türkiye'den gelebilecek hiç kimseyi almak istemiyor."

"Çözüm Suriye'de barışın sağlanması"

Prof. Dr. Nuray Ekşi, göçmen sorununun kalıcı bir çözüme kavuşması için Suriye'de istikrar ve barış ortamının tesis edilmesi ve Suriyelilerin kendi topraklarında huzur içinde yaşamalarına imkan sağlanması gerektiğini söyledi.

Ekşi, ABD, Rusya, İran, AB ve NATO'nun bu sorunun çözümünün Suriye'de olacağını kabullenip barışın ve istikrarın sağlanması için radikal adımlar atması gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Herkes kendi menfaati için Suriye'ye girdi. Silah sattılar, silah verdiler. Orta Doğu'daki ülkeleri karıştırıp sonra da seyreden devletler var.

Türkiye ise diyor ki 'Benim limitim doldu, içeride ve dışarıda terörle mücadele eden bir ülkeye bu kadar yüklenilmez.' Olan halka (Suriyeliler) oldu. Bu halk şimdi ortada perişan bir durumda. AB, Esed'e 3-4 yıldır sesini bile çıkarmıyor. Burada önemli olan kimin haklı kimin haksız olduğundan çok bu perişan olan insanların durumu. Bir an önce insani bir eylem yapılarak kesinlikle Suriye'de istikrar sağlanmalı, bu insanların hiçbir ülke almayacağı için güvenli ve düzgün bir şekilde ülkelerine dönmeleri sağlanmalıdır."

AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.