Koray Tekin'in haberi:
Öyle ki bazı şirketler her türlü kirliliğin bulunduğu halıları, ayrıştırılmadan aynı suyla yıkıyor. Yıkama sırasında kullanılan kimyasallar ise sağlık açısından tehlike arz ediyor.
Baharın gelmesiyle birlikte evlerde temizlik telaşı başladı. Boya badana derken, halıların yıkanması İstanbul gibi büyük şehirlerde büyük problem. Bu sebeple birçok kişi, halılarını yıkama şirketlerine veriyor. Mevsimle birlikte işleri açılan halı yıkamacılar ise vatandaşları ruhsatsız ve merdivenaltı sağlıksız koşullardaki halı yıkama firmalarına karşı uyardı. Bu mekânlarda halıların kirli sularla tekrar tekrar yıkandığını ve ağır asit içeren kimyasallar kullanıldığını söyleyen yıkamacılar, vatandaşın yıkama yapılan yeri gidip görmesini tavsiye ediyor. Başakşehir’de halı yıkamacılığı yapan Osman Keşke, “Siz evinizde beş vakit namazınızı kılıyorsunuz, başka biri de evinde kedi ya da köpek besliyor. Bir havuz yapılmış 120 santimetreye 230 santimetrelik. Bütün halılar bu havuzun içine atılıyor. Havuzun suyunu iki haftada bir değiştiriyorlar.” diyor. Kağıthane’de halı yıkama işi yapan Eyüp Yazgan da kirli halıların yıkandıktan sonra aynı suyu tekrar kullananların olduğunu belirterek “Halıda hayvan pisliği geliyor. Fakat aynı kirli su tekrar öbür halıda da kullanılıyor. Vatandaşın bundan haberi olmuyor.” diye konuşuyor.
İstanbul’da 2 bin 500 civarında halı yıkamacı olduğunu belirten Genişletilmiş Halı Yıkamacılar ve Sanayicileri Derneği (GHSYD) Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Avni Başarır, bu alanda denetim yapılması gerektiğini kaydediyor. Bağcılar’daki 71 halı yıkamacı içinde sadece birinin ruhsatı bulunurken, bu rakam Bayrampaşa’da 16 şirkette 7. Yaklaşık 13 yıldır bu işi yapan Osman Keşke, “Halı yıkamacıda öncelikle toz alma makinesi bulunmalı. Yıkamada da biri köpük yapıcı, diğeri ise yağ çözücü olan bir karışım kullanılıyor. Bence herkes halılarını yıkatacağı yeri gidip görmeli.” uyarısında bulunuyor. Bir başka halı yıkamacı Eyüp Yazgan da “İnsanlar bilmiyor nerde ne yıkattığını. Gidip görseler zaten eminim ki vermez halısını. Vatandaş kartı alıyor eline, kartında otomatik makine var. ‘El değmeden yıkanıyor’ diyor. Ama otomatik makine bile olsa el değiyor. Önemli olan devamlı temiz su kullanmaya gayret edilmesi.” ifadelerini kullanıyor. Halı yıkamada kullanılan kimyasalların kanserojen olduğunu iddia eden halı yıkamacı Zerrin Kömeçoğlu ise, “Sektörde yaptırım yok. Kuyuyu bulan, çamur ve pislik içerisinde halı yıkıyor. Bu işletmelerde insan sağlığıyla oynuyorlar. Bu halılar eve geldiğinde insanlar halı yıkandı sanıyor. Ama küçük çocuk var evde, halıya düşüyor, düşen oyuncağını alıp ağzına götürüyor. İnsan sağlığını ilgilendiren ancak gözden kaçan bir meslek.” diye konuşuyor.
RUHSATSIZ İŞLETMELERE KARŞI DENETİM GEREKİYOR
Halı yıkamacıları oda olarak tek çatı altında buluşturmanın mesleğe bir standart getireceğini anlatan Uğur Avni Başarır, “Temizlik sektörünün tüm dallarında olduğu gibi bizim mesleğimizde de ciddi sorunlarla karşılaşıyoruz. Fason yıkama, kaçak ve vergisiz çalışma, fiyat istikrarı gibi sorunlar. Bunlarla mücadele etmenin tek yolu oda olmaktan geçer. Çünkü odalar kamu kurumu niteliğindedir. Meslekî bir standarda ulaşılabilmesi için denetlemelere ve resmileştirmelere ihtiyaç var.” ifadelerini kullanıyor. Elektrik ve suda da kaçak kullanım olduğunu anlatan dernek başkanı Başarır, bu işletmelerin denetimiyle ilçe belediyelerinin ilgilendiğini kaydediyor. Fatih Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Döndüren, kirli suyla yıkanan halının temiz suyla durulanması şartıyla halının temiz hale gelebileceğini ve ancak böylece halı üzerinde namaz kılınabileceğini belirtiyor. Halı yıkatma konusunda, bilinen firmaların tercih edilmesi önerisinde bulunan Prof. Dr. Döndüren, “Evlerde genel olarak halı üzerine seccade serilerek namaz kılındığı için, halıyla ilgili bu gibi şüpheler ortadan kalkmış olur.” diye konuşuyor.
Zaman