Doğu Türkistan'da Çin işgal yönetiminin Ramazan ayında yürürlüğe koyduğu yasaklamalar uluslararası toplumun tepkisi ile karşılaştı.
Çin yönetimi ramazan öncesi çocukların ramazan manileri söyleyerek evleri ziyaret etmelerini, Ramazan'da lokanta ve restoranların kapatılmasını, devlet memurları ve öğrencilerin oruç tutmamalarını, toplu ibadeti yasaklamıştı.
Çin yönetiminin kendi anayasa ve ilgili yasalarını çiğneyen insan hak ve hukukuna aykırı bu uygulaması uluslararası toplumun tepkisini çekti.
Merkezi Washington'da bulunan Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabia Kadir Asya Bülteni haber sitesinde yayınlanan açıklamasında Çin yönetiminin Müslüman Uygurların himayesiz ve güçsüz olduklarını varsayarak Ramazan ayında bu yasaklamaları yürürlüğe koyduğunu belirtti. Uygurların güçsüz ve sahipsiz olmadıklarını ifade eden Kadir, uluslararası toplumun gerekli tepkiyi göstermesini istedi.
Pekin Merkez Milletler Üniversitesi öğretim üyesi ve uluslararası toplumca tanınan insan hakları aktivisti Doç. Dr. İlham Tohti, Çin yönetiminin bu yasaklamalarının sadece Doğu Türkistan'da yaşayan Müslüman Uygurlar için olduğunu, Kazak ve Kırgızlar ile Çinli Müslümanlar ve dışarıda yaşayan Uygurlar için söz konusu olmadığını belirterek Pekin'de öğrenim gören yüzlerce Uygur Müslüman öğrencinin bir Uygur Lokantasında her gün toplu iftar yaptıklarını söyledi. Bu tür yasaklamaların yalnız dini sahada olmadığını, birçok sahada kontrol ve yasaklamaların olduğunu, bunun ise, Çin anayasası ile Özerk bölge yasasına aykırı olduğunu ifade etti.
ABD Temsilciler Meclisi Uluslararası Dini İşler Komitesi Başkanı Katrin Lantos, 31 Temmuz'da konu ile ilgili yaptığı açıklamada; Çin yönetiminin istikrar ve güvenliği sağlamak bahanesi ile Müslüman Uygurlara baskı ve aşırı güç kullandığını ifade etti. Lantos ayrıca Müslümanlar için çok önemli olan Ramazan ayında Çin yönetiminin Müslüman Uygurlara uyguladığı yasaklamaları kınadı ve bu yasaklamaların derhal yürürlükten kaldırılmasını talep etti.
Orta Asya ve Türkler üzerinde yaptığı çalışmaları ile tanınan Kaloforniya Pomuna Enstitüsü İnsani Bilimler bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Dru Gladny UPİ Ajansına konu ile ilgili yaptığı açıklamada Çin yönetiminin Müslüman Uygurların dini duygularına ve örf adetlerine saygı göstermediğini bunun da onların yönetime olan nefret duygularının her geçen gün artmasına sebep olduğunu belirtti.
Federal Almanya merkezli Tehdit Altındaki Milletleri Koruma Teşkilatı Başkanı Dr. Ullrich Delius Hür Asya Radyosu'na yaptığı açıklamada; "Çin yönetiminin Müslüman Uygurlara karşı yürüttüğü ayırıcı ve dışlayıcı politikası, baskı ve zulmü günümüzde zirve yapmıştır. Uygur kadınlara karşı yürütülen başörtüsü yasağı Çin zulmünün bariz örneklerinde biri... Günümüzde Müslüman Uygurlar bütün haklarından mahrum edildiği gibi, özgürce sakal ve bıyık bile uzatamamaktadır." ifadesini kullandı.
Bu tepkiler üzerine sözde "Uygur Özerk Bölge" hükümeti sözcüsü Hu Hen Min yeni Çin ajansına konu ile ilgili yaptığı açıklamada uygulamaya konulan yasaklama ve tedbirlerin Uygurların sağlığının korunması amacı ile alındığını iddia etti.
Dünya Bülteni