Suriyeli Sığınmacıların ABD yolu engellerle dolu

Suriyeli Sığınmacıların ABD yolu engellerle dolu

Suriye'de iç savaşın başlamasından bu yana ABD'ye gelen Suriyeli sığınmacı sayısı sadece 2 bin civarında ve ABD yönetimi bu sayıyı gelecek bir yılda 10 bin artırmayı planlıyor.

ABD Başkanı Barack Obama, ülkeye bir yıllık süreçte 10 bin Suriyelinin mülteci olarak kabul edileceğini açıklasa da Paris'te 13 Kasım'da düzenlenen terör saldırıları, hem AB'de hem de ABD'de Suriyeli sığınmacıların kabul edilip edilmemeleri konusunda yeni bir tartışma ortaya çıkardı.

Ortadoğulu sığınmacıların kabulü sürecinde zaten yeterince uzun prosedürleri bulunan ABD'nin "muhtemel DAİŞ tehdidi" çerçevesinde Suriyeli mülteci adaylarını daha zorlu bir kabul sürecinden geçireceği ifade ediliyor. ABD'de çoğunluğu Cumhuriyetçi Parti'den 30'dan fazla eyaletin valisi Suriyeli sığınmacıları kabul etmeyeceklerini peş peşe açıklarken, Amerikan kamuoyu insan hakları ve güvenlik ekseninde konuyu tartışmaya başladı.

ABD'ye kabul edilmesi planlanan Suriyelileri ise bu süreçte uzun ve zorlu bir yol bekliyor. ABD yolunda Suriyeli sığınmacılar için ilk durak, BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinde (BMMYK) başlıyor. Öncelikle Suriyeli potansiyel mültecilerin BMMYK aracılığıyla iltica başvurusu yapması gerekiyor. BMMYK, 1951 yılında imzalanan Mülteci Sözleşmesi'nde belirtilen parametrelere göre kimin mülteci statüsü alabileceğine karar veriyor.

Sözleşmede mülteci, "Irkı, dini, milliyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı olarak korkan ve bu yüzden ülkesinden ayrılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek istemeyen kişi" şeklinde tanımlanıyor.

Bu tanıma uyduğu yetkili organlarca tespit edilen başvuru sahipleri, gerekli prosedürler tamamlandığında üçüncü ülkelere yerleştirilebiliyor. BMMYK'nın "mülteci" olabilecek kişileri tespitinden sonra ABD'nin kabul edeceği kişilerin başvurularını Yerleştirme Destekleme Merkezi inceliyor.

Bu inceleme sürecinde başvuru sahibinin tüm güvenlik ve sağlık bilgileri detaylı bir şekilde ele alınıyor ve kişi mülakata davet ediliyor. Tüm bu süreçlere ABD İç Güvenlik Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı, Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı ve FBI gibi birçok kurum dahil oluyor. Süreci tamamlayan kişilere tercih ettikleri eyalette yasal oturma izni veriliyor ve vatandaşlık için başvuru imkanı tanınıyor.

ABD'ye kabul edildiğinde her mülteci, 1975 dolarlık bir ödeme alabiliyor. Bu kişiler, federal hükümetle çalışan 9 mülteci yerleştirme ajansından birine yönlendiriliyor. Düşük gelirli ve çocuklu aileler ise beş yıla kadar ek mali destekler alabiliyor ve yedi yıla kadar sağlık güvencesine sahip olabiliyor.

Normalde ABD'ye gelen göçmenlere çoğunlukla sağlık güvencesi hakkı tanınmıyorken ülkeye davet edilen mültecilere özel bir programla sağlık güvencesi sağlanabiliyor.

- Sıkı güvenlik prosedürü

ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Suriyeli sığınmacıların ülkeye kabulüyle ilgili süreci, "ABD'ye girmek isteyen bir kişiye uygulanabilecek en sıkı güvenlik prosedürü" şeklinde tanımlıyor. Amerikalı yetkililer, güvenlik prosedürlerinin çok uzun sürmesinin temel nedenini, "Suriye'de yaşayan bir kişinin geçmişine ilişkin bilgi toplama zorluğu" olarak gösteriyor.

Dört yıldır iç savaş yaşayan ve halihazırda ABD'nin diplomatik temsilciliğinin bulunmadığı Suriye'den gelecek mülteciler hususunda Washington yönetimi tedirgin gözüküyor. FBI Direktörü James Comney, geçen ay Kongre'deki konuşmasında, Suriye'deyken kendi kayıtlarına girecek bir şey yapmamış kişilerle ilgili çok uzun süre "bilgi kırıntısı" aramak zorunda kaldıklarını ve yine de hiçbir şey bulamadıklarını söylemişti.

Benzer şekilde Beyaz Saray'ın Ulusal Güvenlik Konseyi İç Güvenlik Başkan Yardımcısı Amy Pope, "Suriye'deki krizin açık sonuçları sebebiyle bu ülkeden gelecek mültecileri daha detaylı bir güvenlik taramasından geçirmek durumundayız" dedi.

ABD Mülteciler ve Göçmenler Komitesi Küresel İlişkiler Başkan Yardımcısı Eskinder Negash ise AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, tüm bu prosedürlerin esasen oturmuş bir düzende işlediğini ve ABD'ye tehdit teşkil etmediğine karar verilen kişilerin genellikle yasal oturma iznini aldığını ifade etti.

Ancak Paris saldırıları sonrasında Suriye'den kabul edilecek sığınmacılarla ilgili güvenlik prosedürlerinin en üst seviyede ele alınacağı görülüyor. Bu da normal şartlarda 1 ila 1,5 yıl süren kabul prosedürünün Suriyeliler için muhtemelen 2 yılı bulması anlamına geliyor. Kabul sürecini tamamlayanlar, ABD'deki bir yerleştirme ajansına yönlendiriliyor ve dil, mesleki eğitim ve mesken edinme gibi alanlarda kendilerine destek veriliyor.

ABD hükümetinin kayıtlarına göre, Suriye'de iç savaşın başladığı Mart 2011'den bu yana yaklaşık 2 bin Suriyeli mülteci ülkeye kabul edildi ve bunların çoğu geçen yıl ülkeye giriş yaptı. Amerikalı yetkililerin verdiği bilgiye göre, bu mülteciler 36 farklı eyalete ve 138 kente dağılmış durumda. En fazla Suriyeli mülteci California'da bulunuyor. 252 Suriyeli mültecinin yaşadığı California eyaletini, 242 mülteciyle Teksas ve 207 Suriyeli mülteciyle Michigan takip ediyor. 14 eyaletle başkent Washington'da ise hiç Suriyeli mülteci bulunmuyor.

Mültecilerin belli bir yere yerleştirilmeleri sürecinde aile ve akrabalık bağları, yerel göçmen nüfusu ve ilgili bölgelerin ne kadar mülteciye evsahipliği yapabileceği gibi unsurlara bakılıyor.

- Suriyeli mülteci sayısı 1 yılda 6 katına çıkacak

ABD Başkanı Obama'nın eylül ayında açıkladığı mülteci kabul planına göre Washington yönetimi, Ekim 2015-Ekim 2016 arasındaki mali dönemde 10 bin Suriyeli mülteciyi kabul edecek. Ancak çok sıkı güvenlik tedbirleri ve Suriyeli mülteci adaylarının bilgilerine ulaşmadaki zorluklar sebebiyle ABD'nin gerekli prosedürleri tamamlayıp bu sayıdaki mülteciyi ne kadar zamanda kabul edebileceği bilinmiyor çünkü yönetimin açıkladığı bu plana göre ABD, son 4,5 yılda kabul ettiğinin 5 katı Suriyeli mülteciyi bir yılda kabul etmek durumunda.

Paris'teki terör saldırılarının ardından Suriyeli mültecileri kabul edip etmeme konusu, ABD'de başlı başına politik bir tartışma konusu olarak da gündemdeki yerini koruyor.

ABD'ye bir yılda ne kadar mültecinin kabul edileceği konusundaki yetki Obama'nın elinde bulunuyor. Bu noktada, kendi eyaletlerine Suriyeli mültecileri kabul etmeyeceklerini açıklayan valilerin böyle bir anayasal haklarının olmadığı belirtiliyor.

ABD Mülteciler ve Göçmenler Komitesi Küresel İlişkiler Başkan Yardımcısı Eskinder Negash, konuyla ilgili değerlendirmesinde, "Burada federal hükümetin, Obama yönetiminin bir kararı var. Valilerin anayasal anlamda 'bu mültecileri kabul etmiyoruz' gibi bir söz söyleme hakları yok" dedi.

Valilerin eyaletlerine gelecek mültecileri doğrudan reddetme hakları bulunmasa da federal hükümetten aldıkları mülteci fonunu reddetme ve dolayısıyla bunun üzerinden siyasi bir meşruiyet geliştirme imkanları olduğu yorumu yapılıyor.

Yine de bir kez ABD'de yasal oturma iznini almış Suriyeli bir mültecinin istediği eyalete seyahat etme özgürlüğü olduğu için bu tartışmaların pratikte çok da büyük bir karşılığı bulunmuyor. Fakat Amerikan devlet ajanslarının mülteciler için ayrılan fonları kısma veya serbest bırakma olanaklarının bulunması, Suriyeli mültecilerin hareket alanlarını önemli ölçüde belirleyecek yasal bir kısıtlama olarak değerlendiriliyor.

ABD'nin mülteciler konusunda önde gelen isimlerinden Negash'e göre, bir göçmen ülkesi olan Washington'ın Suriyeli mülteciler konusunda daha fazla çaba göstermesi gerekiyor.

Negash, Suriyeli ve Iraklı göçmenler konusunda Türkiye'nin gösterdiği gayretin takdire şayan olduğunu ifade ederek "Türkiye gerçekten mükemmel işler yaptı ve yapmaya devam ediyor. Bunu kimsenin görmezden gelmesi mümkün değil" ifadesini kullandı.

AA
 

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.