Tekrar tekrar mütalâa et tâ ki tekrarat-ı Kur'âniyenin sırrı sana açılsın

Tekrar tekrar mütalâa et tâ ki tekrarat-ı Kur'âniyenin sırrı sana açılsın

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Münderecât hakkında

Bu mühim mecmuanın cümle-i mukaddematından olan bir "İ'lem" de:

"Bu risale, bazı âyât-ı Kur'âniyenin şuhudî bir nevi tefsiridir. Ve ondaki meseleler Kur'ân-ı Hakîmin bahçesinden koparılmış çiçeklerdir. Bu risalenin ibaresindeki icmal ve îcaz ve fehmindeki zahirî müşkilât, sana tevahhuş vermesin. Tekrar tekrar mütalâa et, tâ ki لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ 1 ve emsali tekrarat-ı Kur'âniyenin sırrı sana açılsın.

Ey kàri! Bu mecmuadaki tevhidin burhanları ve mazharları, birbirine ihtiyaç bırakmıyor zannetme. Çünkü, ben herbir burhana, herbir makam-ı mahsusta ihtiyaç hissettim. Harekât-ı cihâdiyem beni öyle bir mevkie ilcâ ediyordu ki, o mevkide, o anda bir kapı açmaya mecbur kalıyordum. Çünkü, o dehşetli anda diğer açık kapılara dönmek müyesser olmuyordu. Hem o seyahat-ı acibede rastgeldiğim nurlara, delâlet etmek için değil, belki hatırlamak için işaretler koydum. Bazan büyük bir nura bir işaret koyuyordum."

"İlâ ahir" diye ne kadar güzel bir mukaddemeyi ve bir hülâsayı, bu mecmua, adeta şifre gibi bir anahtarı karilerine takdim ediyor.

***

Bu Mesnevî-i Nuriye'deki risalelerin isimleri Reşhalar, Katre, Hubab, Habbe şeklinde gidiyor. Eğer Katre risalesinin âhirinde merhum Şeyh Safvet Efendinin yazdığı gibi, herbir risaleye bir takriz yazılsaydı, o merhumun "Bu bir katre değil, bir bahrdır" dediği gibi biz de derdik:

"O bir lem'a değil, bir şemstir. O bir reşha değil, bir bahrdır. O bir zühre değil, bir cinandır. O bir hubab değil, bir ummandır."

Dipnot-1: "Göklerin ve yerin mülkiyeti Onundur." Furkan Sûresi, 25:2.

Bediüzzaman Said Nursi
Mesnevi-i Nuriye