Üstlerindeki göğe hiç bakmadılar mı ki, onu nasıl binâ etmişiz

Üstlerindeki göğe hiç bakmadılar mı ki, onu nasıl binâ etmişiz

Günün Ayet meali...

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Kaf Suresi 6-15 ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:

6-Üstlerindeki göğe hiç bakmadılar mı ki, onu nasıl binâ etmişiz ve onu süslemişiz? Hem onun hiçbir çatlağı yoktur!(1)

7-Ve yere (de bakmadılar mı ki), onu (nasıl) yaydık; oraya sâbit dağlar yerleştirdik ve orada her cins (her çift) güzel (bitki)den bitirdik.

8-(Bütün bunlar, Rabbine) yönelen her kula basîreti(ni) açmak ve (ona) ibret vermek içindir.

9, 10, 11-Hem gökten bereketli bir su indirdik de, kullara rızk olmak üzere, onunla bahçeler, biçilecek ekinler ve tomurcukları (salkımları) üst üste dizilmiş yüksek hurma ağaçları yetiştirdik. Hem onunla ölü bir yeri dirilttik. İşte (kabirlerden) çıkış böyledir!

12-Onlardan önce Nûh kavmi, Ress halkı ve Semûd (kavmi) de yalanlamıştı.

13-Âd (kavmi), Fir‘avun ve Lût’un kardeşleri (olan kavimler) de (yalanladılar).

14-Eyke halkı ve Tübba‘ kavmi de! Bütün bunlar peygamberleri(ni) yalanladı da, tehdîdim (azâbımın üzerlerine inmesi) hak oldu!

15-Peki (biz) ilk yaratma ile âciz mi kaldık (ki sizi tekrar yaratamayalım)? Hayır! Onlar yeni bir yaratmadan şübhe içindedirler.(2)


---

(1)“Âyet-i kerîme, nazar-ı dikkati semânın ziynetli (süslü) ve güzel yüzüne çeviriyor. Tâ dikkat-i nazar ile (dikkatle bakarak), semânın yüzünde fevkalâde sükûnet içinde bir sükûtu (sessizliği) görüp, bir Kadîr-i Mutlak’ın (sonsuz kudret sâhibi olan Allah’ın) emir ve teshîriyle (itâat ettirmesiyle) o vaziyeti aldığını anlasın! Yoksa eğer başıboş olsa idiler, birbiri içinde o dehşetli hadsiz ecrâm (gök cisimleri), o gāyet büyük küreler ve gāyet sür‘atli hareketleriyle öyle bir velveleyi çıkarmak lâzım idi ki, kâinâtın kulağını sağır edecekti. (...) İşte sükûnet içindeki sukût-ı ecrâmdan Sâni‘-i zü’l-Celâl’in ve Kadîr-i zü’l-Kemâl’in derece-i kudret ve teshîrini ve nücûmun (yıldızların) O’na derece-i inkıyâd ve itâatini anla!” (Sözler, 32. Söz, 270)

(2)“Ey haşir ve neşri (öldükten sonra dirilmeyi) inkâr eden insan! Ömründe kaç def‘a cismini tebdîl ediyorsun (değiştiriyorsun), biliyor musun? Sabah ve akşam elbiseni değiştirdiğin gibi her yedi senede bir def‘a tamâmıyla cismini tebdîl ve tecdîd ediyorsun (yeniliyorsun), haberin var mı? (...) Bunu hiç düşünemiyorsun. Eğer düşünebilsen, her vakit âlemde binlerle nümûneleri vukūa gelen haşir ve neşirleri inkâr edemezsin!” (Mesnevî-i Nûriye, Habbe, 106)

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.