Terakkimiz milletimiz olan İslâmiyetin terakkisi ve hakâik-i şeriatın tecellîsiyledir

Terakkimiz milletimiz olan İslâmiyetin terakkisi ve hakâik-i şeriatın tecellîsiyledir

Şems-i Şeriat, saltanata veya hilafete veya başka siyasete tâbi ve âlet

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin DİVAN-I HARB-İ ÖRFÎ adlı eserinden bölümler.)

Nisan'ın nısf-ı âhirindeki ceridelerin esas-ı fikirlerine mu'terizim. Şöyle ki:

Hayat onun yoluna daima feda edilen; ve hayattan bin derece daha mukaddes ve daha âlî olan haysiyet ve itaât-ı askeriyeyi, -hayata feda edilen ve ehl-i vicdan nazarında gayet hasis olan- mal-ı nâmeşruaya feda etmeğe ihtimal verdiler.

Hem de hakâik ve ahval onun cazibesine tâbi ve o merkeze merbut olan şems-i Şeriat, saltanata veya hilafete veya başka siyasete tâbi ve âlet; şems-i müniri bir menhus ve münkesif yıldıza peyk ve cazibesine tâbi itikad etmek gibi göstermekle, tarîk-i narefteye sülûk ettiler.

Cemî'-i kuvvetimle derim ki: Terakkimiz, ancak milletimiz olan İslâmiyetin terakkisiyle ve hakâik-i şeriatın tecellîsiyledir. Yoksa "Yürüyüşünü terk ile, başkasının yürüyüşünü öğrenmedi"ye mâsadak olacağız.

Evet hem şan ve şeref, hem sevab-ı âhiret, hem hamiyet-i millî, hem hamiyet-i İslâmî, hem hubb-u vatan, hem hubb-u din ile mütehassis olmalıyız. Zîrâ müsenna daha muhkemdir!