Üç adam birden bir gece geldiler

Üç adam birden bir gece geldiler

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

İKİNCİ MUSTAFA’LAR: Kuleönü’ndeki kıymettar, çalışkan, mühim bir talebem olan Mustafa ile, onun çok sadık ve fedakâr arkadaşı Hafız Mustafa’dır (r.h.). Ben Bayramdan sonra, ehl-i dünya bize sıkıntı verip hizmet-i Kur’âniyeye fütur vermemek için, “Şimdilik gelmesinler,” diye haber göndermiştim. “Şayet gelecek olurlarsa birer birer gelsinler.” Halbuki bunlar, üç adam birden, bir gece geldiler. Fecirden evvel hava müsaitse gitmek niyet edildi. Hiç vuku bulmadığı bir tarzda, hem Mustafa Çavuş, hem Süleyman Efendi, hem ben, hem onlar, zâhir bir tedbiri düşünemedik, bize unutturuldu. Herbirimiz ötekine bırakıp ihtiyatsızlık ettik. Onlar fecirden evvel gittiler. Öyle bir fırtına onları iki saat mütemadiyen tokatladı ki, bu fırtınadan kurtulmayacaklar diye telâş ettim. Şimdiye kadar bu kışta ne öyle bir fırtına olmuş ve ne de bu kadar kimseye acımıştım. Sonra Süleyman’ı, ihtiyatsızlığının cezası olarak arkalarından gönderip, sıhhat ve selâmetlerini anlamak için gönderecektim. Mustafa Çavuş dedi: “O gitse o da kalacak. Ben de onun arkasından gidip aramak lâzım. Benim arkamdan da Abdullah Çavuş gelmek lâzım.” Bu hususta “Tevekkelnâ alâllah” dedik, intizar ettik.

(Lem'alar | Onuncu Lem'a)