Son şahitlerden Mazlum Akay Ağabey vefat etti

Son şahitlerden Mazlum Akay Ağabey vefat etti

İnna lillah ve inna ileyhi raciun

Ömer Özcan'ın haberi
RİSALE HABER

1928 Isparta/Yalvaç doğumlu Mazlum Akay Ağabey, dün akşam saat 22.00'de İzmir Bozyaka Araştırma Hastanesinde vefat etti. 

Bir kaç kez Bediüzzaman Said Nursi hazretlerini ziyaret eden Mazlum Ağabey, 14 aydır aynı hastanede tedavi görüyordu. 

Cenazesi bugün ikindi namazın müteakiben İlahiyat Fakültesi Camiinde kılınacak ve Ayrancılar Yeşilköy kabristanına defnedilecektir.

İzmir’de ikamet eden Mazlum Akay Ağabeyi, Bediüzzaman Hazretlerini ziyaret etmiş olmasından ve Barla Hayatı sırasında Üstad’ın en yakın talebelerinden Muallim Ahmet Galip Keskin’i iyi tanımasından dolayı, hatıralarını almak için kendisini evinde ziyaret etmiştik. Mazlum ağabeyimizin bedeni rahatsızlıkları vardı. İyi ki gitmişiz, çok memnun olmuş, kendisi de, dua istediklerine dualarda bulunmuştu. 

Mazlum Akay İzmir’in sevilen, sayılan, tanınmış emekli esnaflarındandır. Ömer Cihat Akay ve Doç. Dr. Mehmet Emin Akay’ın da babalarıdır.

Hatıralarını kaydettikten sonra düzenledim ve kendisine okuyup tashih ettirdim. Hatıralarda adı çok geçen Muallim Ahmet Galip Keskin dört dil bilen, Risale-i Nur’da şiirleri ve mektupları olan hattat, nakkaş ve şair bir zattır. Barla’da Muallimlik yapmıştır. 14 Şubat 1939 tarihinde 39 yaşında iken hatıralarda anlatıldığı şekilde aniden vefat etmiştir. Kendisiyle ilgili geniş hatırat ve bilgiler “Ağabeyler Anlatıyor-5” kitabında neşredilmiştir.

MAZLUM AKAY ANLATIYOR

Yalvaç’ın Kaşyukarı Mahallesinde 1928 senesinde doğmuşum. Rahmetli babamız sayesinde biz dinimizi imanımızı öğrendik, muhafaza ettik. 1940 senesinde İzmir’e geldim.

Muallim Ahmet Galip Keskin’in kardeşi terzilik ustamdı

İzmir’de ağabeylerim vardı. Orta mektebi İzmir’de okudum. Babam vefat ettikten sonra tekrar memleketim Yalvaç’a gittim. Yalvaç’ta, Bediüzzaman Hazretlerinin yakın talebesi Muallim Ahmet Galip Keskin hocanın kardeşi Abdi Keskin vardı. Abdi Keskin çok usta bir terziydi, fakat doğuştan dilsizdi. Onun yanında terzi çıraklığı yaptım ben.

İzmir’de terzilik yaparken, Çanakkale gibi yerlere panayırlara giderdim. Orada birisi “Benim İzmir Bitpazarındaki dükkânım satılık, başkaları istiyor, senin gibi muhterem birisine vermek istiyorum” dedi. Nasip oldu, aldık. Yıllarca o dükkânda esnaflık yaptım ben. Mustafa Birlik’in Patlıcancı Yokuşu’ndaki evinde yapılan Risale-i Nur derslerine giderdim. Avukat Necdet Doğanata da oraya gelirdi, beraber sohbetler ederdik orada.

Üstad’ı ilk defa Muallim Galip’lerin evinde görmüş oldum

Muallim Galip’in küçüğü idi benim terzilik ustam Abdi Keskin. Çok muhteremdi, dilsizdi, annesiyle beraber otururlardı. Annesi yaşlı bir kadındı. Bediüzzaman Hazretleri kırmızı, kuyruklu bir taksi ile Yalvaç’a gelirdi. Galip hocanın annesini de ziyaret ederdi. Bediüzzaman’ın Yalvaç’a geldiğini duyunca biz de eve gider onlarla beraber olurduk. Allah onlardan razı olsun. Ben Üstadı ilk defa Muallim Galip’lerin evinde görmüş oldum. Sonra 1953 veya 1954 olabilir, İzmir’den Yalvaç’ gitmiştim. Orada arkadaşlar bana sen Bediüzzaman Hazretlerini görmüş birisin, beraber ziyaretine gidelim dediler. Hemen tuttum bir taksi… Beraber beş kişi gittik Isparta’ya, Bediüzzaman Hazretlerine. Elini öptük, yarım saat kadar yanında kaldık. O arkadaşlar Yalvaç’a gittiler, ben İzmir’e döndüm. Üstadın sesini tekrar duymuş oldum, ama neler konuştuğumuzu şimdi hatırlayamıyorum.

muallim-galip-keskin-1.jpgMuallim Galip’i iyi tanırım. Çok muhterem, çok bilgili bir insandı, bir hocanın kızıyla evliydi. Onun bir kardeşi de subaydı Ankara’da. Bir kardeşi de yine Ankara’da müfettişti. Benim ustam terzi Abdi Keskin de işini sonradan Ankara’ya taşımış, orada terzilik yapıyordu. Ankara’da vefat etti. Hatta ben Erzurum’da askerlikten terhis olunca ustamın yanına uğradım, iki ay beni bırakmadı. Ankara’da ona iki ay yardım ettim, yanında çalıştım, hizmet ettim. Ankara’da çokların, memurların elbiselerini siparişle dikerdi ustam. Dilsiz olduğu için konuşmasına ben yardımcı olurdum.

Biz Yalvaç’ta terzilik yaparken, Galip Keskin hoca Bediüzzaman Hazretleri ile Barla’da beraberdi. Bir gün Galip Hoca annesini ziyarete geliyor, Yalvaç’a. Arkadaşı olan bir Binbaşı ile beraber Sabah namazına camiye gidiyorlar, namazı kılıp bir kahveye geçiyorlar. Kahvede otururlarken binbaşının cebinden silah düşüyor, ateş alıyor; kurşun Galip hocanın beline saplanıyor. Hemen kaldırıp Konya’ya götürürlerken Galip hoca yolda vefat ediyor. Binbaşı dost, namazını kılan birisiydi.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum