Ümit Özdağ'ın Osmanlı arşivinde dedesine ilişkin bir bilgiye rastlamadım

Ümit Özdağ'ın Osmanlı arşivinde dedesine ilişkin bir bilgiye rastlamadım

Irkçılığıyla öne çıkan Ümit Özdağ, dedesinin önce yüzbaşı sonra da binbaşı olduğunu iler sürdü. Ancak kayıtlarda bir bilgiye rastlanmadı

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın Şeyh Said'e yaptığı hakaret ve Suriyelilere yönelik ırkçı politikalarını değerlendiren Sosyolog-Yazar Müfid Yüksel, bu tutumun kabul edilemez olduğunu söyledi.

Geçen yıl kurulan ve kurulduğu günden bu yana Suriyeliler özelinde ırkçı politikalarıyla gündeme gelme çabasında olan Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, her gün yeni bir skandala imza atmaya, birilerine hakaret edip ötekileştirmeye devam ediyor.

Geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından İslam âlimi Şeyh Said'e hakaret ederek yeniden gündeme gelen Özdağ, yaptığı paylaşım sebebiyle ciddi tepki topladı.

Yaşananlara yönelik İLKHA muhabirine konuşan Sosyolog-Yazar Müfid Yüksel, her defasında dedesiyle övünen Ümit Özdağ'ın dedesine ilişkin ne katalog araştırmalarında ne de Osmanlı arşivinde bir kayıta rastlamadığını, dini bir şahsiyete yönelik ırkçı politikalarının kabul edilemez olduğunu söyledi.

"Sembol bir dini şahsiyete yapılan hakaret kabul edilemez"

Yüksel, "Uzun zamandır radikal ırkçı bir tutumla ve son derece kutuplaştırıcı, sert, marjinal bir tutum sergileyerek herhalde prim toplamaya çalışıyor. Arkasına ir seçmen kitlesi almak durumunda fakat bu şekilde saldırgan bir tutum takınması, ağır hakaret etmesi, idam edilmiş olmasını bahane ve gerekçe göstererek, 1925'te olan bir olayı bahane ederek sembol bir dini şahsiyeti, bir Nakşibendi şeyhini böyle hedef alması kabul edilecek bir durum değildir. Mültecilere yönelik bu ırkçı tutumu, aşırı Türkçü bir tavırla onlara Arap karşıtlığı üzerine dayanan bir tutum içerisinde olması bir siyasi parti lideri için kabul edilecek bir durum değildir. Sonuçta bir siyasi parti lideri, çeşitli kesimlere, farklı topluluklara saygılı davranması gerekir ama Ümit Özdağ'da böyle bir tutum gözlemlemiyoruz." dedi.

"Ne katalog ne de Osmanlı arşivinde dedesine ilişkin bir bilgiye rastlamadım"

Yüksel, "Sürekli dedesini öne sürmesini de bir garip. Dedesiyle ilgili kendi verdiği bilgiler doğrultusunda bir araştırma yaptığımda süvari Yüzbaşı Mikail Bey diye bir isme rastlamadım. Gerek katalog taramalarında gerek Osmanlı arşivinde böyle bir isme rastlamadım. 1925 yılında yüzbaşı olduğuna göre herhalde Osmanlı döneminde de askeri bir görevi var diye baktım ama herhangi bir belgeye rastlamadım. Askeri arşivlerde veya genelkurmay arşivinde var mı onu bilemem. Varsa kendisi ibraz eder. Ancak bu şekilde saldırgan bir tutum kabul edilemez." diye konuştu.

"Türkçü politikalarıyla bilinen bir aile"

Tek parti döneminde, istiklal mahkemelerinin olduğu olağanüstü şartlarda oluşmuş olaylardan dolayı idam edilmiş insanları bu kadar tahkir etmesi, bu kadar aşağılaması, hakaret etmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Yüksel, "O dönemde istiklal mahkemelerinde nasıl bir adil yargılama vardı? Önce bunu sorgulamak lazım. Gerçi öteden beri sert bir Türkçü politikalarıyla bilinen bir aile. Babası 1960 ihtilaline katılan subaylardan biri. Sonradan Tokyo elçiliğinde müşavir olarak görevlendirildi ve ardından merkeze çekildi. Daha sonra da Afyon milletvekili oldu. Mevcut Adalet Partisi hükümeti ile çatıştığı görülüyor. Kimseyi babasından, babasını da kendisinden dolayı suçlamak gibi bir durum olamaz ama bu tip sert bir çizgiyi, sert bir politikayı sürdürmesi, bu şekilde hakarete vardırması, sembol dini şahsiyetlere yönelik bu tür ifadeler kullanması kabul edilemez." şeklinde konuştu.

"Bir partinin mülteciler üzerinden temellendirilmesi kabul edilemez"

Ümit Özdağ'ın Suriye politikası ile ilgili mültecilerin kendilerini diken üstünde hissetmeye başladıklarını, başlattığı propaganda sonucunda bazı insanların etkilenerek Suriyelilere karşı örgütlü bir tavır sergilemeye başladıklarını hatırlatan Yüksel, son olarak şu ifadeleri kullandı:

"Suriyelilere saldırılar oluyor. Bu tür şeylerden de sorumlu olur. Sonuçta bu insanlar savaştan kaçmışlar. Bu insanlar savaşsınlar diyorsun ama kendi ülkelerinde kime karşı savaşacaklar. Çünkü orada savaşan taraflar belli değil. Kim kimin tarafında diye bir kaos var. Bu kaos ortamında Türkiye'ye sığınmışlar. Başka şansları kalmamış. Bu çaresiz insanlar silahlı ayaklanmayı başlatanlar da değil. Eline silah almayanlar buraya gelmiş. Bir partinin eli kana bulaşmamış insanlara bu kadar saldırılması, onlar aleyhine bir politika üzerine temellendirilmesi kabul edilemez."

İLKHA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum