Peki, Tacikistan’ı bu duruma sürükleyen tehdit ne? Gerçek Hayat, IŞİD tehlikesini bahane ederek bölgede hâkimiyetin sınırlarını aşan Rusya’nın attığı hamleleri tek tek inceliyor.

Adeta 1990'ların Türkiye'sinin yaşandığı Tacikistan'da 'laik düzeni koruma' bahanesiyle halka uygulanan baskı insan hakları sınırlarını aşmaya başladı. SSCB'nin dağılmasıyla 1991 yılında bağımsızlığını ilan eden Tacikistan 6 yıllık bir iç savaşın içine düştü. Rusya'nın müdahalesi ile sonlanan iç savaş bugün Tacikistan'da yaşanan zulmün sebebini de göstermeye yetiyor.

Rusya'nın Tacikistan'da yaptırım uygulamasının tek sebebi elbette bu değil. Rusya'nın en büyük askeri gücü bugün Tacikistan'da bulunuyor. Askeri üs için tek ruble ödemeyen Rusya, bunun yerine Tacikistan'a askeri yardım sağlıyor.

Tacikistan halkının yüzde 85'inin Sünni Müslüman olması yine Rusya'nın eline geçen en büyük kozlardan... Çünkü Rusya tıpkı ABD gibi bu etkeni kullanarak önce terör tehdidi oluşturup sonra ülke yönetimi üzerinde baskı uygulamayı planlıyor. Bu sebeple Tacikistan Diriliş Partisi'nin lideri Muhiddin Kabiri hakkında manipülasyonlar çıkarılarak yurtdışına çıkmaya zorlanmıştı. Önce IŞİD ile bağlantısı olduğu iddia edilirken birçok yolsuzluk ve gayrimeşru ilişkilerle de yaftalanmıştı. Bu süreç tıpkı Türkiye'deki 28 Şubat benzeri bir postmodern darbeye benzetiliyor.
 
Tacikistan Diriliş Partisi'nin lideri Muhiddin Kabiri partisi kapatılmadan bir yıl önce, “Bizim partimizi adım adım kapatıyorlar, kapatmak istiyorlar. Biz bunun istihbari bilgisini aldık” açıklamasını yapmıştı.
Türkiye ile bir diğer ortak paydası bölgede Sünni ve Hanefi nüfusun çoğunluğu olan Tacikistan, Said Abdullah Nuri önderliğinde 1978 yılından itibaren örgütlenen gençlerin mücadelesiyle 1991'de bağımsızlığına kavuştu. Ancak şimdilerde var olan baskının gençlerde bir tepki oluşturarak IŞİD'e karşı yakınlık kurulmasından korkuluyor.

Yeni Şafak