Yalnız, zaman, Bediüzzaman

Caner KUTLU

Yalnız olduğunda... gece tüm pencereleri açıp da... soğuğun içinden nezle mikrobunu çağırıp... sonra, sabah hapşırdığında mutlu olarak... bir canlıyla hayatı böylece paylaşmak istersiniz.

‘Bu sabah nezle ile uyandım’ demek bile bir çoğulluk belirtir.

Kendini her an paylaşarak hatırlamak... sanırım, ölüm korkusu yalnızlık hissiyle beslenir bu şekliyle...

Dostlardan ayrılık, düşmandan ayrılık, evrenden ayrılık, kendinden ayrılık gibidir.

Ayrılık olmasa, ölüm yol bulup gelemezdi gerçekten.

Hastalık bile, bir iletişim şekli olarak, ilginin göstergesi olarak görülmeli...

Bizi en çok düşünen belki de düşmanlarımızdır. Bir düşmanın varsa, en azından yalnız değilsindir.

Hele bir dost için her mekan ve zaman idealdir. Samanlık seyrangâh olur.

Yüzlerce yıl öncesine bir dost için gidebilir insan... çoğu kez dünyaya bir dost için tutunur. Bir göz için, nice gözlere tutulur.

İnsan için, dünyanın en güzel meyvesi kanından, canından olandır. Onlar varsa, sen de bir parça varsındır.

Bediüzzaman’ın bir nevi yalnızlığını paylaştığı Tarihçe-i Hayatında görüldüğü üzere:
en yakın dostlarından çınar ağacına olan bağlılığı...
kedilerle yakınlığı...
yıldızlarla akrabalığı...
karıncalarla paylaştıkları;
mesela, sinekleri bir yakın dostları olarak ‘Sinek risalesi’yle anlatması...
hem kediyle hem fareyle, kendine hizmet edenle ve zulüm için gelen memurlarla yalnızlığını paylaşabilmesi...
Kosturma günlerinde Volga’yla birbirine akmaları...
gurbet içinde aslında dostlar için çıkılan bir yolculuğun yaşanmasını...
zamanı bir güzel paylaşıma taşıması;
mekandan mekana...
sürgün de olsa yeni karşılaşmaları sevmesi...
gurbet içinde gurbeti,  kavuşma içinde kavuşmaya dönüştürmesi...
hepsini ölümün içinden yeni bir yol bulmasıyla bir evrensel ispata kadar götürmesi...
her şeyde bir ölümü ve yeniden doğuşu karşılaması...
hayatı bir karşılıklara yıkması...
dosttan ayrılığa, düşmandan gayrılığa anlamlar yüklemesi...
sevmesi, sevilmesi...
hep arkasından bakılan, uzaklaşan, geride çok şeyler bırakan olması...
tozlu yollarda birer iç burkulması, bir eziklik, mahzun ama dolu bir hayatı anlatması...
ve bizi böylece her şeyin ötesinde zamanın ve mekanın bedi’si olarak paylaşması...
yalnızlığı bir sonsuz iletişime götüren büyük sonucu anlatmasıyla bir kahraman olarak zihinlerde yer ediyor olması ile...

her zaman bir çoğulluğun, esasında, içteki tekliğin doğurmasıyla yaşanacağını gösteriyor,
ve bunu yalnızlığın coğrafyasında gerçekleştiriyor.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.