Türkçe Bosna'da ikinci yabancı dil oldu

Türkçe Bosna'da ikinci yabancı dil oldu

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Bosna Hersek ve Türkiye arasında kurulan eğitim, kültür köprüleriyle ilgili açıklamada bulundu.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Milli Eğitim Bakanlığı olarak Bosna Hersek'te Türkçe'nin ikinci yabancı dil olarak seçilmesi için önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini kaydederek, "Biz çok uzun yıllar ortak bir geçmişi paylaşmış olmamıza rağmen ne yazık ki çok yakın zamana kadar birbirimizi tanımıyorduk, daha doğrusu aramıza ciddi bir bariyer girmişti. O nedenle bir kopukluk oldu" dedi.

Son on beş, yirmi yıldır iki ülke arasındaki kopukluğu gideren, iki ülke halkının birbirini daha yakından tanımasını sağlayan adımların atıldığına dikkati çeken Avcı, "Tabii bunun içerisinde eğitimle ilgili konular büyük yer tutuyor. Eğitim, gençlerimizin, çocuklarımızın birbirlerini daha yakından tanımaları için çok uygun bir ortam oluşturuyor" ifadelerini kullandı.

Avcı, Bosna Hersek'le yapılan protokoller ve anlaşmalar çerçevesinde Türkçe'nin ikinci yabancı dil olarak okutulmasının sağlandığını ifade ederek, şu bilgileri verdi:

"Şu anda altı bine yakın öğrenci Türkçe'yi Bosna Hersek'te ikinci yabancı dil olarak öğreniyor. Tabii bu sayı yeterli değil, imzaladığımız protokolle daha da arttırmayı hedefliyoruz. Sadece Türkçe'nin öğrenilmesi, yalnızca dil eğitimi anlamına gelmiyor veya Türkiye'de Boşnakçanın öğretilmesi, öğrenilmesi kuru bir dil eğitimi anlamına gelmiyor, aynı zamanda bir kültürün de içeriden tanınmasının aracılığını böylece sağlamak istiyoruz."

- "Yazar ve şairlerimizin karşılıklı olarak birbirlerini tanımaları gerekiyor"

İki ülke gençlerinin karşılıklı olarak birbirlerinin kültürlerini de daha yakından, derinlemesine tanımalarını istediklerini dile getiren Bakan Avcı, sınırlı sayıdaki aydın çevreleri dışında Türk ve Bosna Hersek aydınlarının birbirinin kültürünü ve edebiyatını tanımadıklarına işaret ederek, şunları aktardı:

" (Bosna Hersek) sinemasını biraz daha fazla tanıdığımızı söyleyebilirim genel olarak. Onlar da tabii yine bizim televizyonlarımız aracılığıyla, görsel kültürümüz hakkında fikir sahibi oluyorlar ama daha derinlemesine, daha nitelikli tanımlamalara ihtiyacımız var. Karşılıklı olarak yazarlarımızın birbirini tanımaları, şairlerimizin, sanatçılarımızın daha çok iş birliği yapmaları, daha çok gidip gelmeleri ve bunun için de uygun zemin oluşturulması gerekiyor."

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bu konuda çalışmalarına vurgu yapan Milli Eğitim Bakanı Avcı, "Kültür Bakanlığımızın Türk edebiyatının belli başlı ürünlerinin farklı dillere çevirisine ilişkin başlattığı bir program var. O program çerçevesinde pek çok Türk klasiği, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi, farklı dillere çevriliyor. İnşallah önümüzdeki dönemde bunların sayısı artar" diye konuştu.

- "Duyarlılıklarımız bizi birbirimize yaklaştıracaktır"

Avcı, Türkiye'de Bosna edebiyatından en çok "Drina Köprüsü" kitabının yazarı İvo Andriç ile "Derviş ve Ölüm" kitabının yazarı Mehmet Selimoviç'in tanındığına değinerek, şöyle devam etti:

"Bir de Bosna'nın milli şairi olarak Cemalettin Latiç'i tanıyoruz ama bunlar yeterli değil. İvo Andriç, evet, sadece Bosna'nın değil, aynı zamanda bizim de büyük bir değerimiz sayılabilir. Hatta bir düşünürümüz, 'bir Osmanlı romancısı' olarak tanımlanmıştı Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandığı zaman. Selimoviç de aynı şekilde. Bizim dünyamıza çok yakın dünyaları anlatan yazarlardır ama çağdaş Bosna edebiyatını da daha yakından tanımaya, onların da çağdaş Türk edebiyatını daha yakından tanımaya ihtiyaçları var. Bu büyük bir zenginliktir. Duyarlılıklarımızın birbirine ne kadar yakın olduğunu görmek bizi daha da birbirimize yaklaştıracaktır."

Bakan Avcı, Bosna Hersek'te verilen Türkçe, Türkiye'de verilen Boşnakça eğitimine sadece dil eğitimi olarak bakmadığını vurgulayarak, bu çalışmaların çeviri kitapların yayımlanması, karşılıklı olarak tiyatro oyunlarının sahnelenmesi ve film gösterimleriyle desteklenmesi gerektiğini söyledi.

Bosna Hersek'te Yugoslavya döneminden beri şiir etkinlikleri yapıldığını aktaran Avcı, "Türk şairleri öteden beri yakın ilgi göstermişlerdir. Elimden geldiği kadar ben de takip etmeye çalışıyorum ama eskisi kadar da içeriden takip edemiyorum doğrusu. Edebiyatçı olarak ben gerçekten İvo Andriç'i çok severim. Bütün çocuklarımızın, gençlerimizin, öğretmenlerimizin de İvo Andriç'i okumasını çok isterim" dedi.

- "Bosna, Avrupa Müslümanlığının en güzel örneklerinin sergilendiği bir ülke"

Bakan Avcı, merhum Aliya İzzetbegoviç ile bire bir görüşemediğini, çocukları ile tanıştığını dile getirerek, Bosna hakkındaki düşüncelerini şu sözlerle paylaştı:

"Bosna aslında benim açımdan da Avrupa Müslümanlığının en güzel örneklerinin sergilendiği bir ülke. Yani, İslam'ın farklı coğrafyalarda nasıl çiçeklendiğini, nasıl farklı farklı çiçeklendiğini görmek isteyenler, özünde bir, öğretide bir ama folklorda, gündelik yaşamda nasıl farklı tezahürleri olabildiğini, nasıl farklı özellikler üretebildiğini görmek isteyenler için Bosna çok güzel bir örnektir. Aynı zamanda tabii bizim tarihimizle de yakın ilgisi itibariyle ayrıca çok değerlidir. 'Başçarşı'ya gittiğiniz zaman, diyelim Eskişehir'in 'Odun Pazarı'ndan bir farkı olmadığını, oradaki mimarinin pekala Anadolu'nun pek çok şehrindeki mimariyle nasıl derin bir akrabalık içinde olduğunu görürüz. Kardeş camilerimiz var. Yine Eskişehir'de 'Kurşunlu Camimiz var, Eskişehir'deki 'Kurşunlu Cami' ile Saraybosna'daki 'Gazi Hüsrev Paşa' kardeştir. Aslında aralarında otuz sene vardır ve muhtemelen aynı ustalar, hatta aynı işçiler muhtemelen her iki camide de çalışmış olabilirler. Uzaktan uzağa birbirine bakan camilerimiz, uzaktan uzağa dediğim coğrafi olarak, yoksa yakınlık isimlerinden de belli, mimariden de belli, oradaki ruhtan da belli. Dolayısıyla bizim Bosna'dan alacağımız, Bosna'nın da bizden alacağı çok şey var."

Bosna denildiğinde merhum yazar Fethi Gemuhluoğlu'nu hatırladığını söyleyen Bakan Avcı, sözlerini "Geçtiğimiz hafta da onunla ilgili bir anma toplantısı yapmıştık. 1970'lerde, daha ortada henüz hiçbir şey yokken, bir gün Avrupa'da bir Müslüman devlet doğacağını bize ilk müjdeleyen Fethi Ağabeydir" diyerek tamamladı.

AA

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.