Emirdağ Lahikası Müzakerelerinin 31.sinden notlar

• Üstadımız Afyon mahkemesinin işleri Ankara Mahkemesine havale etmesinin hayırlı olduğunu, Ankara’da büyük bir intibaha vesile olacağını müjde veriyor. Ankara’da bir hayırlı netice olursa her taraftaki işlerimiz hallolacak diyor.
• Üstadımız Risale-i Nur’un fütuhatına ve neşriyatına dair olan görüşmeler haricinde kimseler ile görüşmüyor.
• Üstadımız dessasların planlarını sabır ve tahammülün bozduğunu haber veriyor.
• Asr-ı Saadet’te ve müteyakkız Nurcularda hürriyet vardır. Geleneksel Müslümanlarda hürriyeti hak ettiği yerde göremiyoruz.
• Üstadımız el yazması bir Zülfikar Mecmuasını İstanbul’daki papalık eli ile Vatikan’daki papaya gönderiyor. Vatikan Bayn Başkatibi de Üstadımıza bir teşekkür mektubu gönderiyor. Araştırmacı Nurcular bu kıymettar el yazması eserin Vatikan kütüphanesinde halen mevcut olup olmadığını araştırabilirler.
• Üstadımız Ahmed Feyzi Kul Ağabey için “Risale-i Nur’un manevi avukatı ve bir kahramanı” diyor.
• Üstadımıza ve talebelere türlü desiseler ve zulümler ile saldıran ifsat komiteleri bugün de aynen faaliyetlerini sürdürmektedirler. Günün şartlarını ve koşullarını değerlendirerek onlar da stratejilerini yeniliyorlar, kendilerine arkasında iş görecekleri yeni perdeler buluyorlar.
• Hukuk, zulme alet edilemez ve edilmemeli….
• Zulme karşı tepkimizi ortaya koymak önemlidir. Zulmün silahı bize doğrulmamış iken zulme karşı tepkimizi ortaya koyarsak en azından kendi başımıza gelirse vicdanımız rahat olur. Başkasına zulmedilirken sessiz kalıp da bize zulmedildiğinde sesimizi yükseltmek hakperestliğimizle uyuşmayabilir.
• Risale-i Nur, manevi tahribatı dağıtan bir atom bombası ve tamircidir.
• Risale-i Nur, ulum-u müsbete ve fenniyye ile ulum-u imaniyeyi barıştırmıştır ve Medreset-üz-Zehra’nın madden de inşası ile bu barış bütün insanlığın saadetine hizmet edecektir.
• Risale-i Nur, bu memleketin İran, Mısır ve Suriye’deki gibi bir karışıklığa sürüklenmesi önünde bir set olmuştur.
• Adalet-i mahza’nın esas alınması ve hususen hukuk alanında uygulanması pek çok mühimdir. Anayasa hazırlanmasında da bunun esas alınması ve vatanın milletin selameti için hiçbir masumun hukukunun feda edilmemesi önemlidir. Devlet insanlar için var ise her bir vatandaşın hak ve hukukunu eşit ve hassas olarak koruması gerekir. Yok insanlar devletin devamı için sadece araçlar olarak görülüyor ise vatandaşların o devletin selametine çalışmaları ne kadar beklenebilir?
• Milletin selameti için fertlerin feda edilebileceği düşüncesinde çok su i istimaller olabilir. Çünkü bu düsturun bir had ve hududu tayin edilmemiştir. Çok zulümler buradan neş’et ederler.
• Mimsiz Batı medeniyeti semavi dinlere muhaliftir, seyyiatı hasenatına galebe ettiğinden istirahat-ı umumiyeye (toplumsal huzur ve konfor) hizmet etmeyip aksine dünyanın huzurunu kaçırmıştır. İsrafı teşvik ile iktisat ve kanaat yerinde sefahati hâkim etmiştir. Beşerin çalışmaya şevkini kırıp tembellik ve keyfe düşkünlüğü körüklemiştir. Bîçare beşeri tembel ve fakir etmiştir.
• Kur’an ise faziletli medeniyeti esas tutar ki fertleri çalışkan ve gayretli ve iktisatlı olmaya teşvik eder. Zekatı ikame edip ribayı yasak etmekle de sınıflar arası çatışmayı önlemeyi önerir.
• Avrupa Medeniyetinin müsbet yani; semavi esaslardan beslenen kısmı ile birleşerek beşerin derin yaralarının tedaviye çalışılması elzemdir. Batı medeniyetinin bu müsbet kısmını görmezden gelmek dûn himmetliğin göstergesi olabilir. Müsbet olan bütün ilimleri sahiplenmek veya ilimlerin müsbet kısımlarını reddetmemek, onları İslam ilimleri ile birleştirmek, barıştırmak Medreset-üz-Zehranın misyonudur. Risale-i Nur bunu yapmaktadır. Çok talebeler de buna çalışmaktadırlar.