Cirit, Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen adli yıl açılış töreninde konuştu.
Konuşmasında kamu yönetiminde liyakatin önemini vurgulayan Cirit, liyakat kavramına öneminden dolayı hadislerde de yer verildiğini aktardı ve Hazreti Peygamber'in, "Kıyamet ne zaman kopacak?" sorusu üzerine "İş ehil olmayana verildi mi kıyameti bekle dur" buyurduğunu anlattı.
Bilginin yerini cehaletin alması ve cehaletin yaygınlaşması halinde gerçekler ters yüz olacağından toplumların felaketin eşiğine gelmesinin kaçınılmaz olacağına dikkati çeken Cirit, "Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasının en büyük sebeplerinden birisi liyakat sisteminin bozulmasıdır. Liyakat sistemi işlemeyince adama göre iş, rüşvet ve iltimaslar artmıştır. Memurlar yetkilerini kötüye kullanarak, halka zulmetme noktasına kadar gelmiştir." diye konuştu.
Başkan Cirit, ehliyet ve liyakate dikkat edildiğinde 21. yüzyılın Türk yüzyılı olacağını söyledi.
Bu kapsamda yargılama süreçlerinin büyük bir özen ve titizlikle yürütülmesi gerektiğini belirten Cirit, "Dikkatsizce ve kötü hazırlanan iddianameler, kararlar, dosyalar ya da çalışmalar, bir yandan yargılama sürecini geciktirmekte, tarafların zarar görmesine yol açmaktadır. Bu sebeple, hakim, cumhuriyet savcısı ve yargı personeli seçiminde, yükselmesinde ve nakillerinde objektif kriterler belirlenerek liyakat ilkesine uygun davranılması büyük önem taşımaktadır." diye konuştu.
"Ana tema adalet"
Liyakat ilkesi ve hesap verebilirlik arasında çok sıkı bir bağlantı bulunduğuna işaret eden Cirit, kamu görevlilerinin bir göreve atandıklarında o pozisyonun gerektirdiği iş ve görevleri en iyi şekilde yapıp yerine getirmeyi taahhüt etmiş sayılacaklarını ve üstlendikleri emanetin gereklerini yerine getirip getirmemekle ilgili hesap verme sorumluluğunun altına gireceklerini kaydetti.
Tarih boyunca, adil olmayı başarabilen ve güçlü adalet sistemi kuran devletlerin uzun ömürlü olması ve yüzyıllarca varlıklarını sürdürebilmelerinin tesadüf olmadığının altını çizen Cirit, bu sebeple Yargıtayın 150. kuruluş yıldönümü etkinliklerinin ana temasının "adalet" olduğunu söyledi.
Hukuk devleti, insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin amacına uygun şekilde hayata geçirilebilmesi için erdemli hukukçulara ihtiyaç duyulduğunu anlatan Cirit, "Kötü kanun yoktur, kötü hakim vardır" sözünün, hakimlik mesleğinin adaletin sağlanmasında ne kadar önemli olduğunu vurguladığını ifade etti.
Cirit, "Adil, bağımsız, tarafsız ve dürüst hukukçuların varlığı, hukuk düzeninin ve demokrasinin en önemli teminatlarından biridir. Kendi aklına güvenerek özgürce hareket edebilen, adalet ve vicdanına aykırı hiçbir tutum ve davranış sergilemeyen, bilgiyi ve doğruyu kendine rehber edinen, yüksek karakterli hukukçu nesiller yetiştirmemiz gerekir." dedi.
Yakın geçmişte yaşanan terör örgütü FETÖ/PDY gerçeğinin, yargının ve yüksek mahkemelerin, topluma karşı şeffaf ve hesap verebilir şekilde yapılandırılmasının ne kadar önemli olduğunu da gösterdiğini ifade eden Cirit, yargı etiği, şeffaflık ve topluma karşı hesap verebilirlik ilkelerinin hukuk devletinin ve demokrasinin temel ilkeleri olduğunu kaydetti.
Yargıtayın yargı etiği ile yargı etiği ilkelerini yaygınlaştırma çalışmalarını da anlatan Cirit, yargıda şeffaflığın önemini vurguladı.
Halkın Yargıtaya duyduğu güvenin, Türkiye'deki adalet sistemine duyulan güvenden bağımsız algılanmadığına işaret eden Cirit, Yargıtayın ülkenin adalet politikasına kayıtsız kalmasının düşünülemeyeceğini söyledi.
Hukukun üstünlüğüne ulaşmak için insanlığın çok ağır bedeller ödediğini belirten Cirit, şöyle devam etti:
"Yaşama hakkı, özel yaşam ve aile hayatının korunması, ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, mülkiyet gibi haklara yönelik ihlaller, klasik yöntemlerden farklı şekillerde gerçekleşebilmektedir. Bu noktada, hukuk sisteminin ekonomik, sosyal ve teknolojik gelişmeleri daha yakın ve hızlı bir şekilde takip etmesi, özgürlükler üzerindeki baskıları ortadan kaldıracak formüller üreterek bireylerin hukuki güvenliklerini sağlaması, hürriyet alanlarını koruması gerekir.
Hukuk, kurallardan ibaret değildir. Hukuk, adalet ve erdem ilkelerine dayalı bir değerler sistemi olup bu değerler üzerine inşa edilmelidir."
Milliyet