Üstlerindeki göğe hiç bakmadılar mı ki, onu nasıl binâ etmişiz ve onu süslemişiz?

Üstlerindeki göğe hiç bakmadılar mı ki, onu nasıl binâ etmişiz ve onu süslemişiz?

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Kaf Suresi 6-8. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor

6 . Üstlerindeki göğe hiç bakmadılar mı ki, onu nasıl binâ etmişiz ve onu süslemişiz? Hem onun hiçbir çatlağı yoktur! (*)

7 . Ve yere (de bakmadılar mı ki), onu (nasıl) yaydık; oraya sâbit dağlar yerleştirdik ve orada her cins (her çift) güzel (bitki)den bitirdik.

8 . (Bütün bunlar, Rabbine) yönelen her kula basîreti(ni) açmak ve (ona) ibret vermek içindir.

(*) “Âyet-i kerîme, nazar-ı dikkati semânın ziynetli (süslü) ve güzel yüzüne çeviriyor. Tâ dikkat-i nazar ile (dikkatle bakarak), semânın yüzünde fevkalâde sükûnet içinde bir sükûtu (sessizliği) görüp, bir Kadîr-i Mutlak’ın (sonsuz kudret sâhibi olan Allah’ın) emir ve teshîriyle (itâat ettirmesiyle) o vaziyeti aldığını anlasın! Yoksa eğer başıboş olsa idiler, birbiri içinde o dehşetli hadsiz ecrâm (gök cisimleri), o gāyet büyük küreler ve gāyet sür‘atli hareketleriyle öyle bir velveleyi çıkarmak lâzım idi ki, kâinâtın kulağını sağır edecekti. (...) İşte sükûnet içindeki sukût-ı ecrâmdan Sâni‘-i zü’l-Celâl’in ve Kadîr-i zü’l-Kemâl’in derece-i kudret ve teshîrini ve nücûmun (yıldızların) O’na derece-i inkıyâd ve itâatini anla!” (Sözler, 32. Söz, 270)