Risale-i Nur’u kendi yaramızı tedavi için aramak

Bediüzzaman pek çok mektublarında muhtaçların Risale-i Nur’u kendi yaralarının tedavileri için arayıp bulmaları gereğini vurgulamıştır. Hatta Mekke-i Mükerreme’ye Risale-i Nur’un o dönemde (kendisi Emirdağ’da iken) ulaştırılamayışını hayırlı görmüş ve o mübarek beldelerde ittihad-ı İslam ve siyaset-i İslamiyeye müteveccih olan nazarların Risale-i Nur’u kendilerine bir alet ve kuvvet yapmamaları cihetinde bunun hayırlı olduğunu söylemiştir[i].

Müşterilerin Risaleleri arayıp bulmaları hem de kendi yaralarını tedavi için kullanmalarını tavsiye eden Bediüzzaman, Risale-i Nur’un imandan ve Kur’andan başka hiçbir şeye alet olamadığını defalarca beyan etmiştir.

İttihad-ı İslam’a ve İslam siyasetine bile âlet olamadığını çünkü sırr-ı ihlası içinde taşıdığını vurgulamıştır.

Hal böyle iken bizim Risale-i Nur ile irtibatımız ne olmalıdır?

Risaleleri okuyup yüksek hakikatlerini herkese duyurmak mı?

Risale-i Nur’la iyi bir irtibat kurup kelime ve cümlelerini ezberleyip ihtiyaç anında deyivermek mi?

Risale-i Nur’a şerh, îzah, tefsir ila ahir yazmak mı?

Risale-i Nur’un güzel cümleleri ile bir tatlı huzur bulmak mı?

Soruları çoğaltmak mümkün. Elbette bunları yapılmaması gereken şeyler değildir.

Peki evvel emirde yapılması gereken, bize en evvel lazım olan nedir?

Risale-i Nur ile en öncelikli irtibatım Risale-i Nur ile kendi yaralarımı tedavi etmektir.

Bu manada Risale-i Nur’un ilk muhataplarının çok bilinçli olduklarını görüyoruz. Özellikle Barla Lahikası mektublarında yıllardır bir tabib, kalb yaralarını tedavi edecek bir manevi tabib aradıklarını ifade ediyorlar.

Bediüzzaman ile ve Risale-i Nur ile kavuştuklarında ise yaralarının nasıl kabuk bağlamaya başladığını çok veciz ifadeler ile dile getirmişler. Bu mektubların basılarak sonra çoklar tarafından okunacağını bilmediklerinden de hasbi ve samimi olarak, tekellüfsüz ifade etmişlerdir.

Sadece onların bu ifadelerinin bir araya toplanması bile çok uzun bir yazı olur, inşallah bize de rehberlik edebilir.

Peki biz yaralarımızın ne derece farkındayız ve yaralarımızın dermanı olarak Risale-i Nur’a muhatap olabiliyor muyuz?

Risale-i Nur ile meşguliyetin ölümden başka her derde derman olduğunu biliyoruz. Lakin spesifik dertlerimizin tarifini yapmadan, onları tanımadan dermanlarımızı Risale-i Nur’dan bulmamız mümkün mü?

Risale-i Nur’un ilk muhataplarının kendi manevi yaralarını fark edecek basiret ve ferasette oldukları açık. Peki biz muhtemelen doğduğumuzdan beri bizi abluka altına alan manevi yaralarımızı tanıyor, tanımlayabiliyor muyuz?

Manevi yaralarımızı bilmeden, onların tedavisini kast etmeden Risale-i Nur’a muhatap olmak bizi ne derece şifayâb edebilir?

Biz manevi yaralarımızı fark edebilecek basirete sahip miyiz?

Bu sualler muvacehesinde, şifa bulmak için okuduğumuz Risaleleri hastalıklarımızın tesbiti için de okuyabilir miyiz? Bir başka bakış açısı ile bakmış oluruz. Bunu da göz ardı edemeyiz ki Risale-i Nur’da devası sunulan çok hastalıklar vardır ki; hastalık etraflıca tarif edilmemiştir.

Bir nevi intizamsız sualler silsilesi olan bu yazıya Hasan Feyzi Ağabey’in muntazam ve hakikatli cevabı ile hatime verelim: “Sen[ii], en sâdık ve mâhir doktorların bile hâlâ teşhis ve tedavi edemedikleri en mühim kalb ve kafa ve ruh hastalıklarını, nurunla müşahede ve muayene edip ve en lüzumlu şifa ve devayı bulup, ruhî ve manevî dertlere düşmüşlere sunuyor, akıl ve idrak gözlerini açıyor ve en kısa bir zamanda zavallıları kurtarıyorsun…[iii]

 

[i] Emirdağ Lahikası 1, 197.mektub (erisale)

[ii] Risale-i Nur’a hitap ediyor.

[iii] Konferans, Sözler Yayınevi s.86  (bu mektubun bir parçası Emirdağ 1, 50. Mektub(erisale) da var ise de tamamı müstakil basılan Konferans kitabındadır)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum