Yetmiş beş sene sonra bulunan bir fotoğrafın hatırlattıkları

Mehmet Selim MARDİN

Bediüzzaman Said Nursi’nin Denizli mahkemesi safahatında vicdanlı davranışından dolayı kendisine teşekkür ettiği Hesna Şener’in fotoğrafı yetmiş beş sene sonra gün yüzüne çıktı. Basının emektarlarından Gazeteci Yazar Hüseyin Gökçe bulduğu fotoğrafla ilgili olarak sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda duygu ve düşüncelerini şöyle ifade eder:

“Ülkemizin kitapları yabancı dile en çok çevrilen dünya çapındaki düşünürü Bediüzzaman Nursi, 1943-44 yıllarında Denizli Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanır ve beraat eder. Çok önemli gelişmedir bu. Mahkeme Başkanı Ali Rıza Balaban’a ve hâkim Hesna Şener’e Üstad Nursi dua eder, manevi evladı sayar.

“Ancak mahkemeyle ilgili hiçbir fotoğraf bulunamaz o günden beri. Bulmak bize kısmet oldu... Adliyenin toplu fotoğrafını buldum. Tek bayan olduğundan Hesna Hanım belli ama Ali Rıza beyin hangisi olduğu belirsiz.

“Aslında rahmetli babam da Hesna hanımı iyi tanıyormuş. Annemle evlenirken annemin yaşını büyütmek gerektiğinde imdada hâkim Hesna Hanım yetişmiş.

“Bu tarihi fotoğrafı nasıl buldum? Denizli Adliyesinin o zamanki Başkâtibi Musa Akman'ın arşivinden... Oğlu, değerli avukat Mustafa Akman beyin hayatını yazarken çıktı ortaya. Bu konuda Mustafa beye teşekkür borçluyuz.

(Üstadın kaldığı hapishane fotoğrafından sonraki renkli foto, Şehir Oteli'dir. Tahliyeden sonra Said Nursi iki ay kadar mecburen orada kalmıştır. Nurettin Topçu ile orada görüşmüşler.)”

Gazeteci Yazar Hüseyin Gökçe’nin paylaşımı Bediüzzaman Said Nursi’nin Denizli hayatına önemli bir katkı sağlamıştır. Yeni bilgilerin ve fotoğrafların bize hatırlattıklarını aktarmaya çalışacağız.

Vicdanlı Hakime Hesna Şener ve kabri

Denizli Hapishanesi ve Denizli Şehir Oteli

Bediüzzaman Said Nursi Eskişehir hapishanesinden çıktıktan sonra, Kastamonu’ya sürgün edilir. Burada sekiz sene kaldıktan sonra Isparta savcısının talimatı ile 30 Eylül 1943 tarihinde alınan bir karar gereği yüz yirmi altı talebesi ile birlikte Denizli’ye sevk edilir. Denizli hapishanesinde yaklaşık sekiz ay kaldıktan sonra Denizli Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanır ve 15 Haziran 1944 tarihinde beraat eder. Beraat kararında imzası bulunan vicdanlı hakim Ali Rıza Balaban ile hakime Hesna Şener’in büyük gayretleri vardır.

Hesna Şener, aynı zamanda, Bediüzzaman Hazretlerinin Talebelerinden Ali İhsan Tola'nın da akrabasıdır. Onu, Risâle-i Nur'un şanlı tarihinde ebediyen hayırla yâd edilecek bir isim yapan hâdise ise, Risâle-i Nur'un inkişafında önemli bir yeri olan Denizli Mahkemesi'nin Risâle-i Nur hakkında verdiği beraat kararının altında imzasının bulunmasıdır. Ali İhsan Tola, bu hadise münasebetiyle, hatıralarında şunu söyler:

"Beraat kararından bir müddet geçtikten sonra bir gün Üstad Bediüzzaman Hazretleri 'Ali İhsan, Hesnâ kızıma selâm söyle, ben onu mânevî evlatlığıma kabul ettim!' dedi."

Bediüzzaman Hazretleri, ayrıca, Emirdağ Lâhikası'nda yer alan bir mektubunda Hesna Hanımı ismen zikrederek teşekkür eder: "Mahkemede zabıt kâtibi ve azadan Hesna Hanım ve sorgu hâkimi gibi vicdanlı zatlara teşekkür ederiz. Ve onları unutmayacağımı, bilhassa başta Müftü Osman, Hasan Feyzi olarak çok ehemmiyetli kardeşlerime selâmımızı ve minnettarlığımızı bildiriniz." (Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lâhikası, s. 44) (1)

Hesna Şener kimdir?

Hâkime Hesna Şener Hanım, 12.05.1917 tarihinde Isparta Senirkent'te doğdu. Babası emekli Yarbay Nuri Şener, annesi ise Akile Şener'dir. İlk, orta, lise ve üniversite tahsillerini başarılı bir şekilde bitirdikten sonra bazı yerlerde geçen kısa hizmetinden sonra en son Denizli hâkimliğine tayin edilmiş ve 33 yıl yer değiştirmeden bu şerefli vazifesine devam etmiştir. Hesna Şener sadece dürüst, vicdanlı bir hâkim değil, aynı zamanda çevresinde her zaman yardımseverliği, şefkati ile tanınan da bir isimdir. 22.07.1975 tarihinde Denizli’de vefat eder ve burada defnedilir.

Adaşı aynı zamanda yeğeni olan Isparta barosu avukatlarından Hesna Şener Özgürler Hanım basında kendisi ile yapılan görüşmede teyzesini şöyle anlatır:

"Teyzem yerine göre son derece otoriterken yerine göre de son derece alçak gönüllü, mütevaziydi. Bir şeyler ısmarlamasını çok severdi; evinden, sofrasından misafir eksik olmazdı, kâtiplerine yemek ısmarlar ve birlikte yerdi... Bir kötü huyu varsa çok sigara içerdi... Sohbet etmeyi çok severdi; benim uykum gelir uyurdum o ise sohbeti hep uykuya tercih ederdi... Cesur kararlı ve korkusuz bir karaktere sahipti." (2)

KAYNAKLAR
1-https://www.doktoryildiztanriseven.com/turkiyede-okuyamadi-kuveytte-doktor-oldu.html
2-https://www.haber32.com.tr/bir-kahraman-hakime-makale,1356.html

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.