Nail Yılmaz
Ruhun zâtı, sıfatları ve mahiyeti-3
7- Zâtı, hakikati ve mahiyetî itibariyle ruh ve ruhanîler
-Ruh, kadîm değil, hâdistir. Ezelî değil, ebedidir.[1]
-Ruhlar, a’raz değil cevherdir.[2]
- Ruh, sadece bir cevher değil “Bir cevher-i cihanbahadır. [3]
-Ruhlar, hayatların asılları ve zâtlarıdır.[4]
-Hayatların asılları ve zâtları olan ruhlar, adem-i sırftan, yani yokluk karanlıklarından ve hiçlik alemlerinden, bir anda anî ve defî olarak yaratılırlar.[5]
- “Ruh Allah’tan değil, Allah’ın bir mahlûkudur.”[6] yani Allah’ın yarattığı bir varlıktır. Allah’ın Zâtından ayrılmış bir cüz değildir. İlim, irade, kudret, hayy ve kayyum isim ve sıfatlarının bir tecellisidir.[7]
-Ruhlar yaratılış bakımından, mülk ve melekût cihetleriyle sebepsiz, perdesiz ve vasıtasız yaratılırlar. [8]
- “Ruh, zîhayat, zîşuur, nuranî, vücud-u haricî giydirilmiş, câmi, hakikatdar, külliyet kesbetmeğe müstaid bir kanun-u emrîdir.”[9]
-Ruh, vücud-u haricî giydirilmiş bir kanundur. Fakat o sadece bir kanun değil, şuuru başına takılmış, nuranî bir kanundur.[10]
-Sabit ve daim olan diğer fıtrî kanunlar gibi; ruh, âlem-i emirden ve irade vasfından gelir. [11]
-Ruh ve ruhanîler madde ile kayıtlı yarı-nuranî masnulardır.[12]
- Canab-ı Hakk ruh ve ruhanîleri; Madde-i nurdan, zulmetten, esîr maddesinden, mânalardan, havadan, kelimelerden halk eder. Ve pek çok cinsleri olan o muhtelif ruhanî mahlûkları, o seyyalat-ı latife maddelerinden halkeder. Onların bir kısmı melaike, bir kısmı da ruhanî ve cin ecnaslarıdır.[13]
-Ruhun mahlûkıyet ve mec’uliyet cihetleri vardır. Beden-i misalîsi ve gılaf-ı latifi, ruhun mahlûkıyetine (yaratılmışlık cihetine) bakar. Hayatların asılları ve cevheri olma ciheti ise ruhun mec’uliyetine (âlem-i emirden geliş cihetine) bakar.[14]
-Ruhun zâtı cisim değil, bir kanundur.[15]
-Ruh, cisme mahkûm değil, hâkimdir.[16]
Özetle ruhun hakikati mahiyeti ve zatı:
- “Evet nasıl ki hayat:
- Bu kâinattan süzülmüş bir hülâsadır.
- Ve şuur ve his dahi, hayattan süzülmüş hayatın bir hülâsasıdır.
- Ve akıl dahi, şuurdan ve histen süzülmüş, şuurun bir hülâsasıdır.
- Ve ruh dahi,
- Hayatın hâlis ve sâfi bir cevheri ve sabit ve müstakil zâtıdır.” [17]
8- Bilfiil ve bilkuvve sıfat ve fiilleriyle ruhun özellikleri
- “Ruh, kat'iyyen bâkidir”[18]
-Âlem-i emirden ve irade vasfından gelen ruha, Kudret vücud-u hissî giydirir.[19]
-Her şey gibi ruhun da mülk ve meleküt cihetleri vardır. Ekser cismanî varlıkların aksine bu, mülk ve meleküt vecihleri şeffaftır.[20]
-Ruhun zâtı cisim değildir; fakat nuranî cisimlerden yaratılan gılaf-ı latifi ve beden-i misalîsi vardır.[21]
-Ruhların ulvîsi olduğu gibi süflîsi de vardır.[22]
-Ruhumuzun ruhu ve ziyası iman-ı billahtır.[23]
-Ruh, bütün kâinatta tecelli eden esma-i hüsnayı, kendi ayinesinde hepsini birden gösterebilir.[24]
-Ruh, ekser esma-i İlahiyenin tecelliyatını cismaniyet ile hisseder.[25]
-Madde inceleştikçe, ruh âlemine, şuuur âlemine yaklaşılır. [26]
-Ruhlar dünyada olduğu gibi ahirette de cismaniyet ile beraberdir.[27]
-Cesed, ruhla mütelezzizdir; ruh, vicdanla mütelezziz.[28]
-Terakki etmiş bir ruh, mahlûkatın ve masnuatın tesbihatlarını görür, duyar ve anlayabilir. [29]
-Ruhlar terakki ederek, daire-i esbabı yırtıp maddiyattan ve vesaitten tecerrüd ederek, onların tesirinden kurtulabilir.[30]
-Nuraniyet kesbeden ruhlar, temessül veya inbisat ederek başka ayinelere aks edebilir.[31]
-İmanlı ruhlar, maziye nüfuz ve müstakbele hulûl edebilir.[32]
-Ruh, bastı zaman sırrına mazhar olabilirse zamandan ve mekândan münezzeh olabilir.[33]
-Ruh, hava, esîr, âlem-i misal gibi bazı âyineler vasıtasıyla külliyet kesbeder.[34]
-Ruhlar ufûl edenlerden ve zeval bulanlardan yüz çevirir.[35]
-Suretperestlik sukut-u ruha sebebiyet verir. [36]
-Ruh, mevt hengâmında bütün bütün çıplak olmaz, yuvasından çıkar, ruha münasib bir gılaf-ı latifi ve beden-i misalîsini giyer. [37]
9- Ruhun, mülk ve melekût vecihleri.
Bediüzzaman Hz. “İnsanın mahiyetine, kudretten ehemmiyetli cihazat ve kaderden kıymetli proğramlar tevdi”[38] edildiğini ifade ederek, ruhu mülk ve meleküt cihetleri şeklinde ikiye ayırır.
Ruhu, mülk ve meleküt [39] şeklinde ikiye ayıran Nursî, ruhun mülk ciheti itibariyle tasarrufuna, kudret sıfatının bir tecellisi olan birçok kıymetli cismanî cihazatlar ve kabiliyetler verildiği gibi; melekûtî ciheti itibariyle de ilim ve irade sıfatının bir tecellisi olarak, birçok manevî hissiyat ve latifeler verildiğini söyler.
Çünkü ruhun, mülk aleminin bir temsilcisi olan cismanîyet ile çok ince ve derin irtibatları ve gizemli münasebetleri vardır. Aslî tabiatı itibariyle zamandan ve mekândan münezzeh olan ruh, bedenle olan birlikteliğinden dolayı, ‘cismanîyetle’ kısmen kayıtlıdır.
“Meselâ: Göz bir hassedir ki, ruh bu âlemi o pencere ile seyreder.”[40] Kulak penceresiyle işitir, burun vasıtasıyla kokular âlemini hisseder. Mercimek kadar olan kuvve-i hafızasına binlerce cilt kitabı yerleştirir ve hakeza.
Melekût ciheti itibariyle bedendeki ruh; bir sultan veya padişah gibidir. Diğer latife ve hissiyatlar ise ruhun, farklı sıfatlarıdır. Çünkü ruh; akıl, kalb, vicdan, hayat ve nefis gibi latifelerin anası esası ve de zâtıdır.
Bu latife, duygu ve hissiyatlar, esma-i hüsnanın tecelligâhı olan âlemlerden, birer nümune hükmünde olup, sanki ruh toprağı üzerine serilmiş veya serpiştirilmiş birer tohum ve çekirdekler gibi olduğu, İşarat-ül İ'caz’da, gayet veciz bir şekilde şöyle ifade edilir:
‘’Esma-i hüsnadan herbirisinin tecelligâhı olan herbir âlemden bir örnek, bir nümune, insanın cevherinde vedîa bırakmıştır. Eğer insan maddî ve manevî herbir uzvunu Allah'ın emrettiği yere sarfetmekle hamdin şubelerinden olan şükr-ü örfîyi îfa ve şeriata imtisal ederse, insanın cevherinde vedîa bırakılan o örneklerin herbirisi, kendi âlemine bir pencere olur.’’[41]
(Devam edecek)
- Sözler.544
- Mektubat: 285
- Muhakemat: 168
- Sözler sh. 676
- Sözler. 676
- Kitb’ı Ruh İbn Kayyım el Cezvi. Sh. 219
- Sözler (518,676)
- Mesnev-i Nuriye. 254
- Sözler sh. 517
- Sözler. 702
- ,, 702
- Sözler sh. 611
- Sözler. 507
- Barla Lahikası: 258
- Sözler. 517
- Sözler. 557
- Sözler. 109
- Sözler. 515
- ,, 702
- Mesnevi-i Nuriye. 254
- Sözler. 517
- Sözler. 202
- Sözler. 742
- Sözler. 562
- Sözler. 498
- Sözler. 509
- Sözler. 498
- Sözler. 745
- Sözler. 355
- Mektubat.83 Mesnevi-i Nuriye. 256
- Sözler 194-198-506
- Sözler. 210
- Sözler. 502-609-611
- Sözler. 609
- Sözler. 217
- Sözler. 410
- Sözler. 517
- Sözler. 322
- Mesnevi-i Nuriye. 254
- Sözler (27)
- İşarat-ül İ'caz ( 17 )