Yaşlanma ve manevi bakım çalıştayından notlar

Afife ARTIK

Öncelikle bu çalıştay sonrasında program ile alakalı yazılara göz atarken haberdar olduğum bir adresi sizinle paylaşmak istiyorum ki, bu adreste Prof. Dr. Ali Seyyar ile Aynur Yumurtacı Hanımefendinin birlikte hazırladıkları ve Aynur Yumurtacı’nın sunumunu yaptığı tebliğ metni de mevcuttur. Bilal Sambur’un tebliğine ise hem Risale Haber’deki yazısında hem de Risale Akademi sayfasından ulaşabilirsiniz. İşte adres budur: ttp://www. manevibakim. com/

Şimdi çalıştayda aldığım notlar ve bunların bana düşündürdüklerinden bir parça paylaşmak istiyorum. Esasen bu konu gerçekten de çok ciddi ve profesyonel çalışmalar gerektiriyor. Tebliğcilerin sunumlarını birbiri ile alakadar kısımlarını birleştirerek tebliğleri bir nevi mezc edeceğimden şimdiden tebliğinden istifade ettiğim katılımcıların adını zikretmek münasibdir: Dr. Said Enver Çeleğen, Dr. İsmail Benek, Mehmed Fırıncı (konuşma sırası sebebi ile bu sıraya girdi yoksa elbette ilk sıra Fırıncı Ağabeyimizindir), Mustafa Duman, Bilal Sambur, Dr. Mahir Yeşildal, Aynur Yumurtacı, İsmail Yazıcı, Op. Dr. Aytekin Coşkun, Sümeyra Çelik, Dr. Kemal Aydın ve Bezm-i Alem Vakıf Üniversitesinin genç doktorları.

  • Nokta-i istinad ve nokta-i istimdadını kaybeden insanların bir bataklığa saplanıp kalması kaçınılmazdır. Günümüzde dünya insanları çok ciddi ahlaki ve psikolojik problemler yaşıyorlar. Bu ciddi problemler ile baş edemeyen insanlar gaflet ve sefahat ile kendilerini uyuşturuyorlar, fakat maddi hazlar ile kendilerini uyuşturmalarına müsaade etmeyen yaşlılıkta çok büyük bir kaygı yaşıyorlar. Bizim bu insanlara imandan gelen reçeteleri ulaştırmamız gerekiyor.
  • 2012 senesinde düzenlenen “Hastalar Risalesi Çalıştayı” birçok ilklerin vücuduna sebeb olduğu gibi inşallah bu çalıştay da çok ilklere vesile olacaktır. Hastanelerimizde hastaların Hastalar Risalesinin hakikatlerinden istifade etmeleri için hastanelerde pilot uygulamalar yapılmaya başlandı ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi konu üzerinde yüksek lisans düzeyinde durmaya başladı. Çalıştay kitabı da 700 hastanenin başhekimlerine ulaştırılarak akıllara büyük faydalar sağlayacak kapılar açılmış oldu.
  • Hastalar Risalesi Çalıştayı tahminlerin fevkinde istifadeye ve başlangıçlara vesile olduğu gibi bu çalıştay da inşallah büyük inkişafların duası mahiyetinde olacaktır.
  • Batıdan gelen çözümler bizim insanlarımıza çok uymuyor. İhtiyarlar ve hastalar konusundaki gerekli uygulamalar hakkında bize en müessir yolu gösteren metinler Hastalar Risalesi ve İhtiyarlar Risalesidir. Biz yaşlılarımıza İhtiyarlar Risalesinin hakikatlerinden faydalı olabiliriz. Ve bütün dünya insanları bu hakikatlere muhtaçtır. Bizim bu hakikatleri bir sistem haline getirerek bütün insanlara servis yapabilmemiz beli bükülmüş ihtiyarları manen ayağa kaldıracaktır. Öyle ise biz ciddi ve bilimsel kriterler ışığında, hikmetin nurundan beslenerek bu hakikatleri sistem haline getirmeli ve bütün dünya insanlarının istifade edeceği şekilde sunabiliriz ve sunabilmeliyiz.
  • Bu minvalde manevi bakım ajansları kurulabilir. Ve vakıf müesseselerinin işletilmesi gerekir. Vakıf demek bir hayırlı, bereketli dua almak demektir. Vakıfların duası da bedduası da vardır. Bulunduğumuz bina (Adile Sultan Kasrı- Hababam sınıfının çekildiği mekan) bir hayırsever hanımefendinin yetim çocukları himaye için yaptırdığı bir binadır ve belki onun dualarıdır ki bugün bu binada yaşlılar için ne yapabileceğimizi konuşmamıza vesile olmuştur.
  • İhtiyarlık fıtrî bir süreçtir. Allah’ın, kulları için taktir ettiğidir. Hayat elem çekerek ve emaneti gereksiz yerlere sarf ederek yaşanmamalı. Dünya hayatı, ebedi hayatı en güzel şekilde imar edecek tarzda yaşanmalı ve bunun nasıl olacağını insanlara anlayabilecekleri bir dil ile anlatmak mecburiyetindeyiz.
  • Risale-i Nur’un tefekkür ikliminde olan bir insanın yaşlılık elemi çekmesi söz konusu değildir. Risale-i Nur bize çok ezici haller karşısında mahzun olmamanın, kederlere kapılmamanın yollarını gösteriyor haza min fadli Rabbi.
  • İman hakikatlerinin ihtiyarlıkta inkişafı daha bir başkadır. Çünkü insan acz ve fakrını ve dünyadan gidici olduğunu daha net fark eder.
  • Mühim olan insan ömrünü olabildiğinde uzatmaktan ziyade olabildiğince bereketli kılmaktır ki bu da ahirete dair gayreti olmak ve bekaya bakan işler yapmakladır. Kısa ve bereketli bir ömür (mesela Hz. Fatıma Radiyallahü Anhın ömr-ü mübareki gibi) uzun ve ebter bir ömre müreccahtır.
  • Küresel yaşlanma dünyanın, küresel ısınma kadar mühim bir problemidir. Dünyanın başındaki en önemli iki sorun bunlardır.
  • Huzur evlerine gelen yaşlılar hızlı bir çöküş yaşıyorlar ve ani ölümler meydana geliyor. Verilen hizmetler ne kadar kaliteli de olsa manen insanları üşüten havası yaşlıların psikolojisini çok derinden etkiliyor ve hayatla olan bağlarını hızlı bir şekilde kopartıyor. İnsanların ölümü beklemek için bulundukları bir mekan ve hayatın faaliyet ve hareketlerinden mahrum bir alan olarak karşımıza çıkıyor.
  • Aileleri ile beraber olan ve hususen evlatları ile bir arada olan yaşlıların çok daha mutlu olduğunu istatistikler ortaya koyuyor.
  • Bediüzzaman, manevi bakımı modern dünya şartlarında disipline eden kişidir.
  • İhtiyarlar Risalesi yaşlılık döneminde hikmetin nasıl bulunacağını gösteriyor. Kuru bir teselli vermiyor nurlu hikmeti gösteriyor.
  • Allah’a kulluk ve macera olarak değerlendirilmeyen bir hayat anlamdan mahrum olacaktır.
  • İhtiyarlar Rialesi “artık işe yaramazsın” cümlesi ile ifadesini bulan öğrenilmiş çaresizliği ÖĞRENİLMİŞ GÜÇLENDİRME ile tebdil ediyor.
  • İhtiyarlar Risalesi bu mesajı veriyor: “Allah sizi terk etmeyecektir, Allah’ın varlıkları hep sizinle beraberdir. ”
  • Bizi dünyada nazik ve nazenin bir misafir olarak ağırlayan Allah; Kalbimizin, latifelerimizin, ruhumuzun, aklımızın, bedenimizin bütün ihtiyaçlarını fevkalade hikmetler içinde bize ihsan etmekle manevi bakımımızı yapan ve manevi bakımımızı tekeffül eden yegane zattır. Hiçbir konuda eşi ve ortağı olmadığı gibi bu konuda da yoktur. Yavrulara çok büyükleri musahhar ettiği gibi ihtiyarların da etrafına şefkatli hizmetkarlarını gönderir. Bizim ihtiyarlarımızı huzur evlerine hapsederek onlara hizmetten kendimizi mahrum etmemiz ise rububiyetin bu tasarrufuna bir nevi inkar hükmüne geçebildiğinden her geçen gün daha mutsuz ve rahmetten ırak kalabilmekteyiz. Zarara rızası ile girene ise merhamet olunmaz. İhtiyarlarını baş tacı etmeyenler mutsuz olmaya kendilerini mahkum ederler ve onları başlarından savmakla elde edeceklerini zannettikleri dünya lezzetlerinden ve bereketten mahrum kalırlar. Görünen çok köyler var fakat baktığını idrak edecek göz gerek.
  • Yaşlıların karşılaştığı bazı his ve durumlar bunlardır: anılarda yaşama, geçmişten kopamama, geçmişe takılma, geleceğe dair kaygılar, ölüm korkusu, işe yaramama hissi, sosyal hayattan uzak kalma, aktivitelerde azalma, yalnızlık, çaresizlik, stresle baş edebilme yetisinde azalma, direnme, ayrıntılara takılma, kısa süreli bellek kaybı, yakın geçmişi hatırlayamama, özgüven kaybı, uyum güçlüğü.
  • Bediüzzaman hep yüksek yerlerden bahseder. Çamlıca tepesi, Çam Dağı, Yuşa Tepesi, Ankara Kalesi gibi. Yaşlılığa da yüksek bir zirveden baktırır ve etraflıca gösterir. Elmas kıymetinde bir cümleyi demezden evvel gerilimi öyle arttırıyor öyle arttırıyor ki o cümle adeta iksir gibi tesir ediyor. Gerilimi arttırmada kimi zaman yaşadıklarını anlatma yolunu seçiyor. Kendi iç aleminin kapılarını bize en ziyade açtığı risale İhtiyarlar Lemasıdır.
  • Bakıma muhtaç kalmak her ne kadar zahiren hiç ama hiç arzu edilmeyen bir hal ise de fevkalade kazançları da vardır. Bakıma muhtaçlık; kulluk şuurunu geliştirir, kedine ait olmadığını tam hissettirir, kadere iman şuurunu geliştirir, aktif sabrı öğretir, günahlara kefarettir, feyiz hislerine güzel bir zemin olur, ibadete sevk eder, ruhen olgunlaştırır, ölümü ve ahireti hatırlatır, bakıma muhtaç halde ölmek şehit sevabı kazandırır ve Cennete davetiyedir. Kimsesiz ve garip olarak hastalanıp da sağına soluna önüne arkasına bakıp da kimseyi göremeden vefat eden kulunu Allah’ın Cennetine alacağına dair hadis vardır.
  • Kurtuluş, berat nedir? İnsanın nefs-i emaresinden yakasını paçasını kurtarması değil midir? Öyle ise ihtiyarlık bir nevi kurtuluş değil midir?
  • Manevi bakıma her yaştan insanın ihtiyacı vardır. “menevi bakım önce bana lazım” diyerek evvela kendi manevi bakımımıza önem vermemiz gerekir. Bu, ihtiyarlığımızda bile insanlara faydalı olma hazzını bize yaşatabilecek bir hali yakalamamıza vesile olabilir. Kendi manevi bakımını ihmal edenler başkalarının taşımakta zorlandığı insanlar olabilirken, manevi bakımını önemseyenler yaşlılıkta bile çok insanların destekçisi ve manevi kayyumu olabilirler. Çok gençlerin manevi çöküntülerini aşmalarına yardımcı olabilirler. Böylelikle Allah’ın fevkalade san’atı olan insanların selametine hizmet etmekle kendilerini işe yaramayan ve dünyada işi bitmiş olarak görmek gafletine düşmezler.
  • Anti aging yani; yaşlanma etkilerini gidermeye yönelik çabalar, estetik ameliyatlar ve sair şeyler ölümü öteleme gayretleridir. İnsan bekaya aşık olduğundan hiç bitmemek arzusu elbette vardır fakat bedenin yaşayacağı fıtrî süreci durdurmak mümkün değildir. Manevi bakım cesedin ötesindekini görmeyi gerekli kılar ve böylece cesedinin gençliğine odaklanmak gafından korur.
  • İmanda nurlu, lezzetli, şirin defineler vardır. Allah’ın inayeti ile bu definelere ulaşanlar mutlu, huzurlu ve pozitif bakabilen insanlar olurlar.
  • Doğal yaşlanma sürecini kabul etmek, Allah’ın verdiğine razı olmaktır.
  • Yaşlılar için yapmamız gerekenler: koruma, destek, bakım, tedavi, hizmet ve hürmettir. Bunları sevgi, saygı, şefkat ile yapmak bizim onlara minnet borcumuzdur. Onlar bizi küçükken nasıl kolladılar, şefkat kanatları altında bizi himaye ettiler ise biz de ihtiyarlıkta onlara şefkatle hürmet ve hizmet etmek en güzel ibadet ve kulluk tavrıdır.
  • Ana babanın rızasını kazanmak bizi Allah’ın rızasını kazanmaya taşıyacaktır. Onları önemsememek ise onlardan ziyade bizim hem dünyamıza hem ahiretimize zarardır. Onlar önemsenmemekle mazlum gibi bir konuma gelerek ahiret kazançları artarken onları önemsememek zulmünü yapan gençler hem dünyada hem da ahirette bunun fevkalade zararları ile karşılaşacaklardır.
  • İhtiyar iken genç gibi davranmak fıtrata muvafık değil fakat yaşımızın gereğini yaşamakla beraber gençler ise aynı ortamlarda bulunmak bizi gençleştirir. Hususen de ruhen genç olmalar ile beraber olmak şevklerinden istifadeye medar olur.
  • Dünya insanlarına hitap ederken onlar ile aynı terminolojiyi kullanmak önemli.
  • Bizim Müslümanlar olarak her ülkede etik kurulları kurmamız gerekir. mesela zor durumlar ile karşılaşan (ötenazi önerisi gibi) Müslümanlar ne yapacaklar gibi konularda insanlara yardım edebilecek ve imanımıza uygun yaşamanın kriterlerini net olarak ortaya koyacak etik kurullarına bütün dünyada Müslümanların ihtiyacı var. Müslümanların yurt dışında etkin kurumları olmaması çok büyük bir eksikliktir. Vakıf şeklinde bir kurumsallaşma ile bu ihtiyaçların karşılanması daha münasib görünüyor.
  • 2015 – 2016 yılları uluslararası yaşlanma ve manevi bakım farkındalık yılıdır. En kısa zamanda ilgili web sitesi faaliyetleri duyuracaktır. 

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.