Taiz, Yemen'deki 'Madaya'

Taiz, Yemen'deki 'Madaya'

Husiler tarafından beş aydır kuşatma altında tutulan ve aylardır devam eden çatışmalar nedeniyle Taiz'de ölü sayısı her geçen gün artıyor.

Yemen'deki Şii Ensarullah Hareketi (Husiler) tarafından 5 aydır kuşatma altında tutulan Taiz kentinin "açık cezaevi"ne döndüğü ifade ediliyor. Dış dünyayla bağlantısı kesilen kentte, aylardır devam eden abluka ve çatışmalar nedeniyle yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda hastanenin tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle çalışmalarını durdurduğu belirtiliyor.

Ağustos 2015'ten bu yana kuşatma altında tutulan ülkenin güneyindeki Taiz kenti, Husiler ve devrik cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih yanlısı birlikler ile Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri tarafından desteklenen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi yanlısı Halk Direniş Güçleri (HDG) arasındaki çatışmalara sahne oluyor.

Geçen ağustos ayının ortalarında HDG, il merkez ve istihbarat binaları ile tarihi El-Kahire Kalesi ve Sabr Dağı bölgesinde ilerleyerek El-Kahire, Muzaffer ve Sale ilçelerinin bazı mahallelerinin yer aldığı Taiz'in merkezinde kontrolü sağladı. Husiler ise, HDG'nin merkezdeki bu ilerleyişinin ardından Taiz çevresine doğru çekilmek zorunda kalarak, topçu birlikleriyle Muzaffer ile El-Kahire ilçelerinin çevresindeki yüksek bölgelere konuşlandı.

Bölge sakinlerinden alınan bilgiye göre, Taiz'i kuşatan ve yerleşim bölgelerine sık sık topçu saldırıları düzenleyen Husiler ve Salih yanlıları, oluşturdukları geçiş noktalarıyla kente giriş-çıkışları kontrol altına tutmaya başladı. Söz konusu geçiş noktalarını, "Filistin'deki sınır kapılarına" benzeten Taiz halkı, kente Husilerin izin verdiği ölçüde girip çıkabildiklerini, militanların keyfi uygulamaları ile kişisel ve ayrıntılı kontrollere maruz kaldıklarını anlattı.

- İİT, "Yemen ve Suriyeli masumların yaşadığı kıtlık, savaş suçu seviyesine ulaştı"

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) tarafından daha önce yapılan yazılı açıklamada, İİT uluslararası toplum, Yemen'in Taiz kenti ve Suriye'nin Madaya ve Zebedani bölgesine insani yardım ulaştırılabilmesi için kuşatmanın kaldırılması ve sivillerin kurtarılması için acil olarak harekete geçmeye çağırmıştı.

Yemenli ve Suriyeli masumların yaşadığı kıtlığın "savaş suçu" seviyesine ulaştığının ve sivillerin savaşın yıkıcı etkilerinden uzak tutulması gerektiğinin altı çizilen açıklamada, krizin daha fazla derinleşmemesi için acilen müdahale edilmesi gerektiği belirtilmişti.

Taiz kenti İnsani yardım gönüllüsü Dr. Abdurrahim es-Samii de "Kente aylardır hiçbir yardım ulaşmadı. Husiler şu an ablukayı daha da şiddetlendirdi. Halkın giriş çıkışlarında uygulanan keyfi uygulamalar daha da arttırıldı" diye konuştu.

- Taiz'de gıda güvencesinde "acil durum" alarmı

BM Dünya Gıda Programı (WFP), aralık ayı raporunda, kuşatma altındaki Taiz halkının büyük kısmına ulaşılamadığı belirtilerek, çatışan taraflara "yardım malzemelerinin geçişine izin verilmesi" çağrısında bulundu.

Taiz'deki gıda güvencesinin "acil durum" seviyesine ulaştığını kaydeden WFP, "Taiz'deki mevcut istikrarsız durum, özellikle kuşatma altında tutulan ve gıda malzemelerinden yoksun bulunan bölgelerdeki ihtiyaç sahiplerine ulaşılmasını engelliyor" ifadelerine yer verdi.

- Sağlık alanındaki "felç" durumu

Ülke genelinde Mart 2015'ten bu yana devam eden çatışmalar ve geçen ağustos ayında uygulanmaya başlayan kuşatma, kentte enerji kesintilerinin yanı sıra tıbbi malzemelerin tedarikinde de ciddi sıkıntılara yol açtı. Sağlık alanına büyük darbe vuran bu durum, Taiz'deki 20 hastaneden 16'sının hizmet veremez duruma gelmesine neden oldu.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından hazırlanan raporda da "Taiz halkı ciddi bir kuşatma altında tutuluyor. Kentin en donanımlı hastanesi bile petrol türevlerinin eksikliğinin yol açtığı enerji sıkıntısından dolayı kapılarını kapatmak zorunda kaldı" denildi.

Bölgesel ve uluslararası kurumlarca hazırlanan raporlara göre, geçen ağustos ayından bu yana uygulanan kuşatma nedeniyle sağlık hizmetleri ve alt yapıda büyük çöküş yaşanan Taiz'de, bazı hastalıklar yayılmaya başladı. Sağlık merkezlerinin kapanması nedeniyle kentte bulaşıcı hastalıkların ortaya çıktığı, bölge sakinlerinde, Dang humması (Dengue Fever), Kolera ve Sıtma gibi hastalıkların görüldüğü belirtildi.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Sözcüsü Cecile Pouilly de geçen eylül ayında yaptığı açıklamada, Taiz'de yaşanan güvenlik durumlarından ve Dang hummasının yayılmasından derin endişe duyduklarını ifade etmişti.

Uluslararası Kızılhaç Örgütü Yemen Heyeti Başkanı Antoine Grand Ekim ayında yaptığı yazılı açıklamada, Yemen'in diğer bölgelerindeki duruma paralel olarak Taiz'deki durumun çok ağır olduğunu belirterek, "Hastanelerin yarısından fazlası kapalı. Yaralılar ümitsizce ilaç ve tedavi bekliyor" ifadelerini kullanmıştı.

- "Taiz kuşatması" müzakerelerin ana gündemi

Yemen'deki krize çözüm bulunması amacıyla BM öncülüğünde 15 Aralık'ta İsviçre'de başlayan müzakerelerde "Taiz'deki kuşatma" ana gündem maddelerinden biri olmuştu.

Hükümet, görüşmelerin devam etmesi için Taiz'deki kuşatmanın sona ermesi şartını öne sürerken, Husiler ile Salih yanlıları ise öncelikli olarak deniz kuşatmasının sona ermesini istemişti.

- Taiz'de 9 aylık bilanço: Bin 277 ölü, 7 bin 626 yaralı

Husiler ile Salih yanlısı güçler tarafından Taiz'deki yerleşim birimlerine hedef gözetmeksizin gerçekleştirilen topçu saldırılarının sivil can kayıplarına yol açtığı ifade ediliyor.

Sivil toplum örgütlerinden oluşan Yemen İnsan Hakları İhlalleri İzleme Koalisyonu'nun raporlarına göre, Husiler ve Salih yanlısı güçlerin Nisan 2015'ten bu yılın başına kadar Taiz’in mahallelerine hedef gözetmeksizin düzenlediği saldırılarda, 133'ü çocuk, 65'i kadın bin 277 kişinin öldüğü, 7 bin 626 kişinin yaralandığı belirtiliyor.

Taiz'de Husiler ve Salih yanlılarının yanı sıra koalisyon güçlerinin düzenlediği hava saldırılarında sağlık kurumlarında ciddi hasar meydana geldiği vurgulanan raporda, alt yapıda büyük yıkımlar oluştuğu, içme suyu sıkıntısının yaşandığı kentte halkın yağmur sularını içmek zorunda kaldığı ifade ediliyor.

Raporda ayrıca, Husilerin saldırıları nedeniyle 55'i eğitim ve 21'i sağlık olmak üzere 172 hükümet tesisi ile bin 561'i ev olmak üzere bin 771 özel mülkün yıkıldığı, 9 bin 500 ailenin de göç etmek zorunda kaldığı kaydediliyor.

(AA)

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.