Bakara Sûresi (1-5. Ayetler)

Zafer KARLI

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

**1 ile 5. ayetler arasında Kur’ân’da herhangi bir şüphe-çelişki olmadığından, Kur’ân’ın müttakilere yol gösteren bir kitap olduğundan ve müttakilerin kimler olduğundan bahsedilmiştir.

1-“Elif, Lâm, Mîm.”

Kur’an-ı Kerim’de yirmi dokuz sûrenin başında yer alan bu gibi harflere “Hurûf-i mukattaa” denir. “Hurûf-i mukattaa” Arap dilinde en çok kullanılan harflerden oluşmaktadır.

Kur'ân bu harfleri kullanarak öyle bir ifade uslûbu ortaya koymuştur ki, inkarcılar Kur’an’ın ayarında bir sure bile ortaya koyamadılar ve koyamayacaklar. Çünkü Kur’an; üslubu, delilleri, konuları, öğretileri, muhtevasının zenginliği, gaybe dair verdiği haberler gibi yönlerden mûcizedir. Bütün insanlar ve cinler bir araya toplansalar da Kur’ân’ın ayarında bir söz söyleyemezler.

2-“İşte şu, (yüce) kitaptır. Onda asla bir şüphe-çelişki yoktur.”

Kur’an, beşerî gücün muttali olamayacağı birçok ilim ve hikmetleri ihtiva ettiği için her ne kadar kitap olarak elimizde ise de, taşıdığı sırlar ve hakikatler itibariyle bizim idrakimizden çok daha yüce bir ufuktadır. Bu sebeple ona, “İşte şu” denilerek uzakta olan bir şeyi gösterir gibi işaret edilmiştir.

“Müttakiler için hidayettir.”

Kur’an’dan istifade etmenin birinci şartı, “müttaki” olmaktır. Takvâ sahibi kişiye müttaki denir. Takvâ ise, Allah’a ve resulüne itaat etme anlamını içerir. Nitekim Kur’an’da, “Eğer mümin iseniz Allah’a karşı takvâ sahibi olunuz” buyurularak (Mâide 5/11, 57, 88) takvâ ile iman arasındaki ilişkiye işaret edilmiştir.

İmam Gazzâlî, gözün, kulağın, dilin, kalbin ve midenin takvâ bakımından beş önemli organ olduğunu özellikle belirtir.

3-“Onlar gayba iman ederler.”

Seyyid Kutup’un ifadesiyle: "Gayba iman, insanoğlunun hayvanlar âleminden yücelişinin ayrılış noktasını teşkil eder." Çünkü gayba iman; Kur’an-ı Azîmüşşan’ın haber verdiği, Peygamber-i Zîşanın (asm) izah ettiği ve varlığına aklın birtakım deliller getirebildiği gayb için söz konusudur. Böylelikle müttakiler, aklın idrak ettiği maddî ve duyularla hissedilen şeylerin sınırında durup kalmazlar; ayrıca ruh, cin, melek, cennet, cehennem, ahiret günü gibi ve başta Allah'ın varlığı ve vahdaniyeti olmak üzere maddenin ötesindeki evrenleri de idrak ederler.

Bazı âlimlerimiz de ayeti şöyle yorumlamıştır: Onlar gıyaben dahi iman ederler; münafıklar gibi sadece mü’minler arasında değil, gıyaben de Allah’a ve Resulüne (asm) iman eder, imanın gereğini yaşarlar.

“Ve namazı ikâme ederler”

Namazı zamanında şart, rükün, âdâb, huşu ile kılmak için ciddi bir gayret içinde olurlar. Çünkü Allah'a karşı haşyet duymaksızın kılınan bir namaz ruhsuz bir ceset gibidir.

“Ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.”

Rızık; Kur'an'da; ister dünyevi olsun isterse uhrevi olsun maddi manevi ihsanlar manasında kullanılmıştır.

Ayetten infak etmek için zengin olmanın şart olmadığını, insana rızık olarak verilen her şeyden (mal, ilim vs) hayra sarfedilmesi gerektiğini anlamak mümkündür.

4-“Onlar hem sana indirilene, hem de senden önce indirilenlere iman ederler, ahirete de yakînen inanırlar.”

Allah'ın kitapları ve peygamberleri arasında bir ayrım yapmazlar. Yakîn; kesin tasdikte bulunmayı sağlayan, üzerinde tartışma yapılamayan ve karşıtı düşünülemeyen, doğruluğunda şüphe bulunmayan bilgidir.

Not: “Bütün ilimlerin ve mârifetlerin ve kemâlât-ı insâniyenin en büyüğü îmandır ve îmân-ı tahkikîden gelen tafsilli ve bürhanlı mârifet-i kudsiyedir” diye, ehl-i hakikat ittifak etmişler. (Barla Lahikası;322)

5- “İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler.”

Müminler Allah’tan gelen hidayete kararlı ve sağlam bir şekilde sadakat göstermişler ve bu bağlılıklarını sürekli bir hale getirerek yaşantılarının her alanına yansıtmışlardır. Onlar, Rablerinden gelen hidayete sıkı sıkıya sarılmışlardır.

“Ve işte onlardır felaha erenler.”

Onlar, dünyada büyük bir sabır, cehd ve gayret gösterip, inkâr ve zulmet perdelerini açarak imanın gereğini îfa etmiş ve böylece kıyâmet günü hesabın şiddetinden ve cehennemden kurtulmuş ve cennete kavuşmuş kimselerdir. Tüm dünya ve âhiret hayırları onlar için ayrılmıştır.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.