Tüm vasfların en güzeli Peygamberimizde

Tüm vasfların en güzeli Peygamberimizde

Doç. Dr. Mustafa Ekinci, Kutlu Doğum programlarını RisaleHaber'e değerlendirdi

Röportaj: Nurettin Huyut- RisaleHaber

Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Ekinci, Kutlu Doğum programlarını değerlendirdi.

Bu yılki Kutlu Doğum Haftasını Risale Haber okuyucuları için değerlendirir misiniz?

Bu yıl Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi olarak Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte bu haftayı Urfa’da bir sempozyumla kutlayacağız. Konusu “Kur’an’ı Kerim ve Hz. Peygamber” Gerek Urfa’da gerekse Türkiye’nin genelinde aldığım bilgilere göre geçen yıllara göre çok daha kapsamlı ve etkili programlarla kutlanmış olacak. Ancak, malum ne kadar güzel ve ne kadar geniş çaplı programlarla anlatsak da O’nu layık-ı veçhile anlatmamız mümkün değil. Çünkü insani vasıflar açısından bakıldığında en yüksek vasıflarda yaratılmıştır. Her yönüyle mükemmel bir insandır. O nedenle ne kadar anlatsak da eksik kalır.

Ama bu demek değildir ki, O’ndan bahsetmesek de olur. Bu o anlama gelmez. Aksine elbette her vesile ile O’ndan ve O’nun güzel hasletlerinden bahsedeceğiz ki, biz de ona uymak ve onun yaptıklarını yapmak suretiyle O’na layık bir ümmet olabilelim.

Peygamber Efendimiz -dediğim gibi- insani olarak isimlendirdiğimiz her vasıfta en yüksek mertebededir. Yani bildiğimiz en güzel vasıflar hangileri ise O zat o vasıfların en güzelini şahsında toplamıştır. Bu O’nun ayrıca bir mu’cizesidir. Bir insan en fazla birkaç güzel vasfı kendinde cem edebilir.  Bütün vasıfların en güzelini, hatta birbirine zıt vasıfları en güzel şekilde kendinde toplamak mümkün değildir.

Mesela bir insan hem çok sert mizaçlı, hem de çok yumuşak olamaz. Yumuşak ise, halim selim ise her olayda derecesine göre halim selimdir. Sert olunması gereken yerde layık-ı veçhile sert olamaz. Oysa Peygamber Efendimiz yerine göre düşmana karşı hem çok sert olabilmekte hem de yerine göre bir kendi insanlarına karşı gayet yumuşak davranabilmektedir. İşte bu bir mu’cizedir. Bu hal sadece O’nda bulunmaktadır.

Zaten bu Kur’an’ı Kerimde de belirtilmiş diyor ki, “şüphesiz sen büyük bir ahlak üzeresin” buradaki ahlak kelimesi her konuda geçerlidir. Mesela cömertlikte, cesarette, yiğitlikte, müşfiklikte, hayada vs. diğer tüm ahlaklarda insani hallerde en yüksek seviyede ve en hoşlanılan tarzda bir ahlaka sahiptir demektir.

Mesela Hz. Ali (ra)’nin çok önemli bir sözü var diyor ki, “savaş kızıştığı zaman biz Peygamberin arkasına sığınıyorduk” Bu ifade O’nun cesarette de en ileride olduğunu gösteriyor. Zaten hayatını okuduğunuz zaman yüzlerce mertlik örnekleri görebiliyorsunuz. Mertlikte de kimse O’na yetişemiyor. İşte kastım buydu yeryüzüne buna benzer bir insan gelmemiştir. Bu da onun birçok mucizesinden sadece bir tanesidir.
Yani nasıl ki, Kur’an’ı Kerim kitaplar içinde bir mu’cize ise onun benzerini kimse yazamıyorsa veya ona benzer bir kitap yeryüzünde yoksa aynen onun gibi Peygamber (asv) da insanlar içinde benzersizdir. O da şahsiyeti ve yüksek ahlakların tümünü kendinde cem etmesiyle bir mu’cizedir. Benzeri yoktur.

Peygamber Efendimizin en büyük mesajı elbette Kur’an-ı Kerim’dir. Ama birkaç cümle ile ifade etmek gerekirse O’nun özetle insanlığa mesajı nedir?

Peygamber efendimizin insanlığa en büyük mesajı İslam dinidir. Dinler içerisinde en güzel dini mesaj olarak insanlığa getirmiştir. Bu sayede insanlığa birçok alanda en güzel kuralları koymuştur.

Mesela savaşlarda uyulması gereken kurallar var. İşte, sivillere karışılmayacak,  çocuklara dokunulmayacak, savaşa katılmamış köylülere bir şey yapılmayacak, hayvanları öldürülmeyecek, din adamlarına karışılmayacak şeklindeki emirleri… Elbette bunlardan ibaret değil daha birçok insani kurallar koymuş bunlar sıralanabilir. Bugün insanlık bu kuralları kabul etmiş bulunuyor. Her yerde uyulmaya çalışılıyor veya uyulursa çok güzel neticeler alınacağı açıktır.

Bugün belirlenen evrensel savaş hukuku ve insan hakları beyannamelerine bu kuralların uyduğunu ve hatta onlardan da ileri seviyede mükemmel olduğunu görüyoruz. Bugün yönetici konumundaki insanlar savaş esnasında bunlara uygun hareket ederlerse hiçbir şekilde zulüm ve haksızlık olmaz. Özellikle dindar yöneticilerin bu kurallara uyması ve O’nun sünnetini yerine getirmesi insanlığın yararınadır.

Bunun gibi hemen her alanda insanlığın yararına birçok mükemmel kurallar koymuştur. Zaten 1400 senedir, İslam dünyası bu kurallar sayesinde mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamışlar. Bu gün medeniyette birçok kuralı Peygamber Efendimizden almıştır.