Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı yoktur ki sizin gibi birer ümmet olmasınlar!

Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı yoktur ki sizin gibi birer ümmet olmasınlar!

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), En'am Sûresi 37-38. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

37-Bir de (o müşrikler): “Ona Rabbinden (bizim istediğimiz) bir mu‘cize indirilmeli değil miydi?” dediler.(2) De ki: “Şübhesiz Allah, bir mu‘cize indirmeye kadirdir; fakat onların çoğu bilmezler.”

38-Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş da yoktur ki, sizin gibi birer ümmet (yaratılışları ve ihtiyaçları ile aynı birer nevi‘) olmasınlar! (Biz) kitabda (Levh-i Mahfûz’da) hiçbir şeyi eksik bırakmadık; sonra (hepsi) ancak Rablerinin huzûrunda toplanacaklardır.

(*)“Mu‘cize, da‘vâ-yı nübüvvetin (peygamberlik da‘vâsının) isbâtı için, münkirleri (inkârcıları) iknâ‘ etmek içindir, icbâr etmek (zorlamak) için değildir. Öyle ise, da‘vâ-yı nübüvveti işitenler için iknâ‘ edecek bir derecede mu‘cize göstermek lâzımdır. (...) İcbâr derecesinde bir bedâhetle (açıklıkla) izhâr etmek (göstermek), Hakîm-i zü’l-Celâl’in hikmetine münâfî (zıd) olduğu gibi, sırr-ı teklîfe (imtihan sırrına) dahi muhâliftir (terstir). Çünki, ‘Akla kapı açmak, ihtiyârı (irâdeyi) elinden almamak’ sırr-ı teklif iktizâ ediyor (gerektiriyor).” (Zülfikār, 19. Mektûb, 104)