'YGS intiharı' iddiaları boş çıktı
Nevşehir'de 19 yaşındaki İsmail Paslanmaz'ın ölümü, bazı internet sitelerinde 'YGS intiharı' şeklinde verildi.
Nevşehir'de 19 yaşındaki İsmail Paslanmaz'ın ölümü, bazı internet sitelerinde 'YGS intiharı' şeklinde verildi. Ancak Paslanmaz'ın ailesi intiharın Yükseköğretim Geçiş Sınavı'yla ilgisinin olmadığını açıkladı. Öğrencinin dayısı Mevlüt Tabar, "Kız arkadaşından ayrıldığı için bunalıma girdi. İntiharın sınavla alakası yok. Haberleri kınıyoruz. Bu olayı kim YGS'ye bağladıysa, ondan davacı olacağız." ifadelerini kullandı.
Nevşehir'de önceki gece acı bir olay yaşandı. 19 yaşındaki bir öğrenci kendini asarak intihar etti. Edinilen bilgilere göre, Mehmet Akif Ersoy Mahallesi Yavuz Selim Caddesi üzerindeki iki katlı evde ailesi ile birlikte yaşayan ve üniversite sınavlarına hazırlanan İsmail Paslanmaz, ailesine ders çalışacağını söyleyerek, evlerinin üst katındaki odaya çıktı. Ardından kapıyı içeriden kilitledi. Bir süre oğullarından haber alamayan aile durumdan şüphelenerek odaya gitti. Ancak kapının kilitli olması üzerine durumu polise bildirdi. Eve gelen polis ve sağlık ekipleri, kapıyı zorlayarak açtıklarında Paslanmaz'ın kendisini telefon kablosuyla astığını tespit etti. Gencin cesedi, devlet hastanesi morguna kaldırıldı.
Söz konusu olay dün bazı gazetelerin internet sitelerinde 'Korkulan oldu, YGS'ye giren genç intihar etti' başlıklarıyla verildi. İsmail Paslanmaz'ın YGS'deki şifre tartışmaları sebebiyle bunalıma girdiği ve bunun için intihar ettiği ileri sürüldü. Söz konusu haberler gencin ailesi tarafından yalanlandı. İntiharın sebebinin YGS olmadığını kaydeden gencin dayısı Mevlüt Tabar, şu ifadeleri kullandı: "Basında yazılan haberlerin gerçekle alakası yok. Bunu biz de basından öğrendik. Olayı çarpıtan basın mensuplarını ve basın kuruluşlarını kınıyoruz. Yeğenim, kız arkadaşından ayrıldıktan sonra bunalıma girmişti. Yaşadığı buhranı atlatamadığı anlaşılıyor. İşin aslı budur. Savcılık da olayla ilgili soruşturma başlattı. İşin aslı soruşturma sonunda belli olacak. Bu olayı kim YGS'ye bağladıysa, ondan davacı olacağız. Polisler yeğenimin odasında bir mektup buldu. Biz içeriğini okumadık." Halen savcılığın elinde bulunan mektupta, İsmail Paslanmaz'ın ailesine veda niteliğinde bir yazı olduğu öğrenildi.
[Haber Yorum - Fatih Uğur] YGS'nin faturasını 'cemaat'e iftiraya dönüştürdüler
Bazı çevrelerin YGS'deki tartışmaları fırsat bilerek lise öğrencilerini sokağa dökme gayreti içinde olduğu netleşti. Anlaşılan o ki önce üniversite öğrencilerini sokağa dökmek isteyen, ancak bunu başaramayan kirli plan sahipleri umudu liseli gençlere bağlamış. Marjinal siyasi partilerin gençlik kollarının da aktif olduğu eylemler dışarıdan bakıldığında masum gençlik istekleri gibi sunuluyor. Oysa eylemlerdeki öfke, nefret, isyan söylemi YGS'nin ötesinde gençlere bir kin aşılama kampanyasının işlediğini gözler önüne seriyor.
Güvenlik güçlerinin ilk verileri 'marjinal kimi partilerin bizzat lise gençliğini sokağa çekme tezgahını kurguladığı' yönünde. İki gündür İstanbul Taksim, Ankara Kızılay'da, İzmir'de ön saflarda fotoğraf veren bıyığı bile terlememiş liselilerin duygusallığına, tepkisine bir anlam verilebilir belki. Ortada YGS ile ilgili iddialar ve savcıların soruşturduğu konular var. Peki, her olayda 'cemaat' deyip masum insanları suçlu ilan edenlere, liseli gençlerin ellerine cemaate geçit yok, akp+cemaat=şifre pankartları hazırlayanlara ne diyeceğiz? Cemaat paranoyasıyla ortalıkta gördükleri her aksaklıktan birilerini sorumlu tutmaya çalışan bu zihniyetin öncelikle haddini bilmesi gerekir. Hangi karineye dayanarak ÖSYM'nin yaptığı bir sınavda bazı eğitim kurumlarını suçlu ilan ediyorsunuz? Ömrünü ateş hattındaki gençleri kurtarmaya adamış bir gönül insanı Fethullah Gülen Hocaefendi'nin fotoğraflarını hangi delile dayanarak eylemlerinize malzeme olarak kullanma cüretini gösteriyorsunuz?
Kimi gazeteciler terör örgütleriyle ilişki içinde yakalandığı iddiaları çıkınca, 'masumiyet karinesi' diye çığlık atan bir kısım basın kuruluşlarının, liselilerin eylem fotoğraflarında cemaat karesi arayıp birinci sayfalarına taşıma kindarlığını milletimiz görüyor. Hani basın meslek ilkeleriniz, hani masumiyet karinesi? Liselilerin sokakta birbirine nefret içinde bakmasını, devlete, milletin değerlerine düşman olarak yetişmesini arzulayanlar olduğu görülüyor. O gençlerin sokaklarda silahla değil, elinde kalemle gezmesi için ömrünü adamış bir gönül insanına haksızlık yapanlar, kafasını ellerinin arasına alıp düşünsün.
Zaman
