Yemen müsbet hareketle özgürleşiyor

Yemen’de demokratik direniş hareketinin liderlerinden Behram Salihi 33 yıllık cuntadan kurtulmak için neler yapıldığını anlattı

Röportaj: Dursun Sivri-RisaleHaber

 

Yemen’de Ali Abdullah Salihi’nin baskısı altındaki 33 yıllık dikta yönetimine karşı demokratik direniş hareketinin etkin organize yapısı olan Islah hareketinin liderlerinden başkan yardımcısı Behram Salihi ile görüştük. Behram Salihi’nin yolu bir vesile Türkiye’ye düşer. Küresel çapta bir sivil yardım kuruluşu olan İHH’nın Ankara ofisinde görüşme fırsatı bulduk. İHH Ankara ofisinden arkadaşlar Risale Haber olarak bizi de haberdar ettiler. Şu anki devlet başkanı Salihi’nin soyadı ile aynı soyadının aynı olması karıştırılmasın. Sadece benzerlik söz konusu.

Yemen’de neler oluyor? Ne var ne yok kabilinden bir sohbette sorularımıza verilen cevapların paylaşımıdır bu röportaj.

 

Behram Salih İngiltere’de bulunuyor. Hareketin içinde, yakından takip ediyor. Hareketin uluslararası camia ve ilgili kuruluşları hem bilgilendiriyor hem stratejik destekleri ve yardımları koordine ediyor. Yemen’deki karşı hareket uzun zaman devam etmesine rağmen henüz Tunus ve Libya gibi bir aşamaya gelinemedi. Dışarıdan bakınca acaba arzu edilen netice alınamayacak mı gibi tereddütler zihinleri meşgul ediyordu. Gelişmelerin gayet ümit verici olduğunu öğrendik.

 

Özetle müsbet hareketin ne kadar etkili olduğu bir kere daha anlaşıldı. 24 Milyonluk ülkede 60 milyon silahın olmasına rağmen direniş hareketine katılan herkesin silahlarını evde bırakarak meydanlara silahsız çıktığını, direnişte meşruiyet çizgisini taşırmadan yürüttükleri bilgisinin altını çizmek isterim. İhvan-ı müslimine benzer bir hareket olan Islah Hareketi’nin tarihten bugüne gelinceye kadar kazanılmış deneyimleri iyi değerlendirdiği söylenebilir.

 

Arapça yapılan konuşmaları İHH görevlilerinin tercümanlığı aracılığı ile gerçekleştirebildik. Bu vesile ile çok yönlü faaliyet ve hizmetlere vesile olan İHH Ankara ofisindeki arkadaşlara da teşekkür ederiz.

 

YEMEN 33 SENEDİR CUNTA İLE YÖNETİLİYOR

 

Yemen’deki son durumu anlatır mısınız?

 

Yemen son 33 senedir cunta ile yönetiliyor. Bu 33 sene içinde lider bütün akrabalarını yönetime getirmiş, bakanlıkların hepsini onlara dağıtmıştır. Yemen halkının yüzde 41’i zaruret ve fakirlik içinde yaşıyor. Özellikle şu son zamanlarda hastalıklar oldukça çoğaldı. Hastanelerin verdiği rakamlara göre insanların yüzde 50’si hasta durumda… Bununla beraber hastaneye gitmeyen, dolayısıyla sayısı bilinmeyen nice insan da var. Mescid-i Haram’a giden elektrikten çok daha azı Yemen’de harcanıyor. Verilen elektriğin voltu da çok az zaten. Gün boyu sadece bir veya bir buçuk saat kadar elektrik oluyor evlerde. Yemen çok sıcak bir memleket hâlbuki... Klima, vantilatör gibi aletleri çalıştırmak, serinlemek mümkün değil. Su sıkıntısı da aynı şekilde çok fazla…

 

Şu an Yemen’in hem idaresi, hem maliyesi tamamen bitmiş durumda.  Her şey fesada uğramış. Zaten Yemen halkının yüzde 65’i okuma yazma bilmiyor. Bu durum yine yıllardır süregelen cunta yönetiminden kaynaklanıyor. Onun için mücadele başladı. Ama şu ana kadar bir başarı elde edilmiş değil. Ancak oradaki olaylar son bulup, ortalık sakinleşirse felaha ulaşılacak.

 

HER ŞEYİ YAPIYORLAR YETER Kİ CUNTA KALSIN!

 

Orada bulunan dış güçler insanlara para vererek “sen El Kaidesin” diyor. İnsanları kandırarak, kışkırtarak ortalığı karıştırıyorlar ve Yemen’i bu şekliyle gündeme getirmeye çalışıyorlar. Yani dış destekli çoğu şey… Bildiğiniz gibi önceden Yemen ikiye ayrılıyordu. Kuzey ve Güney Yemen diye… Şimdi o ikisini birleştirdiler. O kadar büyük destek veriyorlar ki hükümete, problem ortadan kalksın ama yeter ki cunta yönetimi kalkmasın. Yani cunta yönetiminin oradan kalkmasını istemiyorlar. Hatta bazı ayrılıkları ortadan kaldırmaya da yardımcı oldular. Kuzey, güney problemini bitirdiler bu sebeple.

Bu olaylar çıktıktan sonra yüzlerce insan sokağa döküldü. Hatta Taiz’de yüz bin insan çıktı. Taiz’in nüfusu o kadar çok olmamasına rağmen sokağa çıktılar. Cuma namazını kıldıktan sonra gösteri yapmaya başladılar. Bu gösterileri gayrı resmi olarak engellemeye çalışıyorlar. Çünkü resmi olunca halkla birebir karşıya geliyorlar ve sorun çıkıyor. Zaten yarım milyona yakın insana para vererek memur yaptılar. Başka devletlerden de para veriyorlar onlara. Yemen’de şu an 60 milyon silah var. Aynı onun gibi şeylerle gösteri yapanları, karşı çıkanları engellemeye çalışıyor hükümet. Yani vatandaşın sokağa çıkmasını önleyecek engeller çoğu…

 

MUHALEFET HAREKETİ SİLAHSIZ YÜRÜTÜLÜYOR

 

İdareye karşı yapılan gösterilerde organizeli bir çalışma var mı? Yani muhalefetin ciddi ve samimi bir organizasyona sahip olduğundan bahsedebilir miyiz Yemen’de?

 

Şu anda silahsız olarak başlarında bulunan reisleri var. Muhalefeti yöneten kişiler çok ama dediğim gibi silahsız çalışıyorlar. Ordu da ikiye bölünmüş durumda. İkiye bölünenler de komple silah var ve birbirleriyle çatışıyorlar. Ordudan ayrılanların elinde füzeden tutun da, roketatar, kalaşnikof ve tank bile bulunuyor. Bölünen ordu birbiriyle bu şekilde çarpışıyor. Başlarında Hizbul İslam var. Onun türlü programları var. Öğrenciler de çıkıyor ortaya. Onların başında Islah denen bir grup var. Bu Islah gurubu 6 sene önce aynı isimle Islah Partisini kurdu. Şu an o partiden milletvekilleri var mecliste. Hatta bunların bir kısmı yurtdışında İsviçre’de birkaç yere de dağılmış vaziyetteler. Bunlar işin başındalar ve muhalifleri yönetmeye çalışıyorlar. Oradaki solcularla, laiklerle bir araya gelip bir mutabakat hükümeti kurdular. Şu an devletle de anlaştılar.

 

ÜLKEDE 24 MİLYON İNSAN VAR AMA 60 MİLYON SİLAH VAR

 

Önemli bir noktayı daha belirteyim. Bu muhalif grupların hepsi caddeye indiler fakat silahlarını eve bırakarak indiler. Orada silahsız yemek yemek bile ayıp karşılanır. 24 milyon insan var, 60 milyon silah var. Yani herkesin mutlaka silahı var. Fakat caddeye, sokağa döküldüklerinde silahsızdılar. Bunun nedeni özgürlükten yana olduklarını göstermektir. Tüm bunlara rağmen hükümet sahaya indi. Bırakın halkı silahlarla vurmayı, adamların kafasını roketatarlarla uçurdu. Orada yapılan katliam sonunda ortadaki cesetlerin kafaları yoktu yerinde düşünün. Vücutları dahi ikiye bölünmüştü. Bu durum iki hafta boyunca bu şekilde devam etti. Ama hala aynı şekilde muhalifler silahlanmayı istemiyor. On aydır insanlar meydanlarda… Sırf bu olaylar nedeniyle hükümetten para almakta…

 

DİKTA YÖNETİMİ ANLAŞMAYA MECBUR KALDI

 

Olayların sonunda hükümet gurur ve kibrine yediremese de bir anlaşma yaptı. Yani silah bırakma anlaşmasıydı bu. Körfez ülkeleriyle ittifak yapıldı. İlk şart şu; cunta hükümeti bitecek. Cumhurbaşkanının yardımcısı üç ay yönetimi devralacak. Üç ayın sonunda seçimler yapılacak. Seçim sonucu oluşacak parlamento ise iki yıl boyunca devleti yönetecek.

 

ANLAŞMAYI SIK SIK HÜKÜMET TARAFI BOZUYORDU

 

Yapılan bu anlaşma inandırıcı mıdır? Olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir mi?

 

Yedi aydır böyle bir ittifak yapıyorlar ama sürekli bozuluyor. Yani anlaşamıyorlar. Bir sebep bulup bozuyorlar. Ama şu son seferde kesin gibi görünen bir anlaşma yapıldı sanki. İki tane elçi var arada. Yüzde 50 protesto yapanlar, yüzde 50 hükümet insanlarından oluşan bir parlamento istiyorlar. Hükümet reisi muhalefetten olacak. Bu şekilde Salih parasını ve mahkeme karşısına çıkmayı garanti altına almış olacak. Yani ne para verecek, ne de hâkim karşısına çıkacak. Otuz milyar dolar serveti var şu an.

 

Salih hükümeti kendini garantiye aldı diyelim. Parasını, özgürlüğünü korudu. Peki, ama Yemen halkının istediği gerçekleşecek mi sonuç olarak? Yani Yemen halkına ne gibi faydası olacak bu durumun?

 

Seçim yapılacak ve halk istediği kişiyi başa getirecek.

 

YÜZDE 60 OKUMA YAZMA BİLMEYEN TOPLUMA RAĞMEN SEÇİMLERDEN ÜMİTLİYİZ

 

Gerçekten bu seçimler de usulüne uygun olarak, demokratik bir şekilde yapılabilecek mi?

 

Reis yani Abdullah Salih giderse hepsi mümkün olabilir. Yüzde 60’ı okuma yazma bilmeyen bir toplumda tabiki de güç hükümetin elindedir. Ama üç ay sonra yapılacak seçimlerde ordu feshedilecek. Ve güç onun elinden alınmış olacak. İnsanlar korkmaktan vazgeçecekler. Bunun yanında radyo, televizyon gibi bütün yayın organları hükümetin elinde. Bir eylem yapıyor, bir fikir ortaya çıkarıyor, “Bu böyle midir?” “Böyledir” dedirtiyordu. Çünkü Yemen kanalından başka bir yerel kanalı yok ülkenin. Oradan istedikleri yayını yapıyorlardı. Fakat bundan sonra muhalifler de üç ay boyunca o kanallar vasıtasıyla yapılan yanlışları ilan edebilecek. İnsanlara gerçeği anlatacaklar ve durum değişecek böylece. Muhalifler kan dökülmesini, savaş olmasını istemiyorlar. Şimdi biz sivil olarak karşı durursak kazanırız. Mesela İhvan-ı Müslimin Mısır’da çok etkin değildi. Ama şu anda yüzde 70’lere dayandı taraftarları…

 

YEMEN’İN DEMOKRATİK SİSTEME YAKINLIĞI TUNUS VE LİBYA’DAN DAHA İLERİ

 

Tunus, Libya, Suriye ile mukayese edildiğinde Yemen’in pozisyonu Suriye’den ileride görünüyor.  Mısır’la mukayese edersek Yemen’in durumu hangi konumdadır?

 

Biz onlardan daha ileriyiz. Konum olarak onlar ileride görünüyor ama biz daha ilerideyiz. Mesela bizim şu an 60 milletvekilimiz var. Ve bunların hepsi İslami olarak seçilmiş milletvekilleri… Biz Osmanlı hilafetini, Abdülhamit’i okuduk. Onların ne kadar büyük kumandan ve denizci olduklarını öğrendik.

 

ISLAH HAREKETİ ESASINDA BİR YARDIM KURULUŞU İDİ

 

Mısır’da ihvan-ı Müslimin ön plana çıkmadı. Bütün tepki gruplarıyla geri planda durdu. Doğru yaptı. İtidalli davrandı. Yemen’de de muhalifler içindeki İslami gruplarla, İslami olmayan gruplar arasında nasıl bir işbirliği var?

 

Bunların en büyüğü Islah grubu olduğu için, diğer gruplar onun etrafında toplandı.  Ve anlaşmayı öyle yaptık. Sadece Islah değil, diğer tüm gruplar girdiler anlaşmaya. Oradaki Islah Hareketi aynen Türkiye’deki İHH derneğine benziyor. Hatta belki de ondan daha büyük bir kuruluştur. Hem üniversitelerde talebe yetiştiriyorlar, hem de fakir fukaraya yardım ediyorlar. Yani hayırlı bildiğiniz bütün işleri yapıyorlar. Mısır’dakinden çok daha farklı olarak ön plana çıktılar. Milletvekili olarak da desteklediler. Yani biraz daha farklı…

Bombalamalardan ötürü bir sürü insan evlerini terk etti ve dışarıda yaşamaya başladılar. Müşteri yok. Esnaf zor durumda... Hastanelerde tedavi olamıyorlar.  Bu insanlara tıpkı Somali’ye olduğu gibi yardım etmek gerekiyor.  Biraz hayatlarının düzene girmesi lazım… Türkiye’den insanlar bu gün gidip oraya yardım ederlerse, orada çalışırlarsa, bu ittifaktan ötürü yarın bir gün Doğalgazdan tutun da, petrole kadar her şey, hiç olmazsa Müslümanların eliyle faaliyet görür. Çünkü bunlar hep gayrı İslami ülkeler tarafından sömürülüyor. Müslümanların eliyle dağıtılırsa eşit dağıtılır…

 

ABDULLAH SALİHİ’Yİ ARTIK SUUDİ ARABİSTAN DA KURTARAMAZ, BİTTİ

 

Devletler bazında ele alırsak, Suudi Arabistan’ın destekleyeceğini biliyoruz.  Batı ülkelerinin yaklaşımı nedir Yemen’e?

 

Destek verseler de vermeseler de şu anda bitti. Yemen fakirlik ve zaruret içerisindedir. İnsanların yarısından fazlası yarım dolarla geçinmeye çalışmaktadır. Diğer konulara nazaran bunlar pek gündeme gelmiyor.

 

ISLAH HAREKETİ 1962’DE ŞEYH ABDULMECİD ZİNDANİ İLE BAŞLIYOR

 

Islah Hareketinin fikri temeli, arka plandaki fikri dayanağı, stratejik referansları nelerdir, kimlerdir?

 

1962’den de öncesinde Islah hareketi başlamış. 1999 yılında icraata geçti. Öncesi Şeyh Abdülmecit el Zindani’ye dayanıyor. Zübeyiri vardı ama o zamanlar şu andaki gibi cuntalar olduğu için hiçbir şeyi aleni yapamıyorlardı. Gizli çalışmalar yürütüyorlardı haklı olarak.

 

www.RisaleHaber.com 

Röportaj Haberleri